TTB Antalya bölgesindeki yangınlara yönelik değerlendirmede bulundu

Türk Tabipleri Birliği Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri (ODSH) Kolu, geçtiğimiz hafta Antalya"nın Serik ve Manavgat ilçeleri arasında kalan ormanlık alanda çıkan yangının giderek yayılması ve yerleşim alanlarını tehdit ederek bir “olağandışı durum” hali alması üzerine 04.08.2008 tarihinde bölgede incelemelerde bulunmuş ve bir rapor hazırlamıştır.

Rapor, kriz merkezi, sağlık çalışanları ve yetkililerle yapılan görüşmeler ve izlenimlere dayanılarak hazırlanmıştır. Görüşmelerde yetkililerce alınabilecek önlemler ile ilgili önerilerde bulunulmuştur.

1.      Manavgat İlçesi"nin Karabük köyünde başlayarak Serik İlçesi"nin dağlık alanlarına ve bu yöredeki yerleşim yerlerine yayılan ve bir iki gün içinde geniş bir bölgeyi etkisi altına alan yangın, bu alanda dağınık olarak yer alan birçok köyü etkilemiştir. Yangın Manavgat İlçesi"nin Taşağıl beldesi ile Beşkonak ve Serik arasındaki üçgende etkisini göstermiştir. Alanın giderek genişlemesi ve yangını kolaylaştırıcı hava şartları olayın boyutlarını büyütmüştür. Bu üçgende yer alan birçok köy yangından etkilenmiş ve yangın Taşağıl beldesini de tehdit etmiştir. Yapılan tahminlere göre yangın alanı 170 km uzunluğa eşdeğer bir alanda etki göstermektedir.

2.      Etkilenen bölge genel itibarı ile kırsal yerleşimin yoğun olduğu bir bölgedir. Bölgenin sadece Manavgat kısmında 6.000 civarında hane bulunduğu düşünüldüğünde doğrudan ya da dolaylı olarak iyimser bir tahmin ile en az 25 bin kişinin etkilenmiş olabileceği söylenebilir. Kırsal yerleşimin bu denli yoğun olması, sağlık hizmet sunumunu yangın öncesinde de olduğu gibi özellikli ve önemli kılmaktadır.

3.     Yangın 4.500 civarında bir nüfusa sahip olduğu belirtilen Taşağıl beldesini de tehdit etmiştir. Öyle ki yangın beldenin yerleşim alanlarına oldukça yaklaşmış ve beldenin içinde bazı alanlar yanmıştır. Ancak asıl sorun elektrik hatlarında yaşanmış ve belde iki gün elektriksiz kalmıştır. Bu durum hem su kesintisine yol açmış, hem de ilgililerin belirttiğine göre ormanlık alanlardaki yangın havuzlarına su pompalanamamasına ve söndürme çalışmalarının etkilenmesine neden olmuştur. Su kesintisinin iki gün sonrasında jeneratör temin edilerek beldeye yeniden su verilmiştir. Bu kesinti nedeniyle önümüzdeki günlerde özellikle ishalli hastalıklar açısından bölgede bir risk olabileceğini düşündürmektedir. Yetkililerin verdiği bilgiye göre beldede otomatik klorlama cihazı bulunmakta ve suların klorlanmasında kullanılmaktadır. Sağlık ocağı yetkilileri de su kesintisi sonrası klor seviyelerinin yeterli olduğunu ve sürekli kontrol ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu durum belde açısından sevindiricidir, ancak yine de gerek ishalli vaka sayılarının sürekli izlenmesi ve gerekse içme suyunda klor ve bakteriyolojik incelemelerin düzenli aralıklarla ve sıklıkla yapılmasında yarar bulunmaktadır. Özellikle bölgedeki köylerde de içme suyu izlemi açısından gerekli önlemler alınmalı ve gezici ekipler kurularak bölge ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir. Bölgede bulaşıcı hastalık sürveyansı güçlendirilmelidir.

4.      Elektrik kesintisi ile ilaç ve aşıların kullanılamaz hale gelmesi söz konusu olabilir. Bu konuda gerekli önlemleri almaya başladıklarını gözlemlediğimiz sağlık teşkilatı konu ile ilgili hassasiyetini sürdürmelidir. 

5.     Bölgede yangından etkilenen nüfusun barınma sorunları bir an önce çözülmelidir. Yangının yarattığı korku, endişe ve özellikle maddi kayıpların yol açtığı sıkıntılar kısa ve orta dönemde psikolojik sorunların yaşanabileceğini düşündürmektedir. Bu sorunlara yönelik önlemler şimdiden alınmalıdır.

6.      Yaşanan sorunun farklı başlıklarda sağlık sorunlarına yol açabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Bölgede yangından önce de var olması beklenen yılan, akrep ve diğer böcek sokmalarının, hayvan ısırıklarının artabileceği göz önünde bulundurularak gerekli önlemler alınmalıdır.

7.      Söndürme çalışmalarında canla başla görev yapan binden fazla çalışana yönelik olarak da yukarıda belirtilen husus dikkate alınmalı, bu çalışanlara tetanoz aşısı uygulanmalıdır

8.      Yaşanan bu olay bir kez daha olağandışı durumlara dikkat çekmesi ve etkilerin ne denli farklı olabileceğini ortaya koyması açısından çarpıcıdır. Bölge ekolojik olarak da etkileri çok uzun dönem sürecek bir felaket yaşamıştır, yaşamaktadır. İlgili ve yetkililerin bu anlayışla soruna yaklaşması gerekmektedir. Bu durumun sağlığa ve çevreye etkisi uzun erimli irdelenmelidir.

9.    Olağandışı durumlarla baş edebilme kapasitesi, olağandışı durum yaşanmadan önce oluşturulması gereken bir kapasitedir. Bu açıdan bakıldığında hemen her alanda yürütülen “özelleştirme” politikalarının bu kapasiteye olumsuz etki yapacağını öngörmek gerekir. Bu öngörüyle tıpkı sağlık hizmetlerinde olduğu gibi en önemli kamusal varlıklarımızdan biri olan ormanlarımızı hep birlikte korumamız ve geliştirmemiz bir zorunluluktur.