Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi Toplandı

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi, 7 Temmuz günü emek ve meslek örgütleri, işveren örgütleri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla toplandı.

Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyi toplantısı, Konsey Başkanı Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Erdem’in daveti ile olağanüstü toplandı. Toplantının ağırlıklı gündemi bir süredir alt komisyon çalışmaları süren “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Taslağı”nın değerlendirilmesi idi.

Toplantıya sendika ve meslek örgütlerinin yanı sıra, işveren örgütleri temsilcileri ve birçok Bakanlık temsilcisi ile Devlet Planlama Teşkilatı, Devlet Personel Başkanlığı gibi kurumların temsilcileri katıldılar.

Toplantıda, hazırlanmakta olan “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Taslağı”nın yanı sıra Tuzla ve Davutpaşa iş cinayetleri, silikozis (kot taşlama işçilerinde görülen hastalık) gibi kamuoyunda sıkça tartışılan konularında ele alınması gereği, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyinin bu alanda sorumluluğu olduğunun ifade edildi.

Toplantıya katılan Türk Tabipleri Birliği temsilcileri;  hazırlanmakta olan “İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun Tasarısı Taslağı” hakkındaki görüşlerinin alt komisyon toplantılarına katılarak defalarca yazılı ve sözlü olarak sunduklarını, 8 Şubat 2008 günü de maddelere ilişkin ayrıntılı eleştiri ve önerilerini yazılı olarak bildirdiklerini anımsattılar. 15 Mayıs 2008’de kabul edilen ve kamuoyunda İstihdam Paketi olarak bilinen 5763 sayılı yasaya da değinen TTB temsilcileri; bu yasanın zaten işçi sağlığı ve güvenliği ile işyeri hekimliği alanında iş kanunda ve ilgili diğer mevzuatta değişiklikler yaptığını, bu değişikler yapılırken Türk Tabipleri Birliğinden görüş alınmadığını, Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Konseyine de getirilmediğini  belirterek, iki yıldır süren çalışmalara rağmen yeni yasal düzenleme yapılmış olan bir konuda yeni bir görüş istenmesini içtenlikli bir çaba olarak görmediklerini bildirdiler.

Zaten Çalışma Bakanlığı tarafından iki yıl önce hazırlanarak konsey üyelerine verilen ve iki yıl boyunda alt komisyon toplantılarında yazılı ve sözlü sunulan görüşlere rağmen Bakanlığın taslağını hemen hemen hiç değiştirmediğini, bununla birlikte, taslağa dair ayrıntılı görüşlerini yazılı olarak tekraren sunacaklarını kaydeden TTB temsilcileri, toplantıda şu noktalara dikkat çektiler:  

  • Ülkemizde halen binlerce küçük ve orta ölçekli işyerlerinde yüzbinlerce kişi sağlıksız ve güvensiz koşullarda çalışmaktadır. Bunlardan kamuoyunun gündemine gelebilen kot taşlama işinde çalışanlardan halen bildirilmiş 300 silikozis vakası bulunmakta, onlarcası ölmüştür. Önümüzdeki günlerde de daha çok ölüm beklenmekte olup bunlara yenileri eklenecektir.  Artık başka bir “konsept”e ihtiyaç bulunmaktadır. İşçi sağlığı ve güvenliğini, işyeri hekimliği hizmetlerini işverenin sırtında yük gören bir anlayışla hazırlanan hiçbir düzenleme bu sorunları çözemeyecektir.  
  • Ülkemizde işyerlerinin çoğunluğu 50 işçiden daha az işçi çalıştıran küçük işletmelerdir. İş gücünün önemli bir oranı bu işyerlerinde istihdam edilmektedir. Buralarda çalışan işçilerin önemli bir oranı da kayıt dışı çalıştırılmaktadır. İş kazalarının ve meslek hastalıklarının büyük kısmı bu işyerlerinde gerçekleşmektedir. Hazırlanmakta olan yeni yasal düzenleme içerisinde de bu işyerlerinde hizmetlerin nasıl organize edieceğine, ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Kayıt dışılığı önleyici tedbirlere yer verilmemiş, bu işyerlerinin işyeri sağlık ve güvenlik hizmetleri düşünülmemiştir.
  • Mevcut tasarı ile bir mekanizma tarif edilmemektedir. Sadece bazı kavramlar belirtilerek çerçeve çizilmeye çalışılmaktadır. İşleyiş yine tümüyle yönetmeliklere bırakılmaktadır. Bu durum idareyi mutlaklaştırmakta ve katılımı güçleştirmektedir.
  • Hazırlanan tasarı AB uyum direktifi 89/2’nin aynen çevirisidir. Öyle ki Türkçe alfabede bulunmayan harfler dahi madde başlığı olarak yasa tasarısı taslağı içerisinde yer almaktadır. Ülkemizin ihtiyaçları ve gerçekleri göz önüne alınmaksızın hazırlanan bu tür düzenlemelerle sorunların çözülmesini beklenemez.
  • Hazırlanan yasa tasarısı taslağına bakıldığında işyeri sağlık ünitesinin bileşenlerinin hiç birinin görevlerinin tarif edilmediği görülmektedir. Sadece bakanlıkça yetkilendirilecekleri, belgelendirilecekleri belirtilmektedir. Öyle anlaşılmaktadır ki Bakanlık bir kez daha çalışma hayatına dair asli görevlerinden hiç birini yapamadığı ortada iken işyeri hekimlerinin eğitimlerini gerçekleştirmeye soyunmaktadır. Önceki süreçte hukukun verdiği kararlar ortada iken halen bu konuda ısrarcı bir tutumun sergileniyor oluşu, TTB’nin birikimine hürmetsizlikten öte anlamlar taşımaktadır.
  • Yasa tasarısı taslağı ile işyeri hekimliği hizmeti işverenlerin tasarrufuna, taşeron şirketlere, işçi sağlığı alanı ise piyasaya bırakılmak istenmektedir.
  • Uluslarası sözleşmelerde ve Yargı kararlarında işyeri hekimlerinin ve iş sağlığı personelinin mesleki bağımsızlığının sağlanması zorunluluğuna işaret eden düzenlemeler, bizim konuya ilişkin önerilerimiz ısrarla göz ardı edilmektedir.
  • İşçi sağlığı ve işyeri hekimliği alanına dair mevzuat “esnekleştirilmektedir”.
  • Bildirim sisteminin iyileştirilmesine dair hiçbir düzenleme getirilmemektedir.
  • Ortak Sağlık Birimleri (OSB) önerimiz hiçbir biçimde dikkate alınmamıştır, bahsi bile geçmemektedir.
  • İlkyardım, yangın, tahliye gibi konularda mevcut düzenlemeler hiçe sayılmakta ve tümüyle işverenin tasarrufuna bırakılmaktadır.  
  • Çocuk işçilere dair tanımlamalar uluslararası standartların dışına çıkılarak muğlâklaştırılmaktadır.
  • Denetimlerin nasıl sağlanacağı belli olmayıp, cezalar ise caydırıcılıktan uzak tutulmaktadır.
  • Yasa tasarısı taslağının bu haliyle yasalaşması durumunda kamuya ait işyerlerinde nasıl uygulanacağı belirsizdir.
  • Hazırlanan yasa tasarısı taslağında “ulusal” olarak tarif edilen iş sağlığı ve güvenliği konseyinin adı “milli” olarak değiştirilmek istenmektedir. Yine Konseyin çalışmalarını yürütmek üzere bir yürütme kurulunun oluşturulması istenmekte (tamamı Bakanlık çalışanlarından oluşan) ve bu yürütmenin yılda bir kez kasım ayında toplanması öngörülmektedir. Yürütmesi yılda bir kez toplanan bir organın kendisi kaç yılda bir toplanacak ve nasıl etkili çalışmalar yürütecektir, bekleyen onca sorun karşısında, belirsizdir.

TTB temsilcileri,  işyeri hekimliği hizmetlerini standardize etmiş, eğitimleri yaygınlaştırmış, sürekli mesleki gelişimi bilince çıkarmış ve tüm bunları yaparken de çalışanların sağlığını, güvenliğini, çevreyi merkeze koymuş bir meslek örgütü olarak tüm birikimimizle, daha iyi bir ülke, sağlık ortamı gayretimizi bundan sonrada sürdürmeye devam edeceklerini belirttiler. TTB temsilcileri, taslağın geri çekilmesini istediler.