Zorunlu hizmet ataması yapılamaz...

ImageTürk Tabipleri Birliği, Danıştay tarafından yürütmesi durdurulan zorunlu hizmet genelgesinin dayandırıldığı yasa Anayasa Mahkemesi'nde görüşülünceye kadar Sağlık Bakanlığı'nın hiçbir uygulama yapamayacağını duyurdu. Türk Tabipleri Birliği, Danıştay tarafından yürütmesi durdurulan zorunlu hizmet genelgesinin dayandırıldığı yasa Anayasa Mahkemesi nde görüşülünceye kadar Sağlık Bakanlığı nın hiçbir uygulama yapamayacağını duyurdu.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, zorunlu hizmet uygulamasını düzenleyen Başbakanlık genelgesinin Danıştay ca durdurulmasının, zorunlu hizmet yasasını da etkilediğini bildirdi. Danıştay 5. Dairesi nin genelgeyi iptal ederken yasaya da atıfta bulunduğunu belirten TTB Merkez Konseyi, Danıştay ın yasanın bazı bölümlerinin anayasaya aykırı olduğu kararına vardığını, genelgeyi bunun için iptal ettiğini, yasanın içindeki Anayasa ya aykırı bölümler çıkarıldığında yasanın uygulanabilirliğinin kalmadığını, bu nedenle yasa Anayasa Mahkemesi nde görüşülünceye kadar Sağlık Bakanlığı nın herhangi bir uygulama yapamayacağını açıkladı.  

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, zorunlu hizmet uygulamasında son durum, Sağlık Bakanlığı nın bu süreçte yaptığı geçici görevlendirmeler ve hekim istihdamıyla ilgili olarak 8 Şubat Çarşamba günü bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında, hekim açığı olan yerlerle ilgili olarak TTB nin  gönüllü seferberlik çağrısı  yapmaya hazır olduğu, ancak bunun Sağlık Bakanlığı ile yapılacak bir protokole bağlanması gerektiği bildirildi.

Sağlık Bakanlığı nın zorunlu hizmet genelgesinin yürürlüğünün durdurulmasından sonra yayınladığı geçici görevlendirme genelgesinin de Anayasa ya aykırı olduğu belirtilirken, TTB nin geçici görevlendirme genelgesini de yargıya götüreceği açıklandı.

 


 


08.02.2006

BASIN AÇIKLAMASI

MECBURİ HİZMET, DOĞU/ GÜNEYDOĞU DA HEKİM İSTİHDAMI KONUSUNDA SON DURUM VE TTB NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ


Doğu/Güneydoğu dahil sağlıktaki eşitsizlikleri yıllardır BİZLER söylüyor ve çözüm önerilerimizin yaşama geçirilmesi için çaba gösteriyoruz:

Finansman, hizmet sunumu, sağlık örgütlenmesi, insan gücü planlaması, tıp eğitimi dahil bir bütün sağlık sistemindeki doğu/batı, kır/ kent ve dahası kent içi bölge ve kesimler arası tüm sağlık göstergelerine yansıyan eşitsizlikler TTB nin yıllardır özel bir gündemi olmuştur(Tablo:1).

Tüm halkın nitelikli sağlık hizmetine ulaşmasında önemli bir sorunu oluşturan bu eşitsizliklerin esas sorumlusu yıllardır uygulana gelen, mevcut hükümet tarafından daha da yoğunlaştırılan sağlık politikalarıdır.

Doğu/Güneydoğu dahil olmak üzere TÜM ÜLKEDE  Sağlık ta Çöküş Dönemi  yaşanıyor:

1-      Sayın Başbakan ın başta Sağlık Bakanı olmak üzere ilgili bakanlarına  Çuvalladınız, beceremediniz, bu ihanettir, cinayettir  deme durumunda bırakan ve ülkemizde ilk defa olarak kamu sağlık kurumlarının alacağı olan, Sağlık Bakanlığı bütçesinin %64 ü büyüklüğünde ve koruyucu sağlık hizmetlerinin 10 katı tutarındaki 3.5 katrilyon TL. nin gasp edilmesi ile hastaneleri bu kış gününde yakıtsız bırakan ve sağlık hizmet sunumunu zora sokan bu uygulama bile tek başına  Sağlıkta Dönüşüm Programı nın çöktüğünün bir belgesidir. Kaldı ki, başta koruyucu sağlık hizmetleri ve sağlığa yatırım bütçelerinin ihmal edilebilir düzeyde olması ibret vericidir.

Kamunun sağlık hizmetlerinden çekilmesi ve sağlığın ticarileştirilmesi çabası girişimlerinin yanı sıra, kaynakların özel sağlık sektörüne aktarılmaya çalışıldığı bu dönem eşitsizlikleri daha da yoğunlaştırmaktadır. (Bilindiği gibi 100 ve üzeri yataklı özel hastaneler GSMH mızın %70 ini barındıran 18 ilimizde toplanmış olup, Sağlık Bakanı nın atıfta bulunduğu 32 ilimizde özel hastane bulunmamaktadır.)

2-      Her türlü donanımın (alt yapı, teknik, ekip) eksik olmasının yanı sıra, mevcut hükümet döneminde hekim ve sağlık çalışanı bulunmayan sağlık ocakları sayısında dramatik bir artış söz konusudur. (Tablo:2 ve 3)

3-      Ekip çalışmasının zorunlu olduğu sağlık hizmetinde insan gücü istihdamı bütünüyle tersine dönmüş durumdadır. (Tablo:4)

Mevcut hükümet döneminde ekibin değerli unsurları olan ebe, hemşire, sağlık memuru vb. isimlerinin bile değiştirilip (sağlık elemanı) bütünüyle ortadan kaldırılmasına yönelik  aile hekimliği  uygulamaları sorunu daha da karmaşık hale getirmektedir.

Sağlık sistemi finansmanı, organizasyonu, insan gücü politikası ile bir bütün olarak çökmüşken, bu konuda en ufak bir yanıt vermeyen/veremeyen, bu politikaların sorumlusu hükümet ve Sağlık Bakanı Doğu/Güneydoğu daki değerli insanlarımızın acılarının üstünden  politika  yapmaya çalışıyor:

Bu konuda;

-           Bakanlık içten değildir.

(Sağlık Bakanı 2003 konuşması:  son derece olumsuz ve mahsurlu bir uygulama olarak süren zorunlu hizmeti kaldırıyoruz , zorunlu hizmeti kaldıran 2003 yasa gerekçesi  hiç ihtiyacımız olmadığı halde zorunlu olarak tabip istihdamı yapmak gibi  Kamuda istihdamı azaltmaya yönelik hükümet politikaları ile çelişen

Sağlık Bakanı 2005 konuşması  piyasalaştırılan sağlık hizmetini devletin şefkatli kollarına emanet ediyoruz )

-           Akılcı ve bilimsel hazırlık ve planları yoktur.

(İnsan gücü planlaması ilişkin bütünlüğü olmayan ve esas olarak hekim atamaları ile ilgili  olarak onlarca düzenleme yapıp, kendi yaptıkları düzenlemeleri kısa sürede kendileri değiştirdiler.)

Son olarak; zorunlu hizmet uygulamasının Danıştay tarafından durdurulmasından sonra 31 Ocak 2006 tarihli genelge ile hekimlere yönelik  Geçici Görevlendirme  bir kez gündeme getirdiler. Özelikle İstanbul da hekimlere Cuma günü bildirimde bulunup, Pazartesi günü göreve başlanmasını isteyecek kadar hürmetsiz bir tutum sergiliyorlar. Zorunlu hizmet uygulamasının Danıştay ca yürütülmesinin durdurulması ile birlikte başlatılan geçici görevlendirme ile hekimler arasındaki dayanışmayı kırmak ve onları birbirleriyle, meslek örgütleriyle karşı karşıya getirmek anlayışından prim toplamak boşa bir çabadır.

Bilindiği gibi bu uygulamalar geçici görevlendirmenin mantığına ve ekte belirtilen Danıştay kararında da açıklıkla belirtilmiş olduğu üzere hukuka aykırıdır. Hele de bu genelgedeki  Atama ve Nakil Yönetmeliği kapsamında atama yapılıncaya kadar geçici görevlendirme yapılacaktır.  ifadeleri, 3 yıldır Hükümet te olan Bakanlığın bir başka iflas belgesi olarak değerlendirilmelidir.

-           Bilgiyi önemsemiyorlar; tüm bu hazırlık süreçlerinde her türlü yazılı ve sözlü önerilere, dahası Sağlık Bakanlığı nın geçmiş raporları olmasına karşın bilim ortamına hürmet etmedikleri gibi, hiç bir bilgiyi, durumu paylaşmıyorlar.

-           Hukuka saygıları yok; esas olarak liyakat, adalet duygularına hürmet etmeyen, kadrolaşma çabası açık uygulamalarını defalarca yargı yolu ile durdurulmasına karşın hukuk tanımaz tutumlarında ısrar etmekteler. Ortak aklın ve bilimin gereklerine hürmet etmemenin yanı sıra, hukuka aykırılığı defalarca ortaya konmuş olan ve hiçbir kriteri içermeyen  şef, şef yardımcılığı  atamalarında çokça söz ettikleri Doğu/Güneydoğu Anadolu dan pek çok hekimi Batı bölgelerine atadılar.

-           Bütün bunların sonucu olarak da tıp ve sağlık alanında yaygın güvensizlik ortamı oluşturdular.

-           Değerlerin hızla aşındığı, tüketim eğilimlerinin pompalandığı ve bireyci tutumun prim yaptığı bir ortamın sorumluları, belli ki bu sorumluluklarının üzerini örtmek için hekimleri hedef haline getirme çabasındadır.

-           Bir kez daha ifade etmek isteriz ki; Hekim istihdamı konusu hukuki bir konu değildir ve sadece zorunlu hizmet anlayışına indirgenemez.

Bütün bunlara karşın ve her türlü olumsuzluğa rağmen bugüne kadar Türkiye nin her yerinde mesleklerini yapan meslektaşlarımızı saygı ile anıyoruz.

Doğu ve Güneydoğu nun hekim ihtiyacını ve orada yaşanan sağlık sorunlarını politikacılar kendi ikbal ve menfaatleri için kullanmak isteyebilirler. Ancak BİZLER gönüllü olarak çalışan Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları bütünü olarak bu sorunları önemsiyoruz.

Bu nedenle de bölgelere özgü sağlık hedeflerinin konulmasını istiyoruz:

*Aşılama, bebek ölüm hızı, önlenebilir enfeksiyon hastalıklarında ölüm oranlarının  vb. azaltılmasını,

*Bu bölgelerde  Sağlıkta Dönüşüm Programı nın durdurulması ve sağlığın ticarileştirilmesi anlamına gelebilecek her türlü uygulamaya acilen son verilmesinin ilan edilmesini,

*Tüm ülkede olduğu gibi, bu bölgelerde de bir anda Meclis kararı ile silinen hastanelerimizin ve sağlık ocaklarımızın SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı, Yeşil Kart tan alacağı paranın acilen ödenmesini, (3.5 katrilyon TL-3.5 milyar YTL.),

*Bu bölgelerde göstermelik değil, gerçek sağlık ihtiyacının ortaya konulmasını talep ediyoruz.

 Bunun için de defalarca yazılı ve sözlü Bakanlık tan istemimize karşın şu ana kadar iletilmeyen mevcut sağlık kurumlarının durumlarına ilişkin (sağlık ocağı, hastane vb.) sayıları ve buralardaki kadro açıklarını ve şimdiye kadar yürütülen geçici görevlendirmeler, sözleşmeli personel alımı, zorunlu hizmet vb. uygulamalarının sonuçlarını,

Nüfus ve hastalık yüklerine göre gerekli olan ve mevcut olmayan sağlık kurumu sayısı ve buna göre gerçekten gereken  uzman ve pratisyen hekim sayısı ve dağılımının Sağlık Bakanlığı tarafından açıklanmasını bekliyoruz.

Hekim açığı olduğu ileri sürülen bölgelerde ;

*Sözleşmeli çalışmanın sona erdirilmesi ve bunun yasal güvenceye bağlanmasını

*Bilime ve hukuka aykırılığı son derece açık olan ve bir kez daha gündeme getirilen geçici görevlendirme girişimlerine bu biçimiyle son verilmesini

*Buralarda istihdam edilecek hekim ve diğer personele performansa dayalı ödeme gibi geleceği belirsiz ve düzensiz ödemeler yerine genel bütçeden güvenceli ücret verilmesini

*Bu ücretin temininde güçlük, iş güçlüğü riski vb. tazminatlar ile yüksek tutulmasını ve  emekliliğe yansıtılmasını

*Bu bölgede geçen sürenin emeklilik süresine daha çok etki etmesini (erken emeklilik)

*Bu bölgede çalışmanın belli bir süre için olduğu açıkça ilan edilmesini ve bitiminde hekime istediği il e atanması güvenceye bağlanmasını

*Lojman gereksinmesinin  karşılanmasını

 *Yıllık izin süreleri uzun tutulmalısını talep ediyoruz.

Yukarıda tanımlanan taleplerin karşılanması durumunda TTB;

*Hekim ihtiyacının olduğu bölgelere gönüllü hekim seferberliği açacağını ilan eder.

*Üyelerinin bölgeye gitmesi için teşvik eder.

Kısa zamanda Tabip Odalarımızla birlikte oluşturacağımız Heyet, Doğu/Güneydoğu ya ziyaret gerçekleştirecek, kamu sağlık kurumlarının temsilcileri ile görüşecek ve sorunu yerinde inceleyecektir.

Bu soruna köklü çözüm önerileri üretmek ve çeşitli boyutlarını hekim ve hekim dışı bilim insanları ile birlikte değerlendirmek üzere Mart 2006 da HEKİM İSTİHDAMI ÇALIŞTAYI düzenlenecektir.

Mayıs 2006 da Türkiye sağlık insan gücü planlaması konulu sempozyum düzenlenmesi planlanmaktadır.

TTB konuyu ivediliğine uygun biçimde başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere, üniversiteler ve tüm taraflarla bir araya gelerek çözüme katkı sunmak istemektedir.

            TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
            MERKEZ KONSEYİ




EK

            657 sayılı Devlet Memurları Kanunu nda aynı kurum içinde geçici görevlendirme konusu düzenlenmemiş olmakla birlikte, bir kamu kurumunun mevzuatla belirlenmiş olan görev alanı içinde yer alan  geçici  nitelikteki bir hizmeti ya da değişen ve gelişen sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sonucu olarak ortaya çıkan, henüz örgütsel altyapısı oluşturulmamış ve bir kadro ile ilgilendirilmemiş olan  yeni bir kamu hizmetini  yürütmek amacı ile, durumu uygun olan kamu görevlilerini,  kadroları ile hukuki bağlarını sürdürmek ve belli bir süre ile sınırla olmak üzere  atamaya yetkili amir tarafından geçici olarak görevlendirmeleri olanaklıdır.

         Bu durum karşısında, geçici görevlendirmenin ölçütleri ve koşulları ortaya konulmaksızın, personele yönelik geçici görevlendirmeyle ilgili düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı gibi mevcut hukuk düzenimizde ve yerleşik içtihatlarımızda, idarelerin personeli dışında hizmet birimlerini ya da örgütsel yapıları içinde yer alan İl Müdürlüklerini esas almak suretiyle geçici görevlendirme yapmaları olanaklı değilken, bunun aksine yönelik düzenlemede bu yönüyle de hukuka uyarlık görülmemiştir.  14.02.2005 Danıştay 5. Daire 2004/5292.