Ağrı'da hukuksuz şekilde görevden alınan sağlık emekçileri görevlerine iade edilmelidir

Ağrı Tabip Odası ve KESK Ağrı Şubeler Platformu, 21 Temmuz  2015 tarihinde Suruç katliamını protesto etmek amacıyla düzenlenen basın açıklaması sırasında yasa dışı sloganlar atıldığı gerekçe gösterilerek haklarında disiplin soruşturması açılan ve Valilik tarafından görevden uzaklaştırılan, aralarında Ağrı Tabip Odası Başkanı Dr. Ulaş Yılmaz'ın da bulunduğu 13 kişiye destek vermek ve açılan soruşturmaların geri çekilmesini talep etmek amacıyla basın açıklaması yaptı. Açıklamada, hukuksuz şekilde görevlerinden alınan sağlık emekçilerinin görevlerine iade edilmesi istendi. Basın açıklamasına TTB adına Merkez Konseyi üyesi Dr. Fatih Sürenkök katıldı.

 

BASINA VE KAMUOYUNA

Bilindiği üzere 20 Temmuz 2015 tarihinde Suruç'ta yaşanan katliamda 33 gencin ölmesi sonrası, yaşam hakkına yönelik bu vahşeti kınamak ve duyarlılık göstermek için tüm Türkiye'de olduğu gibi Ağrı'da da bir basın açıklaması yapılmış ve bu olay  protesto edilmiştir. Demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve ildeki tüm siyasi partilerin katılımı ile gerek Anayasa'nın fikirleri örgütlü bir şekilde açıklama hürriyeti, gerekse de Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nun "Herkes önceden izin almadan gösteri-yürüyüş yapabilir" ilkelerine rağmen yapılan basın açıklaması soruşturma konusu olmuştur.

Basın açıklamasında bulunan, neredeyse tümünü oda-sendika yöneticilerinin ve başkanlarının oluşturduğu 13 KESK ve TTB üyesi hakkında, basın açıklaması kriminalize edilerek Valilik emrince disiplin soruşturması başlatılmıştır. Bağlı bulundukları oda ve sendikaların çağrısı ile basın açıklamasına katılan kamu personeline basın açıklamasında atılan slogan ya da dövizler suçlama konusu yapılmıştır. Hemen akabinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. 138. ve 140. maddelerine istinaden Valilik makamınca SES Mali Sekreteri Dinçer Külçek ve Tarım-Orkam Sen MYK'sından Suzan Kotay arkadaşımız görevlerinden uzaklaştırılmışlar, TSM’de vekil hemşire olarak çalışan SES üyesi Özlem Ayyıldız arkadaşımızın ise görevine son verilmiştir. Diğer yandan Ağrı Tabip Odası Başkanı Dr. Ulaş Yılmaz, SES Eş Başkanı Hemşire Gülistan İçer, SES Hukuk Sekreteri Emin Bayram, SES üyesi Ağrı Devlet Hastanesi İşyeri Temsilcisi Hemşire Berivan Alptekin, Kadın Doğum Hastanesi SES İşyeri Temsilcisi İbrahim Yıldırım,112 Acil çalışanı SES üyesi Adem Gizli, TÜM BEL- SEN üyesi Resul Han, Eğitim Sen üyesi Bayram Yarıcı, Doğubayazıt Devlet Hastanesi'nde görevli SES Eş Başkanı Recep Altındağ  ve Doğubayazıt Devlet Hastanesi SES İşyeri Temsilcisi Sait Doğan’dan oluşan 10 arkadaşımızın da uzaklaştırılma yazılarının kurumlarına iletildiği bugün yarın bu arkadaşlarımızın da uzaklaştırılması halinde 13 arkadaşımızın da görevlerinden uzaklaştırılmış olacağı görülmektedir.

Bu olayla son zamanlarda Ağrı ilimizde gerçekleşen; yargısız infazlara, insan hakları ihlallerine dikkat çeken, barış ve özgürlük talebi ifade eden demokratik kitle örgütlerinin baskı altına alınmaya çalışıldığı ve emekçilerin soruşturma tehdidi ile sindirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Valilik makamının ülkede yaşanan kaos ortamını demokratik ve örgütlü sendikal mücadeleye yönelterek ilimize bu şekilde taşımasını kabul etmiyor en kısa sürede bu yanlışın düzeltimesinin gerektiğini talep ediyoruz.

Bu çatışmalı süreci,  şiddet sarmalını, ölümleri, kabul etmeyen; onurlu bir karşı duruşla kamuoyuyla paylaşarak barış dilini hakim kılmaya çalışan emekçilerin sesinin kısılmaya çalışılması iktidarın çare üretmedeki yetersizliğinin bir sonucudur.

Soruşturma esnasında ifade alırken arkadaşlarımıza sorulan; "Neden sendika üyesi ve yöneticisisiniz?", "Neden basın açıklamasına katıldınız?", "Nasıl bu şekilde hızla örgütleniyorsunuz?", "Basın metnini kim hazırladı?", "Kim size  haber verdi?", "İktidarı neden eleştiriyorsunuz?" gibi soruların; emekçilerin - toplumun en doğal hakkı olan örgütlenme, sendika - dernek kurma ve faaliyette bulunma hakkına yönelik ifadeler olduğu açıktır.

Bölgedeki çatışmalı ortam toplumun kanayan bir yarasıdır ve günlük yaşamın her alanını sekteye uğrattığı gibi sağlık hizmeti sunumu da işleyemez hale gelmiş, sağlıkçıların bölgeyi teker teker terk etmelerine neden olmuştur. Tüm bu imkânsızlıklar içinde sağlık hizmeti sunmaya çalışan emekçi arkadaşlarımızın örgütlü oldukları meslek ve sendikalarla birlikte "Suruç katliamını" kınadıkları için görevlerinden uzaklaştırılmaları örgütlenme, çalışma yaşamı ve fikir ifade etme ve eleştiri özgürlüklerine müdahaledir. Ağrı gibi sağlık personeli açığı had safhada olan bir ilde sağlık emekçilerinin bu onurlu duruşları ile soruşturmalık olmaları ve mülki amirlerin sırf tatmin duygusu ile hareket edip ‘’soruşturmanın salahiyeti’’ ni bahane ederek arkadaşlarımızın görevden alınmaları aynı zamanda sağlık hizmeti alanlara yönelik bir cezalandırmadır.

Bizler demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve sendikalar olarak iktidarın hoyratça yaklaşımlarına hayatın her alanda örgütlü bir şekilde karşı duracağımızı, çalışma yaşamı, insan hakları ihlali, yaşam hakkına yönelik yanlışlıkları haykırmaya devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Yaşanan bu hukuksuz süreci idare mahkeme boyutuna taşıyacağımızı, görevden uzaklaştırılan arkadaşlarımızın daha fazla mağdur olmaması için görevlerine iade edilmesi gerektiğini düşünüyor, haklarında açılan soruşturulmaların geri çekilmesini talep ediyoruz.

Ağrı KESK Şubeler Platformu

TTB-Ağrı Tabip Odası