Döner Sermaye Ek Ödemesinde Neler Oluyor?

Bir süredir üyelerimizden performansa dayalı ek ödeme tutarlarında azalma olduğu, kimi yerlerde yalnızca sabit ek ödeme tutarlarının ödendiği yönünde başvurular gelmektedir. Tabip Odalarımız ile yaptığımız yazışmalarda da benzeri bilgiler aktarılmıştır.

Kamu Hastaneleri Kurumu mali raporuna göre 2015 yılının ilk 6 ayında Sağlık Bakanlığı’na bağlı 2. ve 3. basamak sağlık kuruluşlarında toplam muayene sayısı 155 milyonu aşmış,  ameliyat sayısı 5 milyona yaklaşmıştır. Dolayısıyla hekimler daha çok çalışmasına rağmen daha az ücret almaya başlamışlardır.

 

Sağlık Bakanlığı Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu “Aylık Gelir ve Dağıtılacak Ek Ödeme” konulu 21.8.2015 gün ve 628 sayılı Genelgesi de döner sermaye ek ödemelerinin artmadığı aksine azaldığı bir dönemde yayınlanmıştır.

Söz konusu genelgede Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu 2012 Yılı Denetim Raporunda ek ödemeye esas gelirlerin tespitinde TDMS verilerinin kullanılması açısından hastaneler arasında ortak uygulamanın olmadığı, bunun standart bir veri kaynağını oluşturmanın önüne geçtiği, bu nedenle;

Ay içerisinde dağıtılabilecek toplam ek ödeme miktarının üst sınırı, kurumdaki tüm personele aylıkları ile ayın 15’inde ödenen sabit ek ödemeler toplamından az olur ise kurumdaki personele performansa dayalı ek ödeme yapılmayacağı, fazla olur ise üst sınırı geçmemek üzere performansa dayalı ek ödeme yapılacağı İfade edilmiştir.

Bu genelge ile de ortaya çıktığı üzere;

  • Kimi hastanelerin ilgili kesintiler yapıldıktan sonra kalan geliri oldukça az olduğundan, dağıtılabilecek toplam ek ödeme miktarının üst sınırı da düşük olmakta ve sağlık çalışanlarına yalnızca sabit ek ödeme yapılmaktadır.
  • Sağlık kuruluşlarının verdikleri tanı ve tedavi hizmetleri ve bu kapsamda “gelirleri” artmasına rağmen, dağıtılabilecek ek ödeme tutarı azalmaktadır. Bu durum esas olarak döner sermayeden yapılan “gider” artışından kaynaklanmaktadır.

Zira döner sermaye ek ödeme üst sınırı belirlenmeden önce toplam gelirden döner sermayeden yapılan harcamalar düşülmekte ve kalan miktar üzerinden dağıtılacak döner sermayenin üst sınırı hesaplanmaktadır. Buna göre gelirler artsa bile harcamalar daha fazla arttığı sürece ek ödemeye esas net gelir miktarı düşmektedir.

Öyle ki bu süreçte kamu hastane birliklerine bağlı sağlık kuruluşlarının gelirlerinden yapılan  %15 oranındaki Sağlık Bakanlığı Merkez Saymanlığı kesintisi %1’e düşürülmüş, böylece %14’lük artışa  rağmen performansa dayalı ek ödeme miktarındaki düşüş birçok kuruluşta ortadan kalkmamıştır.

2011 yılında 663 sayılı KHK ile yapılan değişiklikler başta olmak üzere son yıllarda yapılan düzenlemeler sonucu döner sermaye gelirlerinden yapılabilecek harcama kalemleri arttırılmış, sadece başlıkları13’e ulaşmıştır.[1]

Döner sermaye gelirlerinden yapılan değişik harcamalara bir üst sınır konmadan,sayı ve miktarının arttırılması ile personele ek ödeme yapılabilecek miktar hızla azaltılmaktadır. Hekimlerin, sağlık personelinin hergün daha çok çalışması/çalıştırılması, toplam puanlarının üst sınıra dayanması alacakları ücretleri arttırmamaktadır.

Nitekim Sayıştay’ın 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin raporları incelendiğinde sorunun basit olmadığı görülmektedir. Sayıştay Raporlarının her üçünün de ortak noktası Sağlık Bakanlığının ve Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun bütçesinin etkin bir denetiminin yapılamayacağı saptamasıdır.

2013 yılı raporunda; “Genel Bütçe ve döner sermaye bütçesi arasında keskin ayrışma bulunmaması personel giderleri, mal ve hizmet alımları, yapım, bakım, onarım işleri, yolluk ödemeleri, elektrik, su, yakıt giderleri ve benzeri birçok ödemenin bir kısmının genel bütçeden bir kısmının ise döner sermaye bütçesinden karşılanmasına yol açmaktadır. Bu durumda; Bakanlık faaliyetleri, ne genel bütçe ne de döner sermaye bütçelerine ilişkin mali tablolarda anlamlı bir bütün oluşturacak bir biçimde raporlanabilmektedir. Mevcut yapıda mali tabloların paydaşlara doğru ve anlamlı bilgi temin etmesi mümkün değildir. Bu durum, hesap verme sorumluluğunun kamu idaresi temelinde yerine getirilmesi esasına da uygun düşmemektedir. “ denmektedir.

2014 yılı raporundaki tespitler ise aynı zamanda gelirlerin sağlık hizmeti sunan, üreten çalışanlara değil kurumda sözleşmeli yönetici olarak çalışan kişilere harcandığını göstermektedir.[2]

Sayıştay raporları performansa dayalı ek ödeme sisteminin çöktüğünü, hekimlere ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar insanca yaşayabilecek bir ücret alamayacaklarını, her ay Genel Sekreter vb idarecilerin takdir yetkisine göre değişen tutarlarda ek ödeme alınabileceğini ya da alınamayacağını göstermektedir.

Ücrette adaletin, toplumu ve bireylerin temel haklarını ilgilendiren konularda açıklığın sağlanması ve bilgi edinme hakkı kapsamında Türk Tabipleri Birliği olarak;

1)Sağlık Bakanlığı, Kamu Hastaneleri Kurumu ve Kamu Hastane Birlikleri Genel Sekreterliklerinden, Her bir Kamu Hastane Birliği ve Her bir hastane yönünden 2015 yılı başından itibaren;

  • Aylık döner sermaye gelir tutarlarının ne olduğunun,
  • Döner sermayeden o ay yapılan giderlerle, yıllara sari olarak yapılan harcama tutarlarının o aya yansıyan tutarlarının ne olduğunun,
  • Özellikle hizmet alımları için kullanılan tutarlar ile Bakanlık Merkez Saymanlığına aktarılan tutarlar başta olmak üzere kanundaki her bir harcama kaleminde yapılan harcamaların tutarlarının,
  • Sağlık personeline yapılan toplam sabit ek ödeme tutarları ile bu tutarı aşan performansa dayalı ek ödeme tutarlarının ne olduğunun,
  • Kamu Hastaneleri Kurumu’nun   2014 idari faaliyet raporunda döner sermaye işletmesinden merkeze ayrılan paylar toplamının 990 Milyon TL olduğu açıklaması ışığında, bu paradan “parası kalmayan” Kamu Hastaneleri ve Sağlık Kuruluşlarına aktarılan payın olup olmadığının, aktarma söz konusu ise ne zaman ve hangi kuruluşlara ve ne tutarda aktarma yapıldığının

Aylık bilgilendirmeler şeklinde web sayfalarında yayınlanması, bu iş ve işlemlerde şeffaflığın ve kamu denetiminin sağlanması, sağlık çalışanlarına ve Türk Tabipleri Birliği’ne bilgi verilmesi talep edilmiştir.

2)Türk Tabipleri Birliği, yapılan çalışmaların sonuçlarına dayanarak döner sermaye gelirlerinden performansa dayalı ödeme sisteminin dürüst çalışmayı, bilimsel araştırma yapmaya ilgiyi, topluma daha iyi hizmet vermeyi olumsuz etkilediğini, ekip ve dayanışma anlayışından uzaklaşmış, bireyci bir hekim tipi yaratma zeminini oluşturduğunu yetkililere bir kez daha hatırlatmaktadır.

Üyelerimizden bulundukları her zeminde, emeğin karşılığını vermeyen bu sisteme karşı insanca yaşayabilecekleri, emekliliğe yansıyan, güvenceli, görev tanımına, liyakat ve kariyerine uygun bir ücret talebine güç vermelerini istiyoruz. Saygılarımızla.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi

 

Sağlık Bakanlığı'na yollanan yazı için tıklayınız...

Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu'na yollanan yazı için tıklayınız...



[1]a) Her nevi tüketim maddeleri, tıbbî, cerrahî alet, malzeme, cihazlar, mefruşat ve demirbaş eşya satın alınması,

b) Tamirat, tadilat, inşaat, tıbbî ve fennî tesisat ile kamulaştırma yaptırılması,

c) İhtiyaç halinde hizmet satın alınması,

d) Taşınır ve taşınmaz satın alınması, ihtiyaç duyulan taşınmazlar üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilmesi, kiralanması ve bunlara ilişkin her türlü giderin yapılması,

e) Tamir, imâl atölyeleri açılması ve bunlara sermaye tahsis edilmesi,

f) Ambulans, cenaze arabası ve hizmet aracı satın alınması ile kiralanması veya hizmet satın alınması yoluyla temini ve bunlara ilişkin giderlerin yapılması,

g) Fiyatlandırılan mamûllerin serbest piyasaya veya sair müesseselere intikal ettirilmesi ve buna ilişkin giderlerin yapılması,

h) Deneysel amaçlı ve hizmet gereği canlı hayvan beslenmesi ve bunların ürünlerinden faydalanılması ile ziraî mahsullerden ihtiyaç görülenlerin yetiştirilmesi, bakımı ve satışına ilişkin giderlerin yapılması,

i) Yurt içi, yurt dışı eğitim giderleri,

j) Araştırma-geliştirme, danışmanlık ve bilirkişilik giderleri,

k) Bakanlık Merkez Döner Sermaye hesabına aktarılan tutarlar,

l) Diğer giderler,

 

[2] 2014 TKHK Sayıştay raporu