TTB'den Alsancak Devlet Hastanesi hekimlerine destek

Performans baskısını reddederek, hastalarına yeterli zaman ayırabilmek için 22 gündür mücadele eden Alsancak Devlet Hastanesi hekimleri, seslerini duyurabilmek amacıyla bugün (22 Aralık 2015) saat 12.30'da bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. İzmir Tabip Odası tarafından düzenlenen basın açıklamasına TTB Merkez Konseyi adına Başkan Dr. Bayazıt İlhan ve Merkez Konseyi üyesi Dr. Fatih Sürenkök katıldılar.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Bayazıt İlhan burada yaptığı konuşmada, Türkiye'de yıllardır uygulanmakta olan performans sistemi nedeniyle sağlık alanında çok önemli sorunlar yaşandığını, hekime başvuruda, ameliyat sayılarında, girişimsel işlemlerde, MR ve görüntüleme işlemlerinde, ilaç tüketiminde, acil servislere başvurularda büyük bir patlama yaşandığını ve bunun bir sağlık değil, sağlıksızlık göstergesi olduğunu söyledi.

Performans sisteminin güvencesiz ücretlendirme olduğunu belirten ilhan, devletin açık bir şekilde doktorlara "size insanca yaşayacak ücret vermeyeceğiz, para kazanmak istiyorsanız, çok ameliyat yapın, çok hasta bakın, çok griişimsel işlemde bulunun" dediğini, bunun nitelikli sağlık himeti vermeyi olanaksız hale getirdiğini, hastaların sağlığına iyi gelmediğini, hekimleri de sağlık çalışanlarını da zor koşullarda çalışmaya mahkûm ettiğini, 3-5 dakikada bir muayene yapmaya zorladığını kaydetti.

Hastaların ellerinde torba torba tektiklerle ve ilaçlarla doktor doktor dolaştıklarını, gündüz poliklinikleri, gece acilleri doldurduklarını, ancak bir türlü hak ettikleri sağlık hizmetine ulaşamadıklarını ifade eden İlhan, Alsancak Devlet Hastanesi'nde 22 gündür sürdürülen mücadelenin hastaya yeterli zaman ayırma mücadelesi olduğunu, bunun da nitelikli sağlık hizmetinin olmazsa olmazı olduğunu belirtti.

İlhan, "Kuşkusuz Türk Tabipleri Birliği de, hekimler de bir hastaya en az 15-20 dk zaman ayırmak gerektiğini belirtiyorlar. Burada 22 gündür sürdürülen mücadele 3-5 dakikada yapılan muayenenin nitelikli sağlık hizmet ile bağdaşmadığını, bu sürelerde verilecek sağlık hizmetinin hiçbir biçimde yeterli olmadığını vurgulamak anlamına gelmektedir ve sistemin bu akıldışılığını deşifre etmektedir" diye konuştu.

 

Dr. Bayazıt İlhan'ın konuşmasının ardından, İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mete Güzelant basın açıklamasını okudu.

 

22.12.2015

BASIN AÇIKLAMASI

Ekmek de istiyoruz, gül de!

Biz hekimler ve biz sağlık çalışanları bu güzel şiirde de anlatıldığı gibi  "emeğimizin karşılığını almak, ama aynı zamanda onurlandırılmak ve mutlu olmak" istiyoruz.

Çünkü ne emeğimizin karşılığını alabiliyoruz, ne onurlandırılıyoruz ve ne de mutluyuz!

Alsancak Devlet Hastanesi hekimleri olarak tam 22 gündür sesimizi duyurmak ve yetkili makamların dikkatini çekmek için bir etkinlik yürütüyoruz. Bu etkinliğin adı, performans baskısını reddederek, "hastalarımıza en az 10 dakika muayene süresi ayırmak"tır.

Bizler herkese ama herkesten önce hastalarımıza sesleniyoruz. Diyoruz ki; bu etkinliğimiz sağlık hakkı içindir, sağlık hakkının ihlalini önlemek içindir. Yani sizler içindir!

Çünkü biz hekimler çok iyi biliyoruz ki bir hastamızı 3-5 dakikada muayene edemeyiz. Muayene etmiş gibi oluruz. Bir hastanın polikliniğe girmesi, derdini anlatması, anamnezinin derinleştirilmesi, muayenesinin yapılması, gereken tetkiklerinin istenmesi ve reçetesinin düzenlenmesi için Dünya Sağlık Örgütü'nün belirlediği süre 20 dakikadır.

Sağlık Bakanlığı randevu sistemine göre her 10 dakikada bir hasta sırası verilmektedir. Buna göre günlük muayene edilebilecek hasta sayısı 36’dır. Ancak bu sayı 80 hatta 150’leri bile bulabilmektedir.

Buna Sayın Bakanın bir açıklama getirmesi gereklidir: Bu durum  normal midir, lütfen açıklayın!

Eğer Sayın Sağlık Bakanı'mız bir hekim olarak, "evet, 3-5 dakika yeter " diye kamuoyuna bir açıklama yaparsa, söz veriyoruz, biz de eskisi gibi aynı şekilde çalışmaya devam edeceğiz.

Sayın Bakan, buradan çok açık bir çağrı yapıyoruz: Lütfen kamuoyu önüne çıkın ve bu açıklamayı yapın! Herkes en yetkili sağlık makamının görüşünü duysun, görsün, bilsin!

Değerli basın çalışanları,

Buradan tekrar açıklıyoruz; Sağlık Bakanlığı'mız ne yazık ki, biz hekimleri, geçinebilmemiz için çok sayıda hasta bakmaya ve çok sayıda ameliyat yapmaya mahkûm etmiştir! 6 ayda 2. ve 3. basamak hastanelerinde yapılan poliklinik sayısı 150 milyon ve ameliyat sayısı 5 milyondur!

Bu açıkça çıldırmış bir durumun ifadesidir ve  Türkçe açıklaması şudur: Sağlık Bakanlığı için her hasta puandır, sayıdır, paradır!

Bu insanlık ve hekimlik onuruna aykırıdır! Bizler,  bu çirkinliğin aleti olmak  istemiyoruz!

Bırakın  hekimliğimizi  yapalım!

Buradan bir açıklama daha yapmak istiyoruz;

Herkes duysun ve bilsin; hekimler, bazılarının sandığı gibi lüks ve refah içinde değildir. Bugün  35-40 yıllık bir hekimin maaşı 2.500 TL’dir ve bir hekim emekliye ayrıldığında 2.000 TL emekli maaşı almaktadır!

Bugün bir hakim, bir savcı ya da bir albayın aldığı ücret 7.000-8.000 TL’dir. Emekliliklerinde ise 5.000 TL almaktadırlar. Hiç kimsenin aldığı ücrette gözümüz yoktur, haklarıdır. Burada normal olmayan, en aşağı 10 yıl ve en uzun, en zorlu eğitimi gören ve son derecede riskli bir çalışma yürüten hekimlerin 2.500 TL almasıdır. Bu bize ve mesleğimize yönelmiş bir aşağılamadır. Bunu kabul etmiyoruz. Bu nedenle maaşlarımızın üst düzey devlet memuru düzeyine çıkarılmasını istiyoruz.

Kalp krizinden ölecek bir hastayı ölümden kurtarmanın, kopan bir uzvu yeniden yerine dikmenin, iç kanama geçiren bir hastanın kanamasını durdurmanın  vb. hiçbir maddi karşılığı yoktur.

Bizler bunun bilincindeyiz ve yakınmadan özveri ile görevimizi yapıyoruz. Ama Hükümet ve Sağlık Bakanlığı’nın da bu bilinç ve özveriyi görmesi gerekiyor.

Sağlık Bakanı'na  çağrı yapıyoruz: Lütfen  çıkın ve  açıklayın;  "bu ücretler doktorlarımız  için  uygun bir ücrettir". Eğer siz  böyle bir  açıklamayı kendinize yakıştırırsanız  biz de sesimizi çıkarmadan çalışmaya devam edeceğiz!

Bize yıllardır anlatıldığı gibi "bütçede para yok, kaynak yok"  gibi bahanelere sarılmayın. Bulunmak istenildiğinde her yer ve her şey için kolayca kaynak buluyorsunuz.

Tüm sağlık çalışanlarının ücret sorunu çözülene kadar,  kısa vadede ve acilen, döner sermaye kesintilerine son verilmesini ve tüm çalışanların sabit döner sermaye ödemelerinin 2 katına çıkarılmasını öneriyoruz. Bu, şu andaki sistem içinde kolayca karşılanacak bir taleptir.

Sonuç olarak  şunu belirtiyoruz; bu çalışma ortamından bıktık, yorulduk ve mutsuzuz!

Tüm sağlık çalışanları olarak, insanca bir ortamda hizmet etmek, eğitimimizin ve  emeğimizin karşılığı olan ücreti almak istiyoruz!

Yani,  "ekmek de istiyoruz, gül de istiyoruz!"

İZMİR TABİP ODASI