Bütçe hakkı, Magna Carta’dan bugüne vatandaşların en temel siyasi hakları arasında sayılmaktadır. Bütçenin vatandaşlar adına başta parlamentolar ve ilgili kurumlar tarafından denetlenmesi de bunun gereğidir. Ancak güçler ayrılığı ilkesi de vatandaşlar adına yetkilerin kullanılmasıdır ve asıl yetki vatandaşlardadır. Bütçenin vatandaşlar tarafından denetlenmesine olanak sağlanması idarenin temel yükümlülüğüdür.
2021 yılı Bütçe Kanunu hazırlanmadan önce bütçe sistemi program esasına göre dönüştürülmüş ve kamu hizmetleri program/faaliyet olarak bölümlenmiştir. Halihazırda 68 adet programın yürütüldüğü açıklanmıştır. Sağlık hizmetleri de bu programlar arasında yer almaktadır.
Sağlık Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, 6 Ocak 2021 günlü 2021 Yılı Genel Bütçesinin Bazı Bütçe Tertiplerine İlişkin Bilgilendirme Duyurusu’nda[1] il sağlık müdürlüklerine görev vererek şehir hastanelerine yapılan ödemelerin nasıl kaydedilmesi gerektiğini belirlemiştir.
Aradan geçen üç ayda hiçbir açıklama yapmayan Sağlık Bakanlığı’nın dün yayımlanan mali tablolarında şehir hastanelerine yapılan kira ve hizmet bedeli ödemeleri gizlenmiştir.
Şehir hastanelerinin 2017 yılında faaliyete geçmesinin ardından yayımlanan mali tablolarda yer alan bilgilere karşın ödeme toplamı sorularını “ticari sır” gerekçesiyle yanıtlamayan Sağlık Bakanlığı, yeni bütçe sistemiyle kısıtlı bilgiyi de kamuoyundan gizlemeye karar vermiştir. Uygulamanın dayanağı açıklanmamıştır.
Ancak Merkezi Yönetim Kapsamındaki Kamu İdarelerinin Performans Programlarının Program Bütçe Esaslarına Uygun Şekilde Hazırlanması Hakkında Usul ve Esaslar’da[2] “Gizlilik Gerektiren Bilgiler” başlıklı 7. maddenin “İlgili mevzuatına göre devlet sırrı ve ticari sır niteliğindeki bilgilere ve ülkenin ekonomik çıkarları açısından gizli kalması gereken bilgilere yer verilmez” ibaresi dayanak sayılmışsa da, bunun Anayasa’ya aykırı olduğu unutulmamalıdır.
Devletlerin ticari sırrı olamayacağı gibi şehir hastanelerine dair mevzuatta “ticari sır” tanımı da yoktur. Bütçe kamunundur, kamunun bilgisi dışında harcama yapılamaz.
Şehir hastanelerine bütçeden, döner sermayeden ve varsa başka kalemlerden yapılan ödemelerin ve sözleşme bedellerinin derhal kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir. Kaldı ki 2019 yılı itibariyle kamu özel ortaklığı yönteminden vazgeçen Sağlık Bakanlığı’nın, mevcut sözleşmeleri tazminatsız olarak feshetmesi mümkündür. Bugüne kadar oluşan kamu zararının sorumlularının belirlenmesi ve usule aykırı işlemleri yapanlardan tahsili yoluna gidilmelidir. Kamu zararına dair yargılama yetkisine sahip Sayıştay Başkanlığı’nın soruşturma yetkisinin önü açılmalı, bilgi ve belgeler denetim ekiplerine açılarak sorumluların yargı önünde hesap vermesi sağlanmalıdır.
Sağlık Bakanlığı’nı şehir hastaneleri konusunda şeffaf olmaya çağırıyoruz.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi