Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) tarafından 19 Ağustos 2022 tarihinde Resmî Gazete’de 408 akademik kadro açıklanmıştır. Açılan kadroların 114 tanesi profesör, 280 tanesi doçent, 14 tanesi doktor öğretim görevlisi adına açılmıştır.

Daha önceki kadro ilanlarında olduğu gibi açılan 408 kadronun adrese teslim kadrolar olduğu bir kez daha aşikârdır. Profesör, doçent ve doktor öğretim üyesi adaylarda aranan koşullar, YÖK Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’ne uyulmadığını bir kez daha ortaya koymaktadır.

Açıklanan kadrolar her zaman olduğu gibi bilimsel gelişmeyi amaçlayan, denetlenebilir ve objektif ölçütler olmaktan uzak, bir kişiyi tarif eder niteliktedir. Adrese teslim atamalar olan böyle bir kararın alınması bilimsel anlayışa ve etik davranışa uygun değildir.

Açıklanan kadrolar ayrıntılı bir şekilde incelendiğinde; hastaneler, bölümler veya eğitim klinikleri arasında herhangi bir hakkaniyet görünmemektedir. Yıllardır eğitim kliniği olarak çalışan ve uzman yetiştiren kliniklere kadro açılmamışken, eğitim hastanesi veya eğitim kliniği olmadığı halde bazı kliniklere kadro açılması, kliniklerde atama bekleyen birçok öğretim görevlisi varken, dışarıdan getirilen akademisyenlere kadro verilmesi hakkaniyet ilkesi ile uyuşmamaktadır. Ayrıca aynı işi yaptıkları halde kadro verilenler ile verilmeyenler arasındaki iş barışı bozulmakta, ekonomik ve özlük haklarında ciddi fark bulunmakta ve bu durum hak gaspına neden olmaktadır.

SBÜ’nün ilanlarındaki özel şartların sürekli “adrese teslim kadro” tartışmalarına yol açması üzerine SBÜ Rektörlüğü tarafından 17 Kasım 2020 tarihinde “Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönergesi” açıklanmış, atanma kriterleri getirilmiş, bu yönergenin 1 Ocak 2021 tarihinden itibaren geçerli olacağı da aynı açıklamada belirtilmişti. Ayrıca SBÜ’de liyakatsiz ve adrese teslim atamalarla ilgili olarak yönetmeliğe “İlan başvuru koşulu olarak adayların lisansüstü tez veya tez adlarının bir kısmı veya tamamı yazılamayacağı gibi ilanda sadece belirli bir adayı tanımlayan özel şartlara yer verilemez” fıkrası eklenerek 9 Mart 2021 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanmıştı.

Bu açıklamalara rağmen SBÜ’nün kendi koyduğu kriterlere uymaması; bilimsel liyakat, etik kurallarının da ihlali demektir. Bu, aynı zamanda günümüzde üniversitelerimizin bilimsel özerklik ve özgürlük duygu ve düşüncesinden ne kadar uzak olduğunun da bir göstergesidir.

SBÜ tarafından sağlık alanına, tarafsız ve bilimsel tutuma uygun olmayan şekilde yapılan atamalara ve bu atamalara karşı yapılan şikâyetlere karşılık YÖK; “Akademide son günlerde yapılan atamalarda liyakat ve ehliyetin gözetilmediği, bu hususunda toplumsal vicdanı rahatsız ettiği yönünde dikkate alınması gereken şikayetler var. Yeni YÖK olarak, kaliteyi, şeffaflığı ve liyakati önceleyerek, yeni ve yenilikçi çalışmalarımıza devam ediyoruz. Akademideki atamalara ilişkin şikâyetlerin farkındayız. Ama bu şikâyetlerin ancak şeffaflık ve liyakat öncelenerek çözülebileceğini, önümüzdeki günlerde liyakat ve ehliyeti öne çıkaracak yeni kararlar alınacağını da ifade etmek isteriz. Türkiye’de tek bir kişinin ihtisas yaptığı bir alana özgü özel şart konularak ilana çıkılması ne akademinin ne vatandaşlarımızın vicdanında kabul görecek bir husus değil” açıklamasını yapmıştı. Türk Tabipleri Birliği’nin ve uzun süredir hak ettikleri halde kadro verilmeyen akademisyenlerin; kamu vicdanını yaralayan, liyakatsiz ve adrese teslim atamalarla ilgili olarak verdiği mücadelenin YÖK tarafından da kabul edilmesi, bu konudaki haklılığı da ispatlamıştı.

Ancak geldiğimiz noktada SBÜ’ye bağlı farklı illerdeki fakülte, şehir, eğitim ve araştırma, sağlık uygulama araştırma ve branş hastaneleri için açılan yeni kadrolara, YÖK’ün söz konusu yönetmeliklerinin dikkate alınmadığını veya uyulmadığını bir kez daha göstermektedir. TTB, daha önceleri yapılan bu atamalara karşı YÖK Başkanlığı’na ve SBÜ Rektörlüğü’ne yazı yazarak duruma itiraz etmiş, akademik değerlere aykırı, kamu yararını ve liyakati gözetmeyen ilanın iptalini istemiş ve dava da açmıştı. Ancak geçtiğimiz hafta Resmî Gazete’de yayımlanan kadro ilanına baktığımızda; ne yazık ki kayda değer bir değişimin olmadığı anlaşılmaktadır.

Türk Tabipleri Birliği olarak çağrımızı tekrar ve ısrarla yineliyoruz. Akademik kadrolardaki her atama, bilimsel ve objektif ölçütlere göre yapılmalıdır! SBÜ’yü atama kriterleri ile ilgili mevzuata uymaya davet ediyoruz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi