Türk Tabipleri Birliği (TTB) Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu, Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) kontenjanlarının plansız ve kontrolsüz biçimde artırılması sonucu uzmanlık eğitiminin daha da vasıfsızlaşması başta olmak üzere yaşanan sorunları 23 Kasım 2022 günü çevrimiçi düzenlenen bir basın toplantısı ile açıkladı.

Basın toplantısında kısa bir söz alan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Ahmet Karer Yurtdaş, Düzce merkezli depremi nedeniyle geçmiş olsun dileyerek ve haksız-hukuksuz bir biçimde tutuklanan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın selamını ileterek konuşmasına başladı. “Beyaz Reform” adı verilen sürecin bir başarı hikayesi olarak sunulduğunu ancak birçok düzenlemenin sorunları katladığını söyleyen Yurtdaş; temel talepleri olan nitelikli uzmanlık eğitimi ve sağlıkta şiddetin sona erdirilmesi konularında ilerleme bir yana, gerileme yaşandığını kaydetti. Yurtdaş, talepleri için mücadelelerini sürdüreceklerini sözlerine ekledi.

Dr. Yekta Can Arslan tarafından okunan açıklama şöyle:

Kontenjanlar Artıyor, Uzmanlık Eğitimi Daha da Vasıfsızlaşıyor!

Sayın basın emekçileri ve katılımcılar;

Bildiğiniz üzere Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı (TUS) kontenjanları son iki sınavdır oldukça artmış bulunmakta. Önceki dönemlerde ortalama 5,5-6,5 bin bandında olan kontenjanlar, 2022 ilkbahar dönemi 12 bin 194, sonbahar dönemi ise 9 bin 912 oldu. Neredeyse iki katına çıkan kontenjanlar bakanlıkça bir başarı hikayesi olarak sunuldu. Ama birçok tartışmayı, aksaklığı ve karmaşayı da beraberinde getirdi. Plansız ve kontrolsüz kontenjan artışına; birçok uzmanlık derneği, akademisyen ve tabip odaları tepki gösterdi. Biz asistanlar ise süreci yaşayarak ve deneyimleyerek birçok sorun yaşıyoruz. Bu konuda karşılaştığımız en büyük sorun yeterli ve nitelikli eğitimin verilememesi. Yeterli altyapı, teknik ekipman ve eğitici sayısının olmadığı birçok klinikte yapılan kontrolsüz kontenjan artışı; halihazırdaki sorunları oldukça büyüttü. Asistan hekimler yeterince mesleki pratik yapmadan, hocası ile birebir çalışamadan, günlük işleri ucu ucuna yetiştirerek uzmanlık eğitimini tamamlamakta. Asistan hekimler ucuz işgücü olarak görülmeye devam ederken; almaları gereken nitelikli eğitim tümden göz ardı edildi. Artan kontenjanlar sağlık sistemindeki açıkları kapatmamakla beraber niteliksiz uzmanlık eğitimine neden olmaktadır.

Elbette yeterli sağlık hizmeti sunumu için kontenjan artırımı gündeme gelebilir, yapılabilir. Ancak böylesi önemli bir konu; asistanlar aracılığı ile sahadan bilgi alınarak, kliniklerin çalışma şartları ve altyapısı düzeltilerek, uzman dernekleri ve tabip odalarının, akademisyenlerin görüşleri doğrultusunda şekillendirilerek gündeme alınmalı, kontrollü ve planlı bir kontenjan artışı sağlanmalıdır. Oysa son iki TUS döneminde gördüğümüz durum, maalesef bunun tam tersidir. Söz konusu kontenjan artışının; bir süredir gündemde olan hekim göçünü kapatmak, kışkırtılmış sağlık talebinin iş gücü açığını karşılamak için yapılmış olduğu gün be gün açığa çıkmaktadır.

Mevcut kontenjanların dolması da başarı hikayesi olarak yansıtılmaktadır. Ama bir bütün olarak kötüleşen sağlık ortamı ve hekimlik mesleğinin yaşadığı açmazlar; pratisyen hekimken uzmanlık sürecine hazırlanan meslektaşlarımızı da etkilemektedir. Yoğun acil nöbetleri, şiddet, sonu gelmeyen görevlendirmeler, sınır ötesi askeri harekatlara görevlendirmeler, hekimliğin değersizleştirilmesi; pratisyen hekimlerden uzman hekim olmak isteyenlerin kendi ilgi ve yeteneklerine göre değil de; mevcut sorunlardan uzaklaşmak için tercih yaptıklarını görmekteyiz.

Bakanlığa ve ilgili yetki mercilerine sesleniyoruz. Bu kontrolsüz kontenjan artırma politikası niteliksiz eğitime, zaman kaybına ve mevcut sorunların katlanmasına neden olmaktadır. Bu yanlışı sürdürmenin hem halk sağlığına; hem de hekimlerin eğitimine yararı yoktur. Asistanların çalışma şartları düzeltilmeli, ücret eşitsizliği giderilmeli, insanca çalışma ve eğitim alma hakkımız sağlanmalıdır. Çalışan biziz, eğitim alan biziz, dolayısıyla da kontenjan artırımında söz sahibi olması gereken de biziz. Nasıl yıllarca verdiğimiz mücadeleler sonunda nöbet ertesi izin hakkımızı aldıysak nitelikli eğitim hakkımızı da alacağız. Ucuz işgücü olarak görülmek istemiyor, insanca çalışmak, yeterli ve nitelikli bir eğitim talep ediyoruz! Bu taleplerimizin arkasında olacağımızı ilan ediyoruz!

Basına ve kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Türk Tabipleri Birliği Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu