Aile ve Toplum Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yazılarak basına düşen ve LGBTİ+’ları hedef alan 2 Mayıs 2025 tarihli “Toplumsal cinsiyet ve bazı kavramların kullanımı hk" konulu yazı, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik dünyada ve ülkemizde kabul görmüş ve bilimsel terminoloji ile uyumlu olan bazı kavramların reddine yöneliktir.

Bakanlığın bu tutumu öncelikle Anayasa’nın eşitlik ilkesine, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere, hekimlik andımızda yer alan “Görevimle hastam arasına; yaş, hastalık ya da engellilik, inanç, etnik köken, cinsiyet, milliyet, politik düşünce, ırk, cinsel yönelim, toplumsal konum ya da başka herhangi bir özelliğin girmesine izin vermeyeceğime…” ifadesi ve mesleğimizin en temel evrensel etik ilkelerinden olan  “ayrımcılık yapmama” ilkesine açıkça aykırıdır.

Cinsel dokunulmazlık hakkı en temel ve evrensel insan haklarındandır. Dünya Cinsel Sağlık Birliği’nce 26 Aralık 1999 tarihinde kabul edilen evrensel cinsel haklar deklarasyonuna göre “cinsel eşitlik hakkı”; cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, ırk, sosyal sınıf, din veya fiziksel ve zihinsel engel gözetilmeden hiçbir ayrımcılığa maruz kalmama hakkı olarak, “cinsel sağlık hizmeti hakkı” ise; cinsel sağlık hizmetlerinin tüm cinsel kaygı, sorun ve bozuklukların önlenmesi ve tedavisi için herkese sağlanmış olmasını ifade eder.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ilgili yazısı sadece LGBTİ+’ları yok saymak değil, “aile” kavramı adı altında toplumu ikili cinsiyet sınırları içine hapsetmek ayrıca kadınların kazanılmış haklarını ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini de hedef almak, ailenin devamlılığını değil kadının itaatini öncelemektedir.

Özellikle kamu kurumları üzerinden toplumsal cinsiyet temelli eğitimlerin ve işbirliklerinin engellenmeye çalışılması ile kadına yönelik şiddetle mücadeleyi düzenleyen 6284 sayılı kanunun uygulanmasını da olumsuz etkileyen bu metni kabul etmiyoruz. Mezuniyet öncesi tıp eğitimi ulusal çekirdek eğitim müfredatı -2020- Davranışsal, Sosyal ve Beşeri Bilimler listesinde ve daha birçok lisans eğitiminde toplumsal cinsiyet ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık yer alırken, “Bilimin ışığında değil benim istediğim şekilde mesleğinizi icra edin” dayatmasını reddediyoruz.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ilgili yazısı ile hekimliğin evrensel mesleki değerlerinin tahrip edilmesine izin vermeyeceğiz. Hekimler şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bilimi ve etik ilkeleri dikkate alarak, herhangi bir ayrım yapmadan hastalarının ve toplumun acılarını dindirmeye devam edecektir.

Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu

Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi