Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Muğla Tabip Odası, günlerdir devam eden orman yangınlarına ilişkin sahadan edindiği izlenimleri ve güncel değerlendirmelerini 8 Ağustos 2021 günü Muğla Tabip Odası’nda düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaştı.

Muğla Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mehmet Akarca, TTB Merkez Konseyi ve Muğla Tabip Odası yöneticilerinden oluşan heyetin orman alanlarında incelemelerde bulunduğunu, belediye başkanları ve koordinasyon merkezlerinde görüşmeler yaptığını; devlet hastanelerindeki sağlık emekçilerini ziyaret edip görüş alışverişinde bulunduğunu aktardı.

Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Cafer Şahin, pandeminin üzerine yangın felaketi nedeniyle sağlık çalışanları olarak çok daha zor günler yaşadıklarını söyledi. Şahin, “Bir hekimin 400 hasta baktığı, sağlık personeli yetersizliğinin had safhaya ulaştığı, iş yükünün dayanılmaz noktaya geldiği, istifa ve emeklilik yönelimlerinin arttığı bir tablo ile karşı karşıyayız” diye konuştu.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da yaşamını yitiren tüm canlıların acısını hissettiklerini söyleyerek ve yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. İktidarın salgındaki yönetmeme ve idare etme tutumunun bir benzerinin yangın felaketinde de görüldüğünü ifade eden Korur Fincancı, buna karşın çok güçlü bir toplumsal dayanışma örüldüğünün altını çizdi. Korur Fincancı sözlerine şöyle devam etti:

“Salgın bir halk sağlığı sorunudur. Yangın bir halk sağlığı sorunudur. Ama yönetmeme ve idare etme anlayışı daha büyük bir halk sağlığı sorunudur. Bu iktidar hepimizin sağlığını bozan adımlarla yürümektedir ve doğadaki tüm canlıların yaşamlarını tüketerek hızla ilerlemektedir. Tükenmemenin ve var olmanın yolu dayanışmadır. Yönetmediklerini farkındayız ve buna karşı toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi sürdüreceğiz.”

TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut tarafından okunan ortak açıklama ise şöyle:

Yönet(e)meme Salgında Olduğu Gibi Yangınlarda da Görülüyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB), TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmeti Kolu ve tabip odalarımız; yangınların ortaya çıktığı ilk günden itibaren alanlarda çalışmalarını ve raporlamalarını yürütmektedir. Antalya Tabip Odası ve Muğla Tabip Odası sürekli yangın bölgelerinde olmuş, halk sağlığı çalışmaları yürütmüştür. TTB olarak sağlık alanında üzerimize düşen çabalar neler ise yangınların çıktığı ilk günden itibaren yapmaya çalışmakta; toplumu bilinçlendirme ve halk sağlığını koruma amacıyla değerlendirme raporları ve bilgilendirme notları da tarafımızca paylaşılmaktadır. 5-8 Ağustos 2021 tarihleri arasında TTB geniş heyetlerle Antalya ve Muğla’da incelemelerde bulunmuş; sağlık alanında sorunlara dair oda yöneticilerimizle birlikte yerel yöneticiler, koordinasyon merkezleri sorumluları ve hastane ve ASM’lerde çalışan hekimlerle görüşmüştür. Sağlık müdürlüğü ve Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Koordinasyon Merkezi ile de görüşme talep edilmiş; ancak olumlu sonuç alınamamıştır. Yapılan görüşme, incelemelerimiz sonucu görülen eksiklik ve uyarılarımızı kamuoyu ile de paylaşmak isteriz.

TTB olarak Türkiye’nin birçok yerinde başlayan ve doğanın, bireylerin, toplumun ve geçim kaynaklarının zarar gördüğü yangınlarda yaşamını yitirenlerimizin yakınlarına başsağlığı ve sabır; yaralananlarımıza da acil şifalar dileriz.

Muğla ilindeki yangın ilk olarak Marmaris ilçesinde 10 gün önce başlamış ve halen 3 ana noktada yangınlar devam etmektedir. İlk anda hızlı müdahalenin olmadığı, özellikle havadan müdahalenin yetersiz ve çok geç başladığı, tüm yerel yönetici ve kurumların ortak görüşü olarak karşımıza çıkmaktadır. Geç müdahale daha karmaşık sorunlar yumağını da ortaya çıkarmış, ciddi bir ekoloji ve halk sağlığı sorunu ile yüz yüze kalınmıştır. Yanan her ağacın, ölen her canlının parayla yerine gelmeyeceği açıktır; bu kayıplar maddiyatla ölçülebilir değildir. Yöneticilerin kullandıkları dillerde buna dikkat etmesi önemlidir.

Yaşanan yangınlar, insanlar gibi doğal yaşamdaki birçok canlının ve ağaçların da zarar görmesine sebep olmuştur. Son bir ayda meydana gelen yangınlarda şu ana kadar Sağlık Bakanlığı verilerine göre 9 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaşadığımız yangınlar; doğaya kulak asmayıp, küresel ve yerel verdiğimiz zararların karşımıza çıkardığı iklim krizinin ve diğer doğa tahribatlarının kötü sonuçlardan biridir. İklim krizi artık geri dönülmez aşamaya ulaşmıştır. Yangınlara karşı hazır olunmadığı; AFAD’ın yangınlara dönük yeterli deneyim ve birikiminin olmadığı yerel yöneticilerce tarafımıza iletilmiştir. Kriz koordinasyon merkezleri için merkezi iktidarın yerel yönetimlerle birlikte çalışmaya direnç göstermesi, yaşanan sorunları daha da zorlaştırmış; halen de zorlaştırmaktadır.

Orman yangınları aynı zamanda ciddi bir hava kirliliği yaratmış ve halen halk sağlığı açısından ciddi bir risktir. Halkın kendini koruyacağı uygun maskeler hızla ve parasız dağıtılmalıdır. “Orman Yangınlarından Kaynaklanan Hava Kirliliğinin Sağlık Etkileri Bilgi Notu” başlıklı metnimizde ayrıntılı olarak belirttiğimiz üzere pandemide koruyucu olarak kullandığımız cerrahi maskeler yangından etkilenen bölgelerdeki insanlar için yeterli değildir. Kısa ve uzun vadede olası akciğer hasarları için Sağlık Bakanlığı’nın koruyucu ve önleyici hazırlıklarını hızla yapıp kamuoyuyla paylaşması gereklidir. Yangının çok yakınlarına geldiği termik santrallerde herhangi bir hasarın olup olmadığı; hasar varsa hangi alanlarda olduğu; bu bölgelerde asbestin herhangi bir bina ya da araçta kullanılıp kullanılmadığı; asbestin herhangi bir şekilde havaya karışıp karışmadığı hızla kamuoyu ve bilim insanlarıyla paylaşılmalıdır. Asbest kullanımı olan herhangi bir bina ya da araç varsa yangın sonrası dönemde hızla bilimsel yöntemlerle kaldırılmalıdır. Günlük hava ölçüm raporları, olası her risk parametresini de içerecek şekilde paylaşılmalıdır.

Pandemi döneminde yangın alanlarında boşaltılan bölgelerdeki insanların nakilleri ve barınmalarında da COVID-19 önlemlerinin göz ardı edilebildiği görülmüştür. Yangına müdahale eden ekiplerin büyük kısmının uygun maske ve kıyafetleri olmadığı/kullanmadığı görülmüştür. Gönüllü ekiplerin koordinasyonu, koruyucu ekipmanları ve profesyoneller tarafından yönlendirilmesinde de eksikliklerin olduğu bölgeler görülmüştür.

Yaşanan bunca hayati eksiğin yine yangın alanında çalışan emekçilerin özverileriyle çözülmeye çalışıldığı görülmektedir. Salgınla mücadelede olduğu gibi, yangınla mücadelede de yönetemeyen bir iktidar ve toplum sağlığı için çabalayan emekçiler çelişkisi önümüzde durmaktadır. Ancak emekçilerin kendilerini pandemi; yangınların kısa ve uzun süreli sağlık sorunları konusunda korumalarını, koruyucu ekipmanlarını kullanmalarını bir kez daha rica ediyoruz.

Muğla, Sağlık Hizmetlerinin Yönetilememesi Nedeniyle Alarm Vermektedir ve Hekimler Tükenmiş Durumdadır

TTB heyeti olarak COVID-19 pandemisi ve çıkan yangınlar nedeniyle iş yükleri çok artan sağlık emekçilerine teşekkür etmek ve sorunlarını işyerlerinde dinlemek amacıyla hastane ve sağlık kurumlarını da ziyaret ettik. Dile getirilen sorunların birçoğunun neredeyse ortak olduğu söylenebilir. Yerel idarecilerin hekim ve sağlık emekçilerinin sorununu çözmek yerine artırdığı ne yazık ki dile getirilmektedir. Pandemi sürecinde Muğla’da sevklerin ikinci basamaktan üçüncü basamağa değil de tam tersine yaşandığı; göğüs hastalıkları uzmanı, yoğun bakım uzmanı olmayan hastanelere COVID-19 hastalarının sevk edildiği ne yazık ki iletilmiştir.

Yine uzun suredir dinlenmeksizin pandemiyle boğuşan hekimlerin il içinde son dakika bildirilen görevlendirmelerde özlük haklarının çiğnendiği bilgisi iletilmiştir. Hekimler bir gün önce bildirilen görevlendirme yerlerine kendi imkanlarıyla ulaşmakta ve orada da kendi imkanlarıyla barınmak durumunda kalmaktadırlar. Şehirde peş peşe çıkan yangınlar nedeniyle de ağustos ayı içerisinde izin kullanması yasaklanmış, yakın zamanda sadece Milas Devlet Hastanesi’nden 10 hekimin istifa ya da emeklilikle görevlerinden ayrıldığı öğrenilmiştir. Bu istifa ve emeklilik taleplerinin sağlık idarecilerinin sorunlara duyarsızlığı nedeniyle de artabileceği kaygısı tarafımızda oluşmuştur. Sağlık emekçilerinin tükenmişliğinin önüne geçilmesi için tüm özlük haklarının acilen karşılanması, mobbingin önüne geçilmesi ve sağlık hizmet organizasyonunda tüm sağlık emekçilerinin karar mekanizmalarına katılmasına olanak verilmelidir.

Muğla ilindeki aşılama oranlarının Türkiye ortalamasına göre iyi durumda olması bizler için çok sevindirici bir haber olmakla beraber; il içinde aile hekimlerinin çalışma koşulları, özellikle yazın artan misafir nüfusa yönelik sağlık hizmeti ve aşılamanın artması, Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nin getirdiği yükler, ilçeler ve mahalleler arasında aşı dağıtımındaki eşitsizlikler aile hekimlerinin üzerindeki iş yükü ve baskıları iyice artırmış, meslektaşlarımızı tükenme durumuna getirmiştir. Artan iş yükünün organizasyonunun planlanması, çalışma şartları ve çalışma alanlarının iyileştirilmesi ve her türlü aşı organizasyonuna aile hekimlerinin dahil edilmesi gerekmektedir.

TTB olarak yine söylüyoruz; sağlık hizmetleri tüm sağlık emekçilerinin ekip halinde çalışacağı bütüncül yaklaşılması gereken bir alandır. Salgında ve ne yazık ki yangında bunun yerine getirilemediği görülmektedir. Yangın nedeniyle kaybettiklerimizin yakınlarına bir kez daha sabır ve başsağlığı, yaralılara acil şifalar dilerken; toplumun daha fazla zarar görmemesi için sorumlular bir an evvel sorumluluklarını yerine getirilmeli, toplum sağlığı öncelikleri olmalıdır.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

Muğla Tabip Odası