Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu’nun haftada iki kere olmak üzere düzenli yayımladığı “Pandemide Merak Ettiklerimiz” programının 15’incisinde Pandemi Çalışma Grubu üyesi ve siyaset felsefecisi Prof. Dr. Nilgün Toker konuk oldu.

Toplumda yaşanan aşı tereddüdünün ardında iktidarın ve kamu kurumlarının salgın sürecini yönetememe gerçeğinin yattığını ileri süren Toker, TTB’nin aşı kampanyası ve açıklamalarının kamunun yarattığı boşluğu doldurmaya hizmet ettiğini belirtti. Toker, aşılara dönük tedirginliğin birkaç nedeni olduğunu söyleyerek bunları şöyle sıraladı: “İlk olarak, aşılar çok geç geldi. Bu durum, salgın döneminde tek başına bırakılmış toplumun aşıya ikna edilmesini zorlaştırdı. İkincisi ise aşılar arasında yapılan mukayese ve Coronavac’ın diğer aşılardan daha iyi olduğuna yönelik iktidarın aşılama sürecinin başındaki söylemleri. Bu söylem diğer aşıları değersizleştirdi. Bunlar aşılara tedirginliği artıran faktörlerdir.”

Aşı tereddüdünün ardında korku, lakaytlık, önemsememe, güvensizlik gibi birçok faktörün bir arada işlediğini söyleyen Toker, sağ popülist yönetimlerin her türlü konuda bilgiyi değersizleştiren, doğruyu ve yanlışı ayırt etmeyi mümkün kılmayan bir hakikat aşınmasıyla konuştuğunu, bu durumun ise tedirginliği artırdığını belirtti. Toker, gelinen aşamada kamunun daha kararlı bir tutumla toplumla konuşması gerektiğini, toplumun aşı konusunda bilgilendirilmesi, endişelerinin, korkularının giderilmesi için bir politika yürütmesi gerektiğini dile getirdi.

Aşı olmama halinin özgürlükle ilgili olmadığını, özgürlük kavramının ancak ahlak ve sorumluluk ile ilişkilendirdiğimizde anlamlı olduğunu ifade eden Toker, aşı karşıtlığının ise ideolojik olarak bilerek ve isteyerek “kötüyü seçme”, “kötülük yapma” olarak değerlendirilebileceğini sözlerine ekledi.

Toker, konuşmasında şu konuların altını çizdi:

  • Kamu, salgının başından bu yana sorumluluklarını yerine getirmedi.
  • Aşı tedirginliğinin ardında kamunun salgını yönetememesinin önemli bir etkisi var.
  • Aşı tedirginliği ve aşı karşıtlığı birbirinden farklı kavramlardır.
  • Aşılara yönelik tedirginliğin üstesinden bilimsel bilgiyi kamusallaştırarak gelebiliriz.
  • Aşı karşıtlığı bilerek ve isteyerek kötülük yapma halidir.
  • Aşı olmama durumunun özgürlükle bir ilişkisi yoktur, zira özgürlük kavramının içinde bireyin kendisine ve topluma sorumluluğu bulunmaktadır.
  • TTB’nin ürettiği bilimsel bilgi çok kıymetlidir ve kamunun bu bilginin yaygınlaştırılmasında da sorumluluğu bulunmaktadır.