Unesco Chair in Bioethics tarafından biyoetik, medikal etik ve sağlık hukuku üzerine düzenlenen 13. Dünya Konferansı 27-29 Ekim 2018 tarihleri arasında İsrail’in Kudüs kentinde yapıldı. Yedi farklı salonda 79 oturumun gerçekleştirildiği, dört yüze yakın sözlü sunumun yapıldığı konferansta otuza yakın poster sunumu yer aldı. Biyoetik, medikal etik konusunun temel olarak ele alındığı konferansta, insan hakları, ölüm, doğum, üreme, soykırım, ayrımcılık, sağlıkla ilgili yasalar, sağlık araştırmaları, cinsiyet ayrımcılığı, kırılgan gruplar, organ nakli, tamamlayıcı sağlık uygulamaları vb. konular da biyoetik ve medikal etik açısından ele alındı.
Konferansın düzenleyicileri arasında Dünya Tabipler Birliği (DTB) ve Avrupa Hekimler Daimi Komitesi (CPME) vardı. Konferansta CPME tarafından “Mülteci Sağlığı” konusunda bir oturum gerçekleştirildi. Oturumda CPME’den Dr. Jacques De Haller, “Mülteci Doktorların Hekim İşgücüne Entegrasyonu - CPME Güncel Tartışmaları”, İsveç Tabipler Birliği’nden Thomas Linden, “İsveç’te Mülteci Hekim Profesyonellerin İşgücüne Katılımı”, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Selma Güngör “Göçmen Doktorların Türkiye’de Çalışma Hakkı”, DTB Genel Sekreteri Dr. Otmar Kloiber “Göçmen ve Mültecilerin Sağlığı Üzerine DTB Politikaları- Pratik Uygulamalar” başlıklı konuşmalar yaptılar.
TTB Merkez Konseyi üyesi Selma Güngör yaptığı konuşmada, Suriye’de savaşın başladığı 2011 yılından beri Türkiye’ye çatışmalardan kaçarak gelen Suriyeliler bulunduğunu, 2018 Kasım ayı itibari ile Türkiye’de bulunan Suriyeli sayısının 3.5 milyon olduğunu, 155 bin Suriyelinin kamplarda yaşadığını ama 3 milyon 350 bin Suriyelinin başta İstanbul Şanlıurfa, Hatay olmak üzere 10 ilde yoğunlaştığını söyledi. Savaşın başından beri 5 bin dolayında Suriyeli hekimin kaçarak geldiğini ve bugün bu sayının yaklaşık olarak 2 bin 500 olduğunu belirten Selma Güngör, Suriyeli mültecilerin sağlığa erişim haklarına değinerek Suriyeli mülteci hekimlerin çalışma hakları ve çalışma koşulları hakkında bilgi verdi.
Savaşın başından beri kampları; 2017 yılından beri kamplarda ve Suriyelilerin kalabalık olarak bulundukları şehirlerde açılan Göçmen Sağlık Merkezleri’ni ziyaretlerine izin verilmediğini, bu merkezlerde çalışan hekimlerle resmi ilişki kurma girişimlerinin yanıtsız kaldığını belirten Selma Güngör, Suriyeli hekimlerin çalıştıkları illerde tabip odalarına üye olmadıklarını, herhangi bir iletişim kurulmasının engellendiğini belirtti. Göçmen sağlık merkezlerinin Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler kuruluşlarıyla birlikte açıldığını ve Avrupa Birliği tarafından finanse edildiğini söyleyen Selma Güngör bu kuruluşların da sorunun çözümü ile ilgili olarak kendileriyle görüşmediklerini aktardı.
TTB’nin görüşünün Suriyeliler ile tüm mülteci ve göçmenlerin Türkiye’de yaşayan herkesle aynı koşullarda sağlık hakkına sahip olması gerektiği olduğunu belirten Selma Güngör, savaştan kaçarak sığınmış olan Suriyeli hekimlerin dil, denklik ve yeterliliklerinin gerekli eğitim ve sertifikasyon sağlanarak Göçmen Sağlık Merkezleri gibi geçici çözümler yerine kalıcı olarak ve uzmanlıklarına uygun biçimde çalışmalarının sağlanması için gerekenlerin yapılmasını, bulundukları yerlerde tabip odalarına üye olmalarını, TTB’nin bu çalışmalarda sorumluluğunu yerine getirmeye hazır olduğunu söyledi. Konuşmasını dünyada barış ve barış içinde yaşama ve çalışma dileğiyle bitirdi.
Bütün konuşmacılar, ulusal hekim birliklerinin, ülkelerindeki sağlık hizmetlerinin gerektirdiği bilgi ve becerilerin kazandırılması, sertifikasyon, dil ve denklik sorunlarının çözümünde, savaştan kaçarak ülkelerine yerleşen mülteci meslektaşlarla dayanışma içinde olması gerektiğini vurguladılar.