Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi ile Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu, asistan hekimlerin sorunlarına ilişkin 17 Kasım 2021 günü çevrimiçi bir basın toplantısı düzenledi.

Basın toplantısında söz alan TTB Merkez Konseyi II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, eğitim-araştırma ve üniversite hastanelerinde işgücünün tamamen asistan hekimler üzerinden yürütüldüğüne dikkat çekti. “Rümeysa arkadaşımızın ölümü sonrası gösterilen ortak tepki, bakanlığı nöbet ertesi izin konusunda adıma zorladı. Asistan arkadaşlarımızın diğer sorunlarının çözümü için de ortak mücadeleyi yükseltmek gerekli. Biz TTB olarak asistan hekimlerin sorunlarının çözümü için her türlü çabayı sarf edeceğiz” diyen Ökten, tüm asistan hekimleri 27 Kasım’da Ankara’da yapılacak Beyaz Forum’a davet etti.

Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu Yürütme Kurulu’ndan hekimler de kısa sözler aldı.

Dr. Fatma Kırlı, asistan hekimlerin bu basın açıklamasına katılabilmek için dahi izin almak zorunda kaldığını çünkü birçoğunun öğle arasında da çalışmak zorunda bırakıldığını kaydetti. Nöbet sonu izninin bir kazanım değil, mevcut yönetmeliğin uygulanması talimatından ibaret olduğunun altını çizen Kırlı, “Biz asistan hekimler olarak keyfi uygulamalar ya da yönetmelikler değil; hem insanca yaşayacak temel ücret konusunda hem çalışma koşullarımızda yasal düzenlemelerin getirilmesini istiyoruz” diye ekledi.

Dr. Fikret Çalıkoğlu, Dr. Rümeysa Şen’in ölümü ile gündeme gelen nöbet sonrası iznin, asistan hekimlerin uzun zamandır bir mücadele başlığı olduğunu hatırlattı. Çalıkoğlu, Türkiye’de sağlık sisteminin her an olağanüstü bir hal varmışçasına asistan hekimleri çalıştırdığını ifade etti.

TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Meltem Günbeği de TTB’ye iletilen bir şikayeti örnek gösterdi. Bir hastanede az kıdemli asistan hekimlerin nöbet ertesi izni kullanması halinde ameliyathaneye ve doğumhaneye sokulmayıp eğitimlerinden alıkonulmakla tehdit edildiklerini söyleyen Günbeği, “Bakanlığın uyarmak dışında denetlemek için ne yapacağı, asistan hekimlerin ekonomik ve özlük hakları için nasıl adımlar atacağını da bilmek istiyoruz” dedi.

Dr. Betül Kaygusuz tarafından okunan basın açıklaması ise şöyle:

Asistan Hekimlerin Sorunlarına Dair Değerlendirme

Bilindiği üzere 23 Ekim günü meslektaşımız Rümeysa Şen’i kaybettik. O gün yaptığımız açıklamada da belirttiğimiz gibi, Rümeysa’nın kaza görüntüleri bize çok şey anlatıyordu. Ayda nöbet ertesi kullanamadan tutulan 10 ve üzeri nöbet sayılarını, mobbingi, stresi, insanüstü iş yükünü, tükenmişliği, angarya işleri ve daha nicesini…

Türk Tabipleri Birliği olarak yaptığımız çağrı sonrası 25 Ekim Pazartesi günü ülkenin dört bir yanından “Dr. Rümeysa Şen öfkemizde yaşıyor” diyerek seslendik. Bizler dört bir yandan işyerlerimizde haykırırken; pandemiyi akşam tweetleri ile yöneten Sağlık Bakanımız, Rümeysa’nın ölümünden sonra bir tweet dahi atmadı. Dört koca gün süren sessizliğin ardından, bu bozuk düzeni aleni bir şekilde ifşa etmemiz sonrası asistan hekimlerin çalışma şartlarıyla ilgili keyfi, hukuksuz uygulamaların varlığını itiraf etmek zorunda kaldı. Bakanlığın mevcut durumdan ve kliniklerde hukukun işletilmediğinden haberdar olduğunu biliyorduk çünkü defalarca hem ilgili kurumlarına başvurarak hem de basın aracılığı ile sorunları kendilerine ilettik. Son yaşananları da tekrar iletiyoruz:

Ülkenin neredeyse her şehrinde, özellikle üniversite hastanelerinde çok ciddi sorunlar yaşanıyor. Asistanlar geçim sıkıntısı ile yaşam arasında seçim yapmaya zorlanıyor. “İzin veririz ama çok ekonomik kaybınız olacak, dilekçe verin, izin istemediğinizi söyleyin” diyen yöneticilerin, “Nöbet ertesini kabul ederseniz ameliyathaneye, doğumhaneye girmenize izin vermeyiz” diyen kıdemlilerin, “Yoğun nöbet tutmadan uzman mı olunur!” diyen hocaların, bölümün koşulları uygun olmasına rağmen işleyişin bozulacağını iddia eden anabilim dalı başkanlarının, “Bu yönetmelikler asistanları kapsamıyor” diyen dekanların sayısı giderek artıyor. Asistanlar taleplerini yükselttiği şu dönemde sözel şiddete, zorbalığa, tehdide, hukuksuzluğa maruz kalıyorlar. En son Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde aynı anda istifa etmek zorunda kalan dört meslektaşımız mevcut durumun en somut örneği oldu. Bu ve benzer istifalar hakkında başlatılmış bir soruşturma var mıdır? Varsa tüm asistan hekimlerle açık bir şekilde paylaşılacak mıdır?

Hukukun uygulanması için rica niteliğinde yazılan mektuplar, genelgeler soruna çözüm olmayacaktır. Yazışmalar sonrası kurumların yaptıkları ve yapacakları titizlikle takip edilmeli, asistan hekimlerin mobbing kaygısı yaşamadan başvurabilecekleri merkezler oluşturulmalıdır. Bakan Fahrettin Koca reform niteliğinde değişiklikler yapılacağını açıklasa da daha önce sağlık sisteminde yapılan reformlara benzer, meslek örgütümüzün görüşleri alınmadan, konunun öznelerini dahil etmeyen adımların, yeni sorunlar yaratacağı, asistan hekimlerin sorunlarına çözüm üretmeyeceği açıktır.

Nöbet ertesi izin kullanıldığında asistan hekimlerin yaşayacağı ekonomik kayba yönelik bir adım atılacak mıdır? Yine nöbet ertesi izin kullanıldığında o gün mesaide olan asistanların iş yükünün artmaması için bir çözüm düşünülmüş müdür? Asistan hekimlerin bu kaygılarına yönelik neler yapılacağı bir an önce hekimler ile paylaşılmalıdır.

Tüm bu kaygılar ile sorunun salt nöbet çizelgesi hazırlamak olmadığı aşikar kılınmıştır. Sorunun kökten çözümü için ise önerilerimiz şunlardır:

  1. Bugün asistan hekimler geçinememe kaygısı ile dinlenme haklarından vazgeçecek durumda bırakılmıştır. Bu nedenle yoksulluk sınırının altında gelirleri olan biz asistan hekimler emekliliğe yansıyacak, emeğinin karşılığı olan temel ücret talep ediyoruz!
  2. Üçüncü basamak hastaneleri eğitim kurumları olmaktan oldukça uzak, kışkırtılmış sağlık talebini karşılayan kurumlar haline getirilmiş, asistan hekimler de bu iş yükünü en çok sırtlanan hekim grubu olmuştur. Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin çöktüğü kabul edilmeli ve basamaklandırılmış sağlık sistemi uygulamasına geçilmelidir!
  3. Nöbet ertesi izin yönetmeliğinde kişilerin keyfi uygulamasına mahal verecek ibareler kaldırılmalı, dinlenme hakkı ön koşulsuz tanınmalı, maksimum çalışma süresi tanımlanmalı, ekonomik kayba neden olmaması için yeni düzenlemeler yapılmalıdır!
  4. Mobbing, adaletsiz görev dağılımı, ceza nöbeti, 130 saati aşan çalışma, usulsüz nöbet listeleri gibi uygulamaların bildirilmesi ve denetlenmesi için birimler kurulmalıdır.

 

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

Türk Tabipleri Birliği Asistan ve Genç Uzman Hekimler Kolu