Sağlık Bakanlığı, 95. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü Kurası için ilan edilen 490 pratisyen hekimlik kadrosunun 86 tanesini Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı birinci basamak sağlık kurumu tabipliği, özel harekat komando tabipliği, dağ ve komando tabipliği, gibi yerlere ayırmıştır. Askeri kurum ve kuruluşlara sivil tıp fakültelerinden mezun olup, askerlik ve askeri tıp alanında herhangi bir eğitimi bulunmayan sivil hekimlerin atanmasına ilişkin bu uygulamaya ayrılan münhal kadrolar iptal edilmelidir.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu ile mevzuatının özel olarak tanımlandığı bir kurumdur. Bugüne dek, sağlık kurumları da dahil olmak üzere TSK’ya bağlı tüm kurumlarda TSK personeli tarafından hizmet sunulmuştur. Özel mevzuatla düzenlenmiş bir alanda, eğitim süreci, özlük hakları ve mesleki görevleri tümüyle faklı bir mevzuat kapsamında tanımlanmış hekimlerin görev yapması, hukuksal açıdan çelişkili ve hekimlik mesleği bakımından sorunlu bir uygulamadır.
Askeri tıp özel eğitim gerektiren ayrı bir alandır. Sivil tıp fakültelerinden mezun olmuş genç meslektaşlarımızın doğal olarak askeri tıp alanına özgü eğitim ve deneyimleri bulunmamaktadır. Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyacı doğrultusunda askeri hekim yetiştiren bir eğitim kurumu iken, hiçbir ön değerlendirme yapılmadan, ilgili kurum ve kuruluşlardan, meslek örgütlerinden görüş alınmadan, Kanun Hükmünde Kararname ile bir anda Sağlık Bakanlığı’na devredilmiştir. GATA’nın Sağlık Bakanlığı’na devrinden sonra, TSK’nın askeri hekim ihtiyacının Sağlık Bakanlığı tarafından ve sivil hekimlerce karşılanacak olması kaygı vericidir.
18/4/2019 günlü Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Askeri Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü kurulmuş "Barışta ve savaşta, Bakanlığın sağlık ve veteriner hizmetlerini yürütmek" görevleri arasında sayılmıştır. 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununda 16 Temmuz 2020 günlü ve 7250 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle de "Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi kadrolarında bulunan tabip ve diş tabipleri ile sınırlı olmak üzere bu personel için rütbe ve dereceleri itibarıyla belirlenmiş olan sağlık hizmetleri tazminatı oranları 200 puan artırılmak suretiyle uygulanır. Bunlardan 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin (A) fıkrası uyarınca belirlenen birinci derece kritik iller kapsamındaki yerler ile görev yerinin özellikleri ve hizmet şartları dikkate alınarak Milli Savunma Bakanlığı veya İçişleri Bakanlığı ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen diğer yerlerde ve yüzer birliklerde fiilen görev yapan tabip ve diş tabiplerine orgeneral aylığının (ek gösterge dâhil) brüt tutarının %200’ünü geçmemek üzere aynı usul ve esaslar çerçevesinde ayrıca ilave sağlık hizmetleri tazminatı ödenir. 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 28 inci maddesinin (A) fıkrası uyarınca belirlenen birinci derece kritik illerde terörle mücadele harekâtına iştirak eden birliklerde fiilen görev yapan sağlık astsubaylarına orgeneral aylığının (ek gösterge dâhil) brüt tutarının %50’si sağlık hizmetleri tazminatı olarak ödenir" düzenlemesi yapılmıştır.
Yapılan düzenlemeler ile Sağlık Bakanlığı ile MSB ve İçişleri Bakanlığı arasında sağlık hizmeti temini için yapılan protokollerinde de asıl işlevinin ortadan kalktığı görülmektedir. Dolayısıyla Askeri Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü bünyesinde kadrolu hekimler eliyle yürütülmesi zorunlu hizmetler için geçici görevlendirme yapılmasının ve Devlet hizmeti yükümlülüğü için bu birimlere atama yapılmasının hukuka aykırı olduğu değerlendirilmektedir.
Hukuksal mevzuatın, hekimlik mesleği ilkelerinin ve mevcut tıp eğitimi standartlarının bu tür bir uygulamaya izin vermediği bilinmelidir. Sağlık Bakanlığı’nı bir an evvel bu tutumundan vazgeçmeye, mevcut kadro ilanlarının yenilenmesine yönelik bir çalışma yürütmeye davet ediyoruz.
Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi