Kadın katliamlarının yükselişte olduğu bir dönemde İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması ve buna yönelik karalama kampanyası, kadınların eşit ve özgür bir hayat sürmelerine karşı açılan bir savaş demektir. Kadına yönelik şiddet tırmandığı halde sözleşmenin etkin şekilde uygulanmasını değil, kaldırılmasını gündeme getirmek devletin kadına yönelik şiddeti önleme görevini terk etmesi anlamına geliyor. İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin gündeme gelmesi ile birlikte bir hafta içinde en az altı kadın yine eski eşleri, erkek arkadaşları ve sevgilileri tarafından katledildi. 27 Mart 2021 tarihinde de iki sağlık emekçisi kadın vahşice katledildi.
Aydın’da 31 yaşındaki sağlık emekçisi Necla Demirbaş, uzaklaştırma kararı olan eski erkek arkadaşı tarafından kendi evinde, yani uzaklaştırma kararının olduğu evde dört kez ateş edilerek katledildi.
İzmir’de sağlık meslek lisesi öğrencisi 17 yaşındaki Sezen Ünlü, cinsel istismara uğradıktan sonra toplumsal baskılardan korkarak istismar eden ile yaşamak zorunda kaldı. Henüz 17 yaşında beş aylık gebeydi, şiddet görüyor, tehdit ediliyordu. Kurtulmak istedi, ancak istismar eden erkek tarafından 16 yerinden bıçaklanarak katledildi.
Biz kadın sağlık emekçileri patriyarkanın krizleri fırsata çevirdiği pandemi döneminde COVID-19 ile mücadele ederken, bir yandan da haklarımızı savunmaya, saldırılara karşı mücadele etmeye devam ediyoruz.
Kadına yönelik şiddete, ayrımcılığa karşı toplumsal cinsiyet eşitliğini savunan ulusal ve uluslararası hukuksal, kamusal kazanımlarımız, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere hem ülkemizde hem de dünyada eril iktidarlar tarafından saldırı altında. AKP iktidarı tarafından kadını erkeğe bağlı tutmak için yapılan kazanımlarımızı geri alma girişimleri sürekli gündemde tutulmaktadır. Geçtiğimiz günlerde gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile İstanbul Sözleşmesi feshedilmeye kalkışıldı. Biz kadınlar hukuken geçerliliğinin olmadığını bildiğimiz bu kararı tanımadığımızı her alanda haykırdık. Haklarımızdan vazgeçmediğimizi söylerken barikatlarla, gözaltılarla karşılaştık. Dün uzaklaştırma kararı olmasına rağmen Necla’yı evinde koruyamayan, kendisini istismar eden erkekle birlikte yaşamak zorunda kalan ve vahşice katledilen Sezen’i koruyamayan, katilleri engellemeyen iktidar, haklarını arayan kadınların önüne barikatlar yığıyor. Koruyamıyorsunuz, öldürülüyoruz.
Aramızdan çekilip alınan kadınların eksikliğinde başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere kazanımlarımızdan geri adım atmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Başka Neclalar ve Sezenleri kaybetmeye tahammülümüz yok ve bunun için her yerde mücadeleye devam edeceğiz.
Yaşasın Kadın Dayanışması!
Türk Tabipleri Birliği
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası
Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası