Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası’nın (İTO) çağrısıyla her yıl 14 Mart Tıp Bayramı Haftası’nda düzenlenen Büyük Hekim Yürüyüşü, bu yıl 9 Mart 2024 günü yüzlerce hekimin ve sağlık emekçisinin katılımıyla yapıldı.
Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi önünde bir araya gelen hekimlere ve sağlık emekçilerine demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin temsilcileri ile milletvekilleri de destek verdi.
“Başka bir sağlık sistemi, başka bir hekimlik ortamı mümkün” yazılı pankartın taşındığı yürüyüşte “Susmuyoruz, korkmuyoruz, hiçbir yere gitmiyoruz”, “Yaşamak, yaşatmak istiyoruz”, “Sağlıkta ticaret ölüm demektir”, “Parasız eğitim, parasız sağlık”, “Sağlıkta şiddet sona ersin”, “Asistan hekim köle değildir”, “Vergide adalet istiyoruz”, “Saraya değil, sağlığa bütçe”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganları atıldı.
Kadıköy İskele Meydanı’na gelinmesinin ardından bir basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklamasında ilk sözü alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap; 14 Mart Tıp Bayramı’nın hekimler ve sağlık emekçileri için sıradan bir gün olmadığını, 1919’da bağımsızlık ateşinin ilk kıvılcımının yakılmasından bugün daha iyi bir sağlık sistemi için yürütülen mücadeleye büyük anlamlar taşıdığını söyledi. Sağlık sistemindeki çöküşün yenidoğanların ölümüyle sonuçlanan skandal ile birlikte iyice açığa çıktığını belirten Azap, “Bunun sebebi 20 yıldır Sağlıkta Dönüşüm adı altında sağlığı özelleştiren, temel bir insan hakkı olmaktan çıkarıp, alınıp satılan bir metaya dönüştüren politikalardır. Ve bu politikaların halk sağlığı açısından yarattığı sonuç tahribattır, yıkımdır” dedi.
Türkiye’de insanların bir yılda bir milyar kez hekime başvurması, yıllardır görülmeyen boğmaca hastalığından beş bebeğin ölmesi, yüzlerce çocuğun kızamıktan hastalanması, kalp krizi ve felç geçiren bir insanın sağ kalma olasılığındaki düşüklük, sağlığın beş dakikalık randevulara sıkıştırılması gibi örnekler üzerinden sistemdeki çöküşü özetleyen Azap; şöyle konuştu:
“Ama kimse merak etmesin, herkesin içi rahat olsun. Biz hekimler olarak halkımıza yeterli sağlık hizmetini sunabilecek koşulların bulunduğunu; bu ülkenin maddi kaynaklarının, birikiminin, kadrolarının, insan gücünün buna gayet yeterli olduğunu biliyoruz. O yüzden ‘Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün’ diyoruz. Buradaki tek sorun, irade sorunu. Siyasi iktidar halkın sağlığını değil, bir avuç sermayedarın para kazanasını örgütlüyor olabilir. Bunu tersine çevirecek gücümüz var. Bunu 14 Mart haftasında ve sonrasında, yüz yüze gelerek halkımıza da anlatacağız. O yüzden onların desteğini istiyoruz. Hem hekimlerin hem de halkımızın mutlu olduğu başka bir sağlık sistemi mümkün!”
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Osman Küçükosmanoğlu ise iyi hekimliğin sadece sağlık sistemindeki değişimle değil; barış, demokrasi, laiklik ve adalet alanlarında da ihtiyaç duyulan değişimle mümkün olabileceğini vurguladı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ndeki polis barikatlarından ve gözaltılardan, İstanbul Barosu Yönetim Kurulun hakkında görevden alma talebiyle açılan davadan, Suriye’de Alevilere yönelik katliamlardan örnekler veren Küçükosmanoğlu, hekimlerin demokrasi, barış, laiklik ve adalet için de mücadeleyi sürdüreceklerini ifade etti.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İstanbul-Aksaray Şubesi Eş Başkanı Birsen Seyhan Dursun, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası 1 Nolu Şube Başkanı Dr. Ahmet Tapduk Mehlepçi, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası Genel Sekreteri Erdoğan Demir, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin Tosu, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği adına Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulun üyesi Aydan Adanır Usta ve DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu da yaptıkları kısa konuşmalarda ortak mücadelenin önemine vurgu yaptı, TTB’nin “Başka Bir Sağlık Sistemi Mümkün” programına destek verdiklerini ifade etti.
Konuşmaların ardından basın açıklaması sona erdi.
TTB amblemi indir
