Sinop’un Boyabat ilçesinde Cengiz Holding’e ait Eti Bakır AŞ tarafından yapılmak istenen bakır madeni projesi için 22 Eylül 2025 günü Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda İnceleme Değerlendirme Komisyonu (İDK) toplantısı düzenlendi.
Boyabat Çevre Platformu’nun (BOY-ÇEP) çağrısıyla yaşam savunucuları, toplantının yapıldığı bakanlık önünde bir basın açıklaması düzenledi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap ve Merkez Konseyi üyesi Dr. Nilüfer Ustael de basın açıklamasına katıldı.
BOY-ÇEP adına yapılan açıklamada; 1.196 futbol sahasına denk düşen 897 hektarlık alanda ilk aşamada 250 bin ağacın kesileceği, her yıl 13 milyon 250 bin ton toprak kütlesinin yer değiştireceği, bakır cevheri alındıktan sonra 3 milyon 700 bin ton kimyasal ve ağır metal içeren atığın açık havada depolanacağı bu projenin altı köyü, bu köylerin tarımsal sulama arazilerini, Boyabat içme suyu havzasını ve Gökırmak Nehri ile bağlandığı Kızılırmak Havzası’nı tehdit ettiği belirtildi. Bakır madeni projesinin doğaya, sağlığa, istihdama hiçbir olumlu etkisinin olmayacağı ifade edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bizler öncelikle madenciliğe karşı değiliz. Bizler Gökırmak Havzası’nda olduğu gibi; su havzalarında, tarım alanlarında, meralarda, zeytin bahçelerinde, sulak alanlarda, kıyı alanları ile koruma alanlarında yapılan madenciliğe karşıyız! Bizler yapılmayan bir toplantının sanki halk istemedi gibi belirtilerek, sahada değil ofislerde tutulan idare ve hukuku yanıltan sahte tutanaklara karşıyız! Bizler tespih sırası gibi dizilen madenlerle bir coğrafyanın toptan katiline karşıyız! Bizler, Cengiz’in Kastamonu Küre ve Hanönü’nde, Kazdağları ve Kaçkarlar’da yaptığı kıyımları Boyabat’ta da yapmak istemesine karşıyız! Bizler Gökırmak Havzası’nın pirincinin ve Boyabat halkının sağlıklı içme suyu hakkının bakırdan çok daha değerli olduğuna inanıyoruz. Unutmayalım: Doğa olmadan yaşam olmaz. Bugünü değil, geleceğimizi savunuyoruz!”
Basın açıklamasında katılımcı kurumların temsilcileri de kısa sözler aldı.
TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Alpay Azap; TTB’ye anayasal olarak verilen “halkın sağlığını korumak ve geliştirmek” görevi gereği hareket ettiklerini söyledi. Azap, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sağlık, sadece iyi bir sağlık sistemi kurarak elde edilemez. Sizin çok iyi sağlık kurumlarınız, hekimler, sağlık emekçileriniz olabilir ama bunlar, sağlığı korumaya yetmez. Çünkü insanlar havadan zehir solurken, ağır metallerle kirlenmiş yiyecek ve içecekler tüketirken sağlıktan söz edilemez. Ülkemizin tamamını maden sahasına çeviren, sömürge madenciliği şeklinde hiçbir doğal ve insani kurala uymadan yürütülen maden faaliyetlerinin sadece bugünün değil, gelecek kuşakların sağlığını tehdit ettiğini anlamamız gerekiyor. Yaşam alanlarımız ve sağlığımız için dayanışmaya devam edeceğiz.”
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, Kızılırmak Havzası üzerinden tüm Türkiye için tehdit oluşturan bu projeye karşı toprağımız, suyumuz, havamız ve yaşam alanlarımız için mücadele edilmesi gerektiğini vurgularken; CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz ise Eti Bakır AŞ’nin 12,5 milyar dolar gelir elde etmesini sağlayacak proje için sadece 73 milyon dolar bedel ödediğine dikkat çekti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (Dem Parti) İzmir Milletvekili İbrahim Akın, bakanlık yetkilileri şirket yetkilisi gibi davranırken şirket yetkililerinin ise devlet gibi davrandığını, buna karşı bölge halkının itirazlarının dikkate alınması gerektiğini dile getirirken; Saadet Partisi Ankara İl Başkanı Ahmet Yazıcı, yaşanabilir bir Türkiye için toplum sağlığı ile gıda güvenliğini tehdit eden hiçbir projeyi kabul etmeyeceklerini kaydetti.
Türkiye Barolar Birliği Kent ve Çevre Komisyonu üyesi Av. Yakup Okumuşoğlu, ÇED süreçlerinin hukuki işlevsizliğinden söz ederken; Veteriner Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Gülay Ertürk ise “Madencilik geçicidir ama doğa bir kez yok olduğunda yerine gelmesi mümkün değildir. Yaşamdan yanayız” diye konuştu.
TEMA Vakfı adına Onur Küçük ve ekoloji aktivisti Aykut Alyanak, projeye ve İDK toplantısına ilişkin bilgi paylaşırken; Sinop Çevre Dostları Derneği adına Prof. Dr. Aziz Konukman ise kapitalist rejimin doğası gereği şirketin toplumsal faydanın yarattığı maliyeti yok etmeye çalıştığına dikkat çekti.
BOY-ÇEP açıklamasının tamamı için tıklayın.