Türk Tabipleri Birliği (TTB) pandemi döneminde tıp eğitiminde yaşanan sorunları 18 Mart 2021 günü çevrimiçi bir basın toplantısı ile değerlendirdi.

TTB’nin Youtube ve Periscope hesaplarından canlı yayımlanan basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, II. Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Merkez Konseyi üyeleri Dr. Meltem Günbeği, Dr. Çiğdem Arslan, Dr. Onur Naci Karahancı ile Tıpta Uzmanlık Kurulu üyesi Prof. Dr. Orhan Odabaşı katıldı.

Toplantının açılış konuşmasını yapan Dr. Ali İhsan Ökten, tıp eğitimi ile ilgili uzun zamandan bu yana süregelen sorunların pandemiyle birlikte daha belirginleştiğini söyledi. Ökten, Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ndeki liyakatsiz atamalar ve birlikte kullanım hastanelerindeki tip sözleşme dayatması gibi uygulamaların da eşitsizliği ve mağduriyetleri artırdığını belirtti.

Mezuniyet öncesi tıp eğitimi ile ilgili bir sunum yapan Dr. Orhan Odabaşı ilk olarak tıp eğitiminin yapısına ilişkin bilgiler ve veriler paylaştı. “Pandemiyle geçen bir yılda tıp eğitimi tamamen durdu” diyen Odabaşı, hazırlıksızlık, yüz yüze eğitimlerin sonlanması, çevrimiçi derslerin takip zorluğu, laboratuvar uygulamalarının videoyla sunumu, uzaktan eğitime yönelim ve klinik uygulamaların ertelenmesi gibi sorunları sıraladı.

Pandeminin bir yandan pek çok alanda eğitici ve farkındalık yaratıcı sonuçlar doğurduğunu kaydeden Odabaşı, öte yandan tıp eğitimi müfredatının ağır yükü, salgın yönetiminin önemi, eğitim programlarında hesap verebilirlik, topluma dayalı tıp eğitimi gibi başlıklarda sonuçlar çıktığını ifade etti. Odabaşı, sunumunu şu sözlerle bitirdi: “Tıp eğitiminin temel amacı ‘iyi hekim’ yetiştirmektir. Doğrudan insan-toplum sağlığını, nitelikli sağlık hizmeti sunumunu etkileyen, temel sağlık hizmetleri içerisinde koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelikle risk gruplarına erişimini sağlayan, sağlıklı bir çevrede, temiz gıda, su ve uygun barınma koşulları ile birlikte, toplumla birlikte, toplum içerisinde, iletişim kurup profesyonel değerler kapsamında, topluma sağlıklı bilgi erişimini sağlayacak, kriz anında sağlıklı tutum alışları ile toplumunun her kesimi ile birlikte sağlığının korunup geliştirilmesine katkı sunacak, sorumluluk alacak, kaynakların eşit-adil kullanımı konusunda birikimli hekimlerin yetiştirilmesi için, mezuniyet öncesi tıp eğitiminin niteliğinin gözetilmesi-geliştirilmesi için var olan durumdan ödün verilmeden, kısa-orta erimli programlarla sorumluluk almaktan kaçınılmaması hem hak hem de vazgeçilmez bir sorumluluktur.”

Dr. Meltem Günbeği ise tıpta uzmanlık eğitimi üzerine konuştu. Tıpta uzmanlık eğitimi alanların mevzuatta “araştırma-eğitim çalışmalarında ve sağlık hizmeti sunumunda görev alan” şeklinde tanımlandığına dikkat çeken Günbeği, pratikte ise ilk yıldan itibaren sağlık hizmet sunumu ağırlıklı bir işleyiş olduğunu belirtti. Çekirdek eğitim programlarının fakülteler, hastaneler ve bölümler arasında bile büyük farklılıklar gösterdiğini, bunun da eşitsizlik doğurduğunu dile getiren Günbeği, eğitim programlarının yalnızca karne üzerinde doldurulduğu, birçok kurumda çekirdek eğitim müfredatının dahi karşılanmadığını, denetleme mekanizmalarının eksikliğinin de bu eşitsizliği beslediğini kaydetti.

“Pandeminin ilk gününden itibaren hem filyasyonda hem poliklinikte hem serviste hem yoğun bakımda yükün asistan hekimlere yüklendiğini görüyoruz, pandemi asistan hekimi işgücü olarak gören eğitimi ikinci plana atan sistemin daha görünür olduğu bir dönem” diyen Günbeği, pandemi döneminde eşitsizliği derinleştiren uygulamalardan örnekler verdi. Günbeği, konuşmasının son bölümünde de “Bizim hem pandemi sonrası için hem de yeni pandemilere giderken hazırlıklarımızın ne olması gerektiğini konuşup planlayacağımız var olan mekanizmaları etkili kılmaya ve yeni mekanizmalar geliştirmeye, ihtiyacımız var” vurgusu yaptı.

Basın toplantısında son sözü alan Dr. Şebnem Korur Fincancı mezuniyet öncesi eğitimin yüz yüze sürdürülmesi, aşıda önceliğin tıp öğrencilerine verilmesi, öğretim üyelerinin ders veremez hale getirilmesi, tıpta uzmanlık öğrencilerinin öğrencilik kapsamından çıkarılması gibi başlıklarda mücadele ettiklerini hatırlattı. Korur Fincancı, tüm meslektaşlarını da TTB ile birlikte yürümeye ve dayanışmayı büyütmeye davet etti.

Dr. Orhan Odabaşı’nın sunumu için tıklayın.