Sağlık Bakanlığı sosyal medya paylaşımında “vatandaşların yoğun olduğu meydanlarda, kamusal alanlarda ve etkinlik noktalarında boy, kilo ve vücut kitle endeksi ölçümü gerçekleştirileceği bu yolla fazla kilolu kişilerin tespit edilerek sağlıklı hayat merkezlerine ve aile sağlığı merkezlerine (ASM) yönlendirileceği, bu sayede kişilere diyetisyenler tarafından beslenme danışmanlığı ve takip hizmeti sunulacağı, 2 aylık süre içerisinde 10 milyon vatandaşa ulaşarak fazla kilonun zararları konusunda farkındalık oluşturmayı ve sağlıklı yaşam kültürünü yaygınlaştırmayı hedeflediklerini ifade etmişlerdir.
Sağlıkla ilgili toplumda farkındalık oluşturma çalışmaları il sağlık müdürlükleri başta olmak üzere sağlıkla bağlantılı kurumlarla işbirliği içinde sağlık personeli marifetiyle yapılabilmektedir. Yapılacak çalışmaların kişilerin mahremiyetlerini koruyacak şekilde yapılması hem etik hem de mevzuatlarımız gereğidir. Ancak topluma açık, vatandaşların yoğun olduğu alanlarda bunun yürütülmesi zordur. Yapılan ölçümler ve sonucundaki yönlendirmelerin ne kadar sonuç alacağı hesap edilmemiş ucu açık bir durumdur. Diğer taraftan nüfus bazlı çalışan ASM’lerdeki aile hekimleri ve aile sağlığı personeli üzerinden bu çalışmalar zaten yapılabilmektedir. Farkındalık yaratma çalışmalarını önemsemekle birlikte bu tür çalışmalar yapılırken yol ve yöntem bilimsel normalara uygun olmalıdır.
Sağlık Bakanlığı’nın bu soruna ilişkin çalışmalarında çok yönlü ve bilimsel normlara uygun bir yaklaşım sunması gerekmektedir. Bunun içerisinde uygulanan metottan elde edilen sonucun nasıl değerlendirileceğine ilişkin prosesler açıkça belirtilmelidir.
Özellikle sosyoekonomik düzeyi düşük bölgelerde çocuklarda beslenme yetersizliği ve buna bağlı gelişme bozuklukları görülmektedir. Gıda enflasyonun yüzde ellilere yaklaştığı bir ortamda ücretlere gelen bu oranın yarısını bulmayan artış sağlıklı gıdaya ulaşımın önündeki en önemli engeldir. Bu durum yakın zamanda büyük bir felaket yaşanan deprem bölgesinde yani afet alanlarında daha dramatik biçimde kendini göstermektedir.
Ekonomik sorunların getirdiği sağlıklı gıdaya ulaşamama ve sağlıksız ürünlere maruz kalma en çok gelişme çağındaki çocukları etkilemektedir. Sağlıksız beslenen çocuklarda büyüme geriliği, obezite, konsantrasyon bozukluğu gibi fiziksel, zihinsel gelişme sorunları ve ilerleyen yaşlarda kronik hastalıklara maruz kalma risklerinde artış olur. Bu da toplum sağlığı açısından ciddi bir tehdittir.
TTB’nin deprem bölgesinde “çocuklarda beslenme bozukluğuna bağlı bodurluk” ile ilgili bir çalışması yakın zamanda gerçekleştirilmiş ve yapılan çalışma sonucunda deprem bölgesindeki çocuklarda beslenme bozukluğuna bağlı bodurluğun arttığı tespit edilmiştir. TTB bu ve benzeri toplum sağlığına ilişkin tespitleri ve çözüm önerini tarihsel süreci içerisinde her zaman yapmıştır ve sorumluluğu gereği yapmaya devam edecektir.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi