TTB Genel Yönetim Kurulu (GYK) toplantısı tutanakları

111/2018
18.01.2018

TABİP ODASI BAŞKANLIĞI’NA

13 Ocak 2018 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen TTB Genel Yönetim Kurulu (GYK) toplantısı tutanakları ektedir.

Bilgilerinize sunar, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

Saygılarımızla,

Dr. M. Sezai Berber
TTB Merkez Konseyi
Genel Sekreteri

 

Türk Tabipleri Birliği
Genel Yönetim Kurulu Toplantısı Tutanağı

13.01.2018 / Ankara

Türk Tabipleri Birliği Genel Yönetim Kurulu Toplantısı 13 Ocak 2018 Cumartesi günü Ankara’da gerçekleştirildi. Toplantıya TTB Merkez Konseyi, 25 Tabip Odası, kollar, çalışma grupları ve TTB yayınlarını temsilen 75 kişi katıldı.

Toplantı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Raşit Tükel’in açış konuşmasıyla başladı. Dr. Raşit Tükel Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 15. yılında genel olarak ülkenin içinde bulunduğu sağlık ortamından ve sağlığın çöküşünden bahsetti. Türkiye’de sağlık ortamının genel durumuna değinen Dr. Tükel, Olağanüstü Hal’in (OHAL) sağlık alanına ve hekimlere olan etkilerinden söz etti. Dr. Tükel ayrıca şehir hastaneleriyle ilgili bilgi verdi.

Açılış konuşmasının ardından Divan seçimine geçildi. Divana Dr. Ali İhsan Ökten, Dr. Nuri Seha Yüksel ve Dr. Güleda Erensoy seçildi. Divan seçimi sonrasında, Dr. Sezai Berber tarafından TTB Merkez Konsey ve kolların faaliyetlerini içeren bir sunum yapıldı. Sunum sonrası Emekli Hekimler Kolundan Dr. Sema Aydın şu soruları sordu: Yetiştirme yurtlarındaki çocukların sorunları ile ilgileniliyor mu? Toplum olarak ruh sağlığımız bozuluyor. Televizyonlarda yayınlarda da olumsuz görüntüler oluyor. TTB bu konuda bir şey yapıyor mu?

Dr. Sezai Berber: Bu konularda takipler yapılıyor. Yetiştirme yurtları ve ıslah evleri şartları konusunda değerlendirmelerde bulunuluyor. Türkiye Psikiyatri Derneği ile birlikte çalışmalar yapılıyor. TV yayınlarında hasta ve hekimlere yönelik uygun olmayan ifadeler konusunda gerekli yerlere başvurularda bulunuyoruz. Bu konuyla ilgili söz alan TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Selma Güngör, Çocuk İstismarı Çalışma Grubu olarak konuyla ilgilenildiğini belirtti.

Dr. Burhan Söker: Bakanlık görüşmelerinin sonuçları ne oluyor? Beklentiniz nedir? Sahadan gelen bu konu ile ilgili soruları yanıtlayamıyoruz.

Dr. Sezai Berber: Eski Sağlık Bakanı Dr. Recep Akdağ ile 22 konu başlığı üzerinde görüşme yapmıştık. Bunlardan bir kısmına Dr. Akdağ karşı çıkmıştı. Diğer başlıklar üzerine konuşulabileceğini söylemişti. Yeni Bakan görüşmede görüşlerimize katıldığını ifade etti. Müsteşar tüm konular hakkında notlarını aldı. Ücretler başlığında Maliye Bakanlığı ile görüşüldüğü ve burada sıkıntılar olduğu söylendi. Atanamayan hekimler konusunun ise İçişleri Bakanlığı’nın yaklaşımından kaynaklandığı belirtildi.

Dr. Raşit Tükel: Bakanlık görüşmesine hazırlıklı gidildi. Müsteşar Eyüp Gümüş ve raportör de vardı. Toplantıda şehir hastaneleri konusu ele alındı. Filli hizmet zammı konusunda Bakanlığa görüşümüz aktarıldı. Sağlıkta şiddet konusunda yeniden düzenlenen kanun teklifimiz iletildi. Cezada alt sınırın en az 2 yıl olması gerektiği belirtildi. Yeni bakan ücretler konusunda çalışma olduğunu söylüyor. Aile hekimleri ile ilgili sorunları da konuştuk; sıfır nüfuslu birimler ve sanal ASM sorunlarını ilettik. Mecburi hizmet atamalarında güvenlik soruşturmalarında tıkanıklık olduğunu anlattık. İçişleri Bakanı ile görüşüleceği söylendi. Ancak, bu konudaki çözümü vereceğimiz mücadelenin belirleyeceğini düşünüyoruz.

Dr. Hande Arpat: Mali durum ile ilgili bilgi verdi. Odaların TTB’ye olan aidat borçları tablosu sunuldu. Aidat alacağının 1.169.566.19 TL olduğu belirtildi. Hiç borcu olmayan odalar tebrik edildi. Belge ücretlerinin peşin alınması gerektiği, ertelenemeyeceği; TTB’nin belge verme ücretlerinden  54.165.72 TL alacağı olduğunu belirtildi.

Kol Sunumları

Dr. Filiz Ünal (Aile Hekimliği Kolu): 21 ay süren Cumartesi nöbetlerine karşı mücadeleyi anlattı. Dr. Recep Akdağ 2 faz diyerek aile hekimliğinde iyileştirmeler yapacağını belirtmişti. Nüfusları azaltacaktı. Sıfır nüfuslu birimler açılmaya başladı. Cezaları arttırarak baskı oluşturmaya çalıştı. Ancak, aile hekimliği pozisyonları boş kaldı. Hekimler tercih etmediler. Mecburi hizmet kurasına dahil edilen bu birimlere de kimse talip olmadı. Binası olmayan, nüfusu olmayan birimler cazip gelmedi. Kol olarak taleplerimizi oluşturduk. Taleplerimizde koruyucu hekimliği öncelerken, şiddet görmeyen, güvenli ortamları olan aile hekimliğini istedik. Mesleki gelişimin sağlanabilmesini talep ettik. İş yükündeki artış, idari baskı, performans baskısı altında çalışmak hekimleri bunalttı, tüketti. Bu konuları Bakanlığa ve Meclise taşıdık. 15 günde bir internet üzerinden kol yürütme toplantılarımızı yaptık. 22 toplantı gerçekleştirmiş olduk. Aşı reddi konusunda hassasiyetimizi koruduk. Bu konuda yasa çıkarılması talebimizi Bakanlığa ilettik. Konuyla ilgili dosya hazırlayarak yasa çıkarılabilmesi için ana muhalefet partisine iletilmek üzere Merkez Konseye sunduk. Aile hekimliğindeki izinlerle ilgili çıkartılan yazıları konu alan bir dava açıldı ve yürütmeyi durma kararı aldık.

Dr.Ülkü Sema Aydın (Emekli Hekimler Kolu): İstanbul’da TÜRHED’in 300 üyesi var;  18 ilde mevcuduz. Ancak toplanacak yerimiz yok! Hekimevi olmalı. Muhtaç hekimler için huzur evi kurulmalı. Yaşlılık yalnızlıktır. Emekli hekimleri bir araya getirmek gereklidir. Emeklilik maaşları çözülmelidir. Yıpranma payı geriye yönelik de hesaplanarak maaşlar artırılmalıdır. Bir yaşlı ölürse bir kütüphane yanmış demektir.

Dr. Erdinç Köksal (Emekli Hekimler Kolu Başkanı): Tüm odalarda komisyon kurulmalıdır. Şu anda 18 ilde var; ama her ilde kurulmalıdır. Özellikle Karadeniz’de bu konuda hiç bir çalışma yok.

Dr.Utku Özcan (Ankara Tabip Odası Emekli Hekim Komisyonu Üyesi): Emeklilikte üç çeşit (SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı) maaş alınıyor ve aralarında farklıklar var. Bu durum için parlamenterlerle görüşüldü; üç defa Meclise gidildi. Bakanlıkta kanun tekliflerini hazırlayan Hukuk Müşaviri ile görüşüldü. Bir şeyler yapılacağı söylendi. Ancak açık açık da, biz doktorların emekli olmasını istemiyoruz denildi. Meclis Sağlık Komisyonu üyeleri bu konuyu ancak Cumhurbaşkanlığı düzeyinde çözersiniz dediler. Başvurumuzu yaptık, ancak henüz bir cevap yok. Bu düşük maaşlar nedeni ile SGK ile anlaşma yaparak hekimler muayenelerinde hasta bakabilmelidir.

Dr.İbrahim Halil Mert (İnsan Hakları Kolu): İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 1, 2, 5, 6, 7, 18, 19, 20 ve 28. maddelerini hatırlattı. Hasta mahpuslar hakkında bilgi verdi. 2017 yılında 31’i kadın, 810’u erkek mahpus ağır ve sürekli hastalık nedeni ile çıkmak amacıyla başvuruda bulundu. 2016 yılında 189.269 mahpus varken 2017’de bu sayının 225.000’i aştığı biliniyor. Son 5 yılda cezası tehir edilmeyen 451 kişi hayatını kaybetti. Şu an 1086 hasta mahpus ceza tehiri olmadığı için ölümü bekliyor. Mahkemeler bu hasta mahpusları toplum için tehlikeli olarak görerek ceza tehiri yapmıyor. Konuyla ilgili her odada komisyon kurulmalıdır. İnsan Hakları Kolumuza danışılmalıdır. Son günlerde açlık grevleri gündemde. OHAL Komisyonunun neye göre karar verdiği belli değil. Bakanlığın dediğini yapıyorlar. Nuriye ve Semih’in yanı sıra, dışarıda da süren açlık grevleri var; ama sayısı net değil. 10 Aralık’ta kelepçeli muayeneyi işaret eden afişler hazırladık. Adli muayene  ile ilgili acil servislerdeki hekimler ziyaret edildi. Geçen yıl Akit gazetesinin sağlık çalışanlarının sosyal medya hesaplarında propaganda yaptığı iddiası nedeniyle savcılık 1000’e yakın çalışanın sosyal medya hesapları üzerinden soruşturma başlattı.

Dr.Gülriz Erişgen (Etik Kurulu): Ayda bir toplanıyoruz. Hekim tutumlarına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Arsuz’da göçmenlerin sağlığı ve hekim tutumları konusunda yapılan çalışmanın raporu hazırlanıyor. Geleneksel, alternatif ve tamamlayıcı sağlık uygulamaları konusunda rapor yayımlandı. Aşı uygulamaları ve topuk kanı konusunda hekim tutumuyla ilgili bir açıklama planlanıyor. Cezaevlerinde ve tutuklamalarda hekim tutumları konusunda çalıştay hazırlanıyor. Hekim yönetimi ile ilgili bir rapor hazırlanmaya başlandı.

Dr. Osman Öztürk (Geleneksel, Alternatif ve Tamamlayıcı Sağlık Uygulamaları Çalışma Grubu): Yeni oluşturulan Çalışma Grubu hakkında bilgi verdi.

Dr. Neşe Yılmaz (Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu): Aynur Dağdemir bizim için bir simge. Kadına yönelik şiddeti önlemek isterken hayatını kaybetti.  Anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Her yıl Samsun’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde Aynur Dağdemir’i anarak mesajlarımızı veriyoruz. Kız çocuklar küçük yaşta evlendiriliyor. Kadın bedeni üzerinde hak ihlalleri artıyor. 23-25 Şubat 2018’de Bursa’da yapılacak olan muhafazakarlığın kadın sağlığı üzerine etkilerini de içeren “Kadın Sağlığı ve Muhafazarlık” konulu 5. Kadın Kongresi’ne tüm odaları davet ediyorum.

Dr. Mihriban Yıldırım (Asistan Hekim ve Genç Uzman Kolu): 2015’den sonra ülke yangın yerine döndü. Asistan Hekimler ve Genç Uzman Kolu’nu kurduk. Baskı rejimi bizi de etkiledi. 25.09.2016 tarihli KHK ile de seçilen arkadaşlarımızdan ikisi ihraç edildi. 2017 yılında Ankara’da asistan hekimlere yönelik anket çalışması yapıldı. UDEK ile çalışmalar planlandı. Asistan hekimlerle iletişim halinde olmaya çalışıyoruz. Asistanlığı kazanmış olsa bile göreve başlanamıyor. Güvenlik soruşturması ile atanamayanlar ve ihraçlarla karşılaşıyoruz. Tükenmişlik ile ilgili anket planlıyoruz. Mart ayında uzmanlık eğitimi ve hekim haklarıyla ilgili bir toplantı planlıyoruz.

Dr. Ali Çerkezoğlu (Yüksek Onur Kurulu): Dokuz üyesi ile Kurulumuz hızlı çalışıyor. Şu anda 3 ay öncesinin başvuruları üzerinde çalışılıyor. Odalarımızdan gelen dosyalardaki eksiklikler için Merkez Konsey ile görüşülecek. Ancak hatalı uygulamalar 10  odamız dışında gelmiyor. Bu düşündürücü. Sağlık ortamını geliştirmek, sahip çıkmak, güçlü olabilmek için hasta hekim ilişkisinde karşılaşılan kötü uygulamalara kötü demeliyiz.

Dr. Kamiran Yıldırım (Pratisyen Hekimlik Kolu): Kol toplantılarına çok az sayıda temsilci geliyor. Toplumcu hekimliğin nasıl örgütlenmesi gerektiği en önemli konumuz. Bu yıl yapacağımız Pratisyen Hekimlik Kongresi için Bilimsel Kurullar ve Düzenleme Kurulları oluşturuldu; ancak katkıları bekliyoruz. Odalar olarak Kongreye katılımı desteklemenizi bekliyoruz. İhraç edilenler, işyeri hekimliği belgesi almaya hak kazanılmış olsa bile, sistem sertifikayı alma noktasında izin vermiyor. Çalışma Bakanlığı ile bu konu konuşulmalıdır. Atanamayan hekimler konusu belirsiz. Ne zaman atanacakları belli değil. Bu arkadaşlar TTB den çok şey bekliyor. Asistan Hekim ve Genç Uzman Koluyla bu konuda ortak çalışma yürütülmelidir.

Dr.Raşit Tükel: 14 Mart etkinlikleri ve öne çıkarılacak talepler konusunda bilgi verdi. Tabip odaları kendi bölgelerinde 14 Mart etkinlikleri düzenliyor. Merkez Konseyi olarak bu yıl da odalarla ortak etkinlikler düzenlemek istiyoruz. Buna göre; yıpranma payı, emeklilik ücretleri ve sağlıkta şiddet yasa tasarısıyla ilgili talepler öne çıkarılabilir. 14 Mart etkinlikleri sürecinde ayrıca, Genel Sağlık Sigortası, birinci basamak sağlık hizmetleri, Kamu Hastane Birlikleri ve sağlık insan gücü başlıkları bağlamında Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın 15 yıllık bilançosu ele alınabilir. Bir de, 10 Mart 2018 tarihinde tabip odalarından katılımlarla Ankara'da hekim buluşması gerçekleştirilmesi önerimiz var. Tüm bu başlıklardaki etkinlikler ve öne çıkarılacak talepleri tartışmaya açıyoruz. 14 Mart Çalışma Grubumuz tarafından, bu toplantıdan çıkacak görüşler dikkate alınarak, 14 Mart Etkinlik Programına son şekli verilecektir.

Oda Sunumları

Dr.Ertuğrul Tanrıkulu (Edirne Tabip Odası): 4 yıl önce Sağlık Hakkı Platformunu oluşturduk. 2017’de de İşçi Sağlığı Platformunu oluşturduk. Keşan’da 2011 yılında 3 işçi hayatını kaybetmişti. Bu platform aktif olarak çalışıyor. Şiddet ve sağlık okuryazarlığı konusunda çalışmalar yapılması gerekiyor. TTB ile birlikte sağlık muhabirleriyle sağlık haberciliği çalıştayı yapılması düşüncesi var. Erken yaşta evlendirilmeler konusunda çalışmalarımız var. ”Kaf dağının ardında” diye bir spot hazırladık. Edirne’de basın mensuplarına eğitim verdik. Aşı reddi nedeni ile aşı hakkında halka eğitimler yapmalıyız. Dizilerdeki olumsuz, hekime şiddeti özendiren durumlar için senaristlerle ve derneklerle irtibata geçilmeli. 14 Mart etkinliklerine hazırlanıyoruz.

Dr.Hamit Güçlüer (Eskişehir Tabip Odası): 17 Temmuz sonrası haklar ve özgürlükler konusunda geriye gittik. Sağlık ortamı bu durumdan çok etkilendi. KHK ile ihraç edilenlere destek için İstanbul Tabip Odası ile birlikte Eskişehir’de TİMSAH oyununu sergiledik. Şehir hastanesi ve kömürlü termik santral konusu odamız tarafından takip ediliyor. Kömürlü termik santrale karşı odamızın da yer aldığı bir platform var. Sağlık etki değerlendirmesi, çevre etki değerlendirmesi yapılmamış durumda. Bu santral için platform 150 traktörün de katıldığı bir eylem düzenledi. 14 Mart’larda birçok etkinlik yapıyoruz; ancak muhataplarımızdan yanıt alamıyoruz. 2018 yılında aramız yeni arkadaşlar katmalıyız. Birlik içinde mücadele etmemiz durumunda başarılı olabiliriz.

Dr. Hasan Bilgin (Manisa Tabip Odası): Yıkıcı sürecin hekimler üzerindeki etkileri, öncelikle mücadele edeceğimiz konular neler olabilir, bunları düşünmeliyiz. 14 Mart’ta sağlıkta şiddet, performans, aile hekimlerinin sorunlarını dile getirmeliyiz. TTB’nin Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerinde bir formül bulmalıyız. Bakanlıkla ilişkilerde büyük siyasette elde edebileceklerimiz nelerdir, neleri önceleyebiliriz? Hekimler başka bir hekimlik pratiğine evriliyor. Daha önceki 14 Mart’larda verilen sözler konuşmalar var. Bakanlık için bir konu prestij konusu olabilir. Emekli maaşları konusu yeni Bakan için prestij konusu haline getirilerek çözüm üretilmesi öncelenebilir.

Dr. Seyit Karaca (Konya Tabip Odası): En önemli sorun hekimler mesleğe atıldığında onları oda aktivisti yapabilmek. Konya’da 25 yıldır meslek ideolojisi dışında bir ideoloji ile siyasi çalışma yapmadık. İlkelerimizi belirledik, sorunsuz olarak sürdürüyoruz. Taşra odaları üye sorunu yaşıyor. Bu sorunu oda çalışmalarıyla çözmeliyiz. “Hekimce Söyleşiler“ adlı organizasyonumuzun sekizincisini yapmaya hazırlanıyoruz. 14 Mart için yapılan hazırlıklar kapsamında yapılan bir ankette hekimlerin %73’ünün bir şekilde sözlü ya da fiziki şiddete maruz kaldığını gördük. %78’i ise yaygın bir tükenmişlik yaşıyor.

Dr.Vedat Bulut (Ankara Tabip Odası): Ankara’da olmamız nedeni ile biz KHK’ları daha yakından takip ediyoruz. Ağustos 2016’dan beri hiçbir KHK Meclise gelmedi. Şu an yasasız bir hukuk devletinde yaşıyoruz. İhraç edilenler özel sektörde ucuz iş gücüyle çalışmak zorunda kalıyorlar. Kamudan ihraç edilen asistan hekimlere eğitim hakkı sağlanmalıdır. Aslında KHK’da buna engel bir madde de yok. Bu dönemde 44 intihar var; bunlardan üçü hemşire. Ankara Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu’ndan her gün iki hekim açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ziyaretine gidiyor. Sağlıkta gerici uygulamalar hakkında çalışmalar sürdürüyoruz. Şehir hastaneleri hakkında belgeler ürettik. Sağlık okuryazarlığı hakkında bir şeyler yapmak gerekir. TTB Merkez Konseyi ile beraber hareket edeceğiz.

Dr. Samet Mengüç (İstanbul Tabip Odası): Yaşanan durum siyasi atmosferden bağımsız olarak düşünülemez. Faşizmi yaşıyoruz. Böyle bir ortamda sağlıklı bir sağlık hizmeti verilemez. Bilimsellik yok edildi. Günlük çözümlerle yaşıyoruz. Sağlık çalışanları tükenmiştir. Önleyici olamıyoruz. Bir zarar yaşandıktan sonra destek olmaya çalışıyoruz. İstanbul Tabip Odası olarak TİMSAH oyununu sergiledik. Politik duruşumuzu ortaya koyduk. Felsefe etkinlikleri düzenliyoruz. 29. etkinliğimizi yapıyoruz. Her toplantıya 100’ün üzerinde katılım oluyor. Hekimlerle bire bir temas noktalarını bulmalıyız. Eğitimler düzenliyoruz. TTB ile Bilirkişilik Temel Eğitimleri yapıyoruz. 14 Mart için 10 gün boyunca çeşitli sanat dallarında ödüller veriyoruz. TTB’nin de katkılarıyla kadın, emekli hekimler ve tükenmişlik konularında üç  panel yapılacak.

Dr. Murat Erkan (Samsun Tabip Odası): Son dönemdeki çalışmaları için Merkez Konseyi tebrik ediyorum. Yapılan çalışmalara Merkez Konseyi Başkanı’nın bizzat katılımı önemli. Odalarda üye konusunda sorun var; para olmadan hiçbir şey yapılamıyor. Üye güncellemesi yapmalıyız. Kalabalık toplantılar yapmakta zorlanıyoruz. İnternet üzerinden toplantılar düzenlemeliyiz. ”OHAL Değil Demokrasi” başlıklı ilanlar hazırladık 28 Ocak’ta bir organizasyona katılıyoruz. Laik Eğitim Platformunda yer alıyoruz. Bir ilkokulda kütüphane kuruyoruz. Şu an en büyük sorun KHK’lar ve OHAL. Hekimlere maddi, manevi destek olacak çalışmalar yapıyoruz. Yerel sağlık ortamıyla ilgili rapor oluşturduk. Şehir hastaneleri ile ilgili toplantılar yaptık. Samsun yılda iki gün iki hekimini anıyor. Samsun’da il içi atamalarla ilgili sorunlar var. Özel hastanede çalışan hekimler ve muayenehanelerinde çalışan hekimler SGK ile sözleşme yapabilmelidir.

Dr. Güzide Elitez (Bursa Tabip Odası): Aile hekimliği Bursa’ya geldiğinde hekimler bunu sevdi ve şevkle çalışıyordu. Ancak son dönemlerde hekimler ASM’lerde günleri bölüşerek dönüşümlü çalışmaya başladı. Bu sıkıntılı bir durum. İyi hekimliği savunmalıyız; işini doğru yapana doğru yapıyor demeliyiz. Yanlış hekimlik tutumunda olanları da uyarmalıyız.

Dr. Aynur Karadenizli (Kocaeli Tabip Odası): Kocaeli’nde bir atık tesisi var. Yeni bir evsel atık tesisi kurularak yakılarak imha planlanıyor. Bu nedenle 17 akademik oda toplanarak bir kitapçık hazırladık. Halktan destek almaya çalışıyoruz. Belediye Başkanına ve Valiye bu konuda bilgilendirme yapıldı. Ancak tesisin nasıl bir tesis olacağı ve nasıl çalışacağı bilgisini alamıyoruz. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi aktif hale getirildi. İşçi sağlığı ile ilgili paneller düzenlendi. Meslek hastalıkları hakkında bilgilendirmeler yapıldı. Ancak, meslek hastalığı tanısı koyabilecek bir merkezimiz yok. 700.000 işçi var. Kocaeli Üniversitesi ile görüşmeler yapılıyor. Odamızda hekim-yönetici ve hasta-hekim konularında çok dosya var. Genç hekimler için malpraktis toplantıları düzenledik. Aile hekimlerinin üyeliği Kocaeli’nde bir sorun. Bilirkişilik Temel Eğitimlerine başladık. 14 Mart’ta derneklerle birlikte aşı ile ilgili bir faaliyetimiz olmalı. Bebeğin babası arıyor; 50 TL vereceksen getirip aşıyı yaptırayım diyor. Yapılmayan aşı için doktorun maddi kayıp yaşayacağını biliyor. Bunu kullanıyor. Sağlıkta şiddet için bir gün ayrılmalı. Basında yer alamıyoruz. Nostalji ve gençler diye geleneksel bir toplantı yapıyoruz.

Dr. Hamza Ağca (Gaziantep Tabip Odası): Sağlıkta şiddet ve tükenmişliğin etkisi çok fazla. Gaziantep’de son gün iki hekimimiz sağlık sorunu yaşadı. Bir genç aile hekimi, serebral nedeni ile yoğun bakımda. Durumu ümitsiz. Bir kadın doğum uzmanı yoğun bakımda;  durumu iyiye gidiyor. Sağlıkta dönüşüm hız kesmiyor. Şiddet oranı artıyor. 14 Mart’ta ücretler, yıpranma ve şiddeti; Genel Sağlık Sigortası, birinci basamak sorunları, şehir hastanelerini konuşmalıyız. Yıllardır artmayan SUT ücretleri de bir sorun. Bu durum özel hastaneler arası geçişi artırıyor. Hekimlerde tükenmişliği artırıyor.

Dr.Burhan Söker (Mersin Tabip Odası): Sağlık emek gücünün söylediği söz, şartların belirsiz olduğu dönemlerde bir anlam kazanmıyor gözüküyor. Kamu ve özel sektör hekimlerinin üyelik ücretleri eşitlensin. Malpraktis ile ilgili çok dava var; buna çözüm üretilmeli. 14 Mart’ta sağlık emek gücünün içinde bulunduğu sıkıntılar dile getirilmelidir.

Dr. Mehmet Akça (İzmir Tabip Odası): Aşı reddi konusunda halk sağlığı uzmanları ve avukatların  görüşlerini yer aldığı bir kitapcık hazırlandı. Bilirkişilik Temel Eğitimi kursu yetkisi alındı ve eğitimler sürüyor. Tahtalı barajında çıkan orman yangınına müdahale ederken düşen helikopterin içme suyuna verebileceği zarar için önlemler alınması çalışmalarında bulunduk. “Göç ve Sağlık” Sempozyumu düzenledik. Şehir hastaneleri ile ilgili toplantıya Dr. Kayıhan Pala katıldı. SGK müfettişleri ile toplantı yapıldı. Maaşlarını alamayan özel bir sağlık kuruluşunda onlara destek olan bir eylem yapıldı sorunları çözüldü. İzmir’de çevre illerde de çalışan hekimler var; yarı zamanlı olarak iki farklı şehirde çalışanların üyelik durumları nasıl çözülebilir. 14 Mart taleplerimizi duyurduk. Ücretler konusunda, Manisa Tabip Odası’nın belirttiği gibi, büyük sağlık siyasetine dair taleplerin yanında çözüm üretilebilecek sorunların mücadelesini de vermeliyiz. Maaşa esas döner sermaye ödeneğinin iki katına çıkarılmasını sağlamalıyız. Diğer odaların talep ve fikirlerine katılıyoruz.

Dri Ali İhsan Ökten (Adana Tabip Odası): 2017 yılında odamız rutin olarak Aile Hekimliği, Pratisyen Hekimlik, Özel Hekimlik, Sosyal Komite, İnsan Hakları, Çevre ve Emeklilik Komisyonları olarak çalışmalarını yaptı; TTB’nin kol faaliyetlerine katıldı. Gerek mesleki sorunlarımızla ilgili oda olarak gerekse diğer demokratik kitle örgütleri ile basın açıklamaları yaptık. Bunlardan şehir hastaneleri ile yaptığımız basın açıklaması medyada geniş yer aldı. SGK başmüfettişlerinin hekimlere hukuki sorumlulukları hakkında bilgi verdiği bir toplantı yapıldı. Kamuda iş güvencesi ve şehir hastaneleri ile ilgili paneller yapıldı. İyi hekimlik ve sağlık politikaları konusunda Çalıştay düzenlendi. 1 Mayıs mitingine kitlesel katılım yapıldı. 2017 yılında çeşitli kurumlar ziyaret edildi. Hekimlik mesleği haricinde sanatın çeşitli dallarında üretkenlik yapan hekimlerle “İçimizden Biri” etkinlikleri yapıldı. Sosyal etkinlikler olarak Yaşar Kemal anması, hekimlerle kahvaltı toplantıları yapıldı. Lise ve ortaokul öğrencilerine yönelik “Doktor Olmak” konulu mesleki tanıtım ve söyleşiler yapıldı. Akkuyu Nükleer Santralinin önlisans anlaşmasının iptali için Adana Barosu ve diğer demokratik kitle örgütleri ile Ankara 12. İdare Mahkemesi’ne yapılan itirazın reddedilmesi üzerine bir üst mahkemeye itiraz edildi; itirazımız kabul edildi. Artık sadece nükleer santralin değil, diğer hidroelektrik ve termik santraller gibi ekosistemi bozan tüm santrallerin önlisans anlaşmalarına itiraz edilebilecek. 14 Mart’ta yaşanabilir düzeyde bir emeklilik ücreti, şiddet, şehir hastaneleri ve hekimlerin tükenmişlik sendromlarını içeren talepleri ön plana almalıyız.

Dr.Selma Güngör (TTB Merkez Konseyi): İlk KHK ile 49 özel sağlık kurumu kapatıldı. İşsiz hekimler oluştu. Dört bine yakın hekim ihraç edildi.  28 Ocak 2017’de ihraçlar konusunda bir Çalıştay yaptık. İhraç edilenlerin bir envanterini oluşturamıyoruz. Odaların hekimlere ulaşmasında sorunlar var. İş bulabilmek için yer değiştiren hekimlerin istifa etmeleri, ulaşmamızda sorunlar yaratıyor. Şu an öne çıkan sorun istihdam sorunu. OHAL döneminde ihraç edilen asistanların eğitim hakları elinden alındı. Yeni mezun hekimlere OHAL döneminde çıkarılan KHK ile güvenlik soruşturmaları yapılıyor ve yeni mezun olan meslektaşlarımızın işlerine başlamaları çok gecikiyor ve engelleniyor. En son işyeri hekimliği sertifikası almak üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açtığı sınavda başarılı olmalarına rağmen ihraç edilmiş arkadaşlarımızın İSG Katip’e kayıtlarının engellendiğini öğrendik. Bu sorunlarla ilgili hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz. Mersin’de hekim buluşmaları düzenledik. Eğitim hakkı, komisyona başvuru gibi konularda hukuksal başvurularda yararlanılabilecek dilekçe örneği hazırladık.

Dr. Selma Güngör'ün TTB Kamu İhraçları Komisyonu'nun çalışmaları hakkında verdiği bilgilerin ve Av. Ziynet Özçelik’in ihraç edilen hekimlerin hukuki durumuyla ilgili değerlendirmelerinin ardından, OHAL ve hekimlik konusunda katılımcılar görüş ve değerlendirmelerini paylaştılar. Toplantı, TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Raşit Tükel’in kapanış konuşmasının ardından sona erdi.