Halklar; İnancı, Mezhebi, Kökeni Farklı Diye Yok Ediliyor! İnsanlık Suçu İşleniyor! İnsanlığın Test Edildiği Zamanlarda Yaşıyoruz?

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından oluşturulan heyet, IŞİD katliamlarından kurtulabilen, zorlu yol koşullarına dayanarak hayatta kalmayı başarıp Türkiye’ye sığınan Ezidi Kürtlerin bulunduğu Silopi çadır kentini 14 Ağustos 2014 tarihinde ziyaret etti.


KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, KESK Kadın Sekreteri Gülistan Atasoy, Eğitim-Sen Merkez Basın Yayın Sekreteri Mesut Fırat, SES Genel Sekreteri Birsen Seyhan, SES Basın Yayın Sekreteri Fikret Çalağan, İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr.İncilay Erdoğan, İstanbul Tabip Odası İnsan Hakları Komisyonu Üyesi Dr.Fethi Bozçalı, Mardin Tabip Odası Başkanı Dr.Kamuran Yıldırım, Şırnak Tabip Odası Başkanı Dr.Azad Karagöz’den oluşan heyet, önce Silopi Belediyesi’ne ve Silopi Kaymakamlığı'na giderek, belediye eş başkanları ve kaymakamla sığınmacıların durumu hakkında görüşme yapıp bilgi aldı.

Heyet üyeleri daha sonra Silopi Belediyesi, Şırnak Tabip Odası gibi  birçok kurumu ve Silopi halkının desteğiyle kurulan, tüm ihtiyaçları karşılanan çadır kenti ziyaret etti.

Kent merkezine yaklaşık 5 km. uzaklıkta bulunan ve 800 kişinin yaşadığı çadır kentte, katliamın tanıklarıyla görüştü.

Yaşanan vahşetin her ayrıntısı öğrenildikçe insanlık tarihinin en lanetli zamanlarında yaşamanın acısı, heyetin her bireyinin bedenine çökmüş oldu.

2 Ağustos 2014 gece yarısı Irak’ın Sincan (ya da Şengal) Dağı eteklerinde yaşayan on binlerce Ezidi Kürt, tıpkı şii Arap ve şii Türkmenler, Hıristiyanlar, Ermeniler gibi IŞİD çeteleri tarafından katledildi.

Katliamdan sağ kurtulanlar, evlerinden yalınayak, sırtlayabildikleri küçük çocukları, yaşlılarıyla Şengal Dağı’na kaçabilmiş, günler sonra Türkiye sınırlarına ulaşabilmişti.

Tanıkların heyetimize anlattıklarından :

Komşu sünni Arap köylülerinin desteğiyle evlerimiz yakıldı, tüm eşyalarımız talan edildi, kız çocuklarımız savaş ganimeti sayılarak kaçırıldı.

Yaşlılarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, hatta gebelerimiz oracıkta vahşi yöntemlerle öldürüldü.

Katliamdan kaçabilenler sıcaklığın 50 derece olduğu Şengal Dağı’nın yamaçlarına sığındı.

Sıcağa, susuzluğa dayanamayan çocuklarımız, yaşlılarımız, hastalarımız bu kez sığındıkları dağın yamaçlarında yaşamlarını yitirdi.

Suriye’nin Rojava bölgesini kontrolü altında tutan PYD birliklerinin, Şengal’e ulaşıp IŞİD çetelerine karşı halkı koruma altına alması, su gibi temel ihtiyaçların karşılanmasıyla bir nebze rahatladıkları, ancak daha güvenli yaşam alanlarına gitmek için tekrar yollara düştüklerini anlattılar.

Yaklaşık 200 bini kişi yollara düşmüş. Bir kısmı Irak’ın Kürdistan Federe Bölgesi’ne bir kısmı Suriye’nin Rojava bölgesine yarım gün süren yolculuklarla  varmış, hala bu yürüyüş sürüyor.

Şimdi katliamdan kurtulan on binlerce  mağdur yatacak bir yer, içecek temiz su bulmaya çalışıyor.

Bir yandan IŞİD çetelerinin yarattığı ölüm korkusu, kaçırılan ve bir mal gibi satılan kız çocukları, öte taraftan temel yaşam koşullarından yoksun  bir yaşam: büyük bir insanlık dramı sürüyor…

Silopi çadır kentinde yaşayanlarda görünen korku, endişe, kaygı durumu ve insanlığı yardıma çağıran sözleri tüm heyeti derinden etkiledi.

İçlerinden birinin söylediği:  “Biz farklı inanca sahip olabiliriz, ama Allah’a her yaptığımız duada önce Müslümanlara, Hıristiyanlara en son kendimize iyilik diliyoruz. Tüm bu katliamların sebebini anlayamıyorum.” İnsanlığa karşı işlenen suçun gayesini kim anlayabilir ki?

Heyet tarafından gerçekleştirilen ziyaretin ardından; yaşananların insanlık suçu olduğu, inançları, kökenleri, mezhepleri farklı olduğu için Ezidilerin, şii Türkmen ve Arapların, Hıristiyanların, Süryanilerin, Ermenilerin, Keldanilerin katledilmelerinin insanlıkdışı muamelelere maruz kalmalarının karşısında tüm insanların bir şey yapması, hayatta kalanlara kucak açması gerektiği vurgusu yapıldı.

Heyet üyeleri, insanlık düşmanı IŞİD çetelerinin yapacakları katliamların önüne geçmenin, yaptıklarının hesabını sormanın, katliam sonrası hayatta kalanlara her türlü insani yardım yapmanın her insanın boynunun borcu olduğunu, bunun için Birleşmiş Milletleri, dünyadaki emek örgütlerini, yardım kuruluşlarını, üyelerini, tüm insanları duyarlı davranmaya, sığınmacılara yardım etmeye davet ettiklerini bildirdiler.

Ziyarete ilişkin DİSK, KESK, TMMOB ve TTB tarafından hazırlanan rapor önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacaktır.

 

Türk Tabipleri Birliği

Merkez Konseyi