Sağlık Politikaları Acil Servislerde Duvara Çarptı

Onbir yıldır uygulanan sağlık politikalarının Türkiye’de sağlığı getirdiği açmazların pek çoğu acil servislerde yaşanmaktadır.

Yılda 90 milyonun üzerinde acil servis başvurusu ile nüfusunun üzerinde acil başvurusu yaşanan tek ülke konumuna gelen Türkiye’de acil servisler içinden çıkılmaz hale gelmiştir.

Sağlık Bakanlığı’nın resmi ağızlardan açıklamalarına göre acil servislere yapılan hasta başvurularının %70’i acil olmayan vakalardan oluşmaktadır. Yurttaşların sağlık hizmeti alım biçimini değiştiren sağlık politikaları sağlık hizmetini büsbütün tüketim nesnesine dönüştürmüştür. Tükenen sadece sağlık hizmeti değil aynı zamanda hastalar ve sağlık çalışanları olmuştur. Doktor doktor dolaşan, ancak bir türlü nitelikli sağlık hizmeti alamayan, tedavi olamayan yurttaşlar ellerinde torba torba ilaç ve tetkiklerle gece gündüz acil servileri doldurmaktadır.

Acil servislerdeki sorunları görmezden gelen, bir de aile hekimliği uygulamasıyla acil servislerdeki deneyimli hekimleri aile hekimi yapan Sağlık Bakanlığı acil servislere tüy dikmiştir. Ne yapacağını şaşıran Bakanlık acil dışındaki uzman hekimleri alanı dışında hasta bakmaya zorlamaktadır. Göz doktoruna kalp hastası, kulak burun boğaz doktoruna safra kesesi hastası, beyin cerrahına karın ağrısı hastası, cilt doktoruna bel fıtığı hastası baktıran akıl ve bilim dışı bir düzen kurmuştur Sağlık Bakanlığı!

Şimdi de birinci basamak sağlık hizmetlerini dönüştürerek sözleşmeli ve “her işi yapar” statüsüne çevirdiği aile hekimlerine “gündüz aile hekimliği, gece hastanede acil hekimliği yap” diyerek iyice kavramları birbirine karıştırmaktadır. Hemşireleri, ebeleri önce mesleki ünvanlarını alıp “aile sağlığı elemanı”na dönüştürmekte, sonra da “gündüz aile sağlığı merkezinde geceleri de acillerde çalış” demektedir.

Hekimler de sağlık çalışanları da ne yapacaklarını, nerede görev alacaklarını, görev tanımlarını şaşırmış durumdadırlar. Şimdi Sağlık Bakanlığı’nın akıl ve bilim dışı uygulamaları nedeniyle acil servislerde gelinen nokta gerek uzman hekimler ile aile hekimlerini gerekse acil servislerde çalışan hekim dışı sağlık personelini birbirine düşüren, çalışma barışını bozan bir noktaya gelmiştir. Acil servilerde yaşanan kaousu çözmekle görevli olan Sağlık Bakanlığı şimdi hekimleri birbirine çarpıştırarak sorunlara çare aramaktadır. Gelinen tablo bu ülkeyi yönetenler açısından utanç vericidir!

Acil servisler yurttaşın perişan olduğu, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının her gün dayak yediği gerilim ortamlarına dönmüştür. Aciller acillik olmuştur.

Sağlık Bakanlığı’nın teşkilat yapısının bölünmesiyle, hastanelerde yeterli acil servisler konusunda eğitim almış, deneyimli pratisyen hekim bırakılmamasıyla sorun büsbütün derinleşmiştir.

Bir kez daha Sağlık Bakanlığı’na sesleniyoruz:

Bir yanlışı başka yanlışlarla düzeltemezsiniz!

Acil sağlık hizmetlerinde alanı dışındaki uzmanları ve aile hekimlerini çalıştıramazsınız.

Uzman hekim, aile hekimi ve pratisyen hekim üyelerimizin tümü yanlış sağlık politikasından zarar görmektedir ve hep birlikte mağdur olmaktadır. Gelinen aşamada hastane kadrolarını ihtiyaca göre planlayamayan ve sorunların ortaya çıkmasına neden olan da, çözüm üretmek konusunda samimiyetle adım atması gereken de sizlersiniz.

Gerçekten sorunları çözmek istiyorsanız başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri ile birlikte bir çalışma yürütmek zorundasınız.

Bu noktada yangın yerine gelmiş acil servislerin biraz olsun rahatlaması için ivedilikle yapılması gerekenler şunlardır:

  • Kamu hastaneleri birliklerindeki pratisyen hekim kadro sayısının artırılması ve eksik kadroların tamamlanması gerekmektedir.
  • Yerellerde tabip odalarının da içinde bulunduğu sağlık çalışanlarının örgütleri ile idareciler bir araya gelerek çözüm sağlanmasında birlikte değerlendirmeler yapabilmelidirler.
  • Acil tıp uzmanlarının kısa sürede yeterli düzeye çıkmayacağı açık olduğundan pratisyen hekimlerin acil servilerde çalışmaları için, acillerde çalışan hekimlerin ekonomik mağduriyetlerinin giderilmesi de dahil olmak üzere gerekli düzenlemeler yapılmalı, niteliği artırmak için gerekli eğitimlerin verilmesi sağlanmalıdır.

Öğretim üyesinden uzmanına, aile hekiminden işyeri hekimine, pratisyen hekimine kadar ayrımsız tüm hekimlerin örgütü olan TTB ve tabip odaları yukarıda değinilen acil tedbirler alınmadan, sağlık çalışanlarını hedef gösteren, türlü çeşit adaletsizliklerle birbirine düşüren politikalarınızla sonuna kadar mücadele edecektir.

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi