TTB-UDEK Üyesi Derneklerin Görüşleri ile Olgunlaşan TUS-YDUS Süreci Değerlendirmeleri

altTürk Tabipleri Birliği, uzmanlık eğitimi ve yandal uzmanlığı eğitimi sınavlarının yapılması ile ilgili öteden bu yana TTB-UDEK aracılığı ile üye derneklerle paylaşımlarına dayanarak oluşturduğu görüşlerini gereksinim duyulduğu zamanlarda kamuoyu ile paylaşmaktadır.

Son dönemde ortaya çıkan “yeni” gereksinim sonucu TTB aşağıdaki görüşleri bir kez daha paylaşma gereksinimi duymuştur.

Ülkemizde gerek tıpta uzmanlık, gerekse uzmanlık sonrası yandal eğitimi süreçlerine başlayabilmek için sınava girme koşullarını karşılayan adayların iki farklı sınava girmeleri gerekmektedir. Ancak, bu sınavlara ilişkin yöntemler, gerekçeleri çok da belli olmayan bir zeminde zaman zaman değişmektedir.

Ülkemizde mevcut koşullar gereği temeli seçmeye ve yerleştirmeye dayalı bu sınavlarda yapılan son dönem değişikliğe ilişkin düşünülen kimi çekinceler aşağıda başlıklar halinde sunulmaktadır:

1.      TUS ve YDUS’un bir yıl içinde yapılma sıklığına ilişkin görüş

Mevcut sistemde her iki sınav da yılda iki kez yapılmaktadır. Bir yıl içinde tekrarlanan bu sınavın çeşitli nedenlerle sınava girememiş bir kişinin ikinci bir kez bu olanaktan yararlanabilmesi açısından olumludur. Bu bakımdan yılda iki kez TUS ve YDUS uygulamasının sürdürülmesi uygundur. Ancak, sınavların niteliğine ilişkin standartların bozulmaması bu noktada birinci ön kabuldür.

2.      TUS ve DUS kadrolarına yılda iki ya da daha çok yerleştirme yapılmasına ilişkin görüş

TUS ve DUS kadrolarına sınav sayısından daha fazla yerleştirme yapılması, zamanlamada belirsizlik adayların kendilerini planlamasını güçleştirecektir. Ayrıca eğitim veren birimlerin de işleyişle ilgili planlama yapmalarını zorlaştıracaktır. Böylesi belirsizlikler keyfi uygulamaları da beraberinde getireceğinden büyük sakıncalar doğurabilir. Bu nedenle yerleştirmelerin sınav zamanlarında yapılması uygulamasının sürdürülmesi uygundur.

3.      Sınav tarihinde mezun olma şartının kaldırılarak adaylara tercih aşamasında mezun olma şartının getirilmesine ilişkin görüş

Mevcut haliyle bile altıncı sınıfta öğrencilerin uzmanlık sınavıyla ilgili endişe ve telaşı bu sınıfın görevlerine odaklanmalarını olumsuz etkilerken, sınava giriş için mezun olma şartının kaldırılması bir biçimde “tıp altıncı sınıfı iptal etmek” anlamı da taşıyabilir. Bu da tıp eğitimi açısından ciddi sakıncalar doğurabilir. Var olan sistem içinde yapılan çalışmalar öğrencilerin TUS odaklı yaşadıkları, kendilerine ait zamanları “TUS kursu”, vb. gibi sistemde istenmeyen açılımlara yönelttiklerini ortaya koymaktadır.[1] Öğrencilerin yaşadıkları belirsizlik(ler) onların kaygı düzeyinde de önemli bir artmaya neden olabilmektedir. [2]Mezun olma şartının kaldırılması gibi mevcut belirsizliği geliştirmeye açık bir uygulamanın bu tür duygu durumlarının da olumsuzluğunu besleme riski bulunmaktadır.Bu nedenle sınav tarihinde mezun olma şartı kaldırılmamalıdır.

4.      YDUS’ta, tüm alanlarda çoktan seçmeli sınav yerine açık uçlu sorulardan oluşan bir sınav yapılmasına ilişkin görüş

Açık uçlu soru tekniği iyi hazırlanırsa geçerliği yüksek sonuçlar üretebilir. Ancak bu soru biçiminin değerlendirmesinde puanlayıcının yanlılığı karışabileceğinden güvenirliğini ve dolayısı ile geçerliğini düşürecektir. Bu soruların nitel analiz yöntemlerinde olduğu gibi bilgisayar destekli olarak okunabilmesi güçtür. Çünkü açık uçlu sorular ile analiz, sentez ve değerlendirme düzeyinde soruların sorulması gereklidir. Bu düzeyde soruların yanıtlarının bağlamdan koparılmış bir biçimde anahtar kelimelerle değerlendirilmesi olanaklı değildir. Cevap anahtarı elbette şarttır ancak değerlendirilmesinin bir uzman tarafından yapılması gereklidir.

Mevcut uygulamada okuma güçlüğü nedeniyle ve güvenirliğine ilişkin kuşkular nedeniyle daha rahat uygulanan ve güvenirliği daha rahat hesaplanan çoktan seçmeli sorular tercih edilmiştir. Bununla birlikte sadece çoktan seçmeli sorular ile hekimlik yetkinliklerini yoklamak olanaklı değildir. Bu amaçla geliştirilmiş çok sayıda soru tipi (olguya dayalı test, anahtar özellikler,uzatılmış eşleştirme soruları gibi) ve sınav yöntemi (yapılandırılmış objektif klinik sınav (OSCE), olgu değerlendirme, mini klinik sınav, portfolyo değerlendirme gibi bulunmaktadır.

Çoktan seçmeli sınav yerine açık uçlu sorularla uzmanlık sınavı yerleştirmelerinin yapılması sınavların nesnellik, hakkaniyet, şeffaflık ve kontrol edilebilirlik açısından “şaibeli” hale gelmesine yol açacaktır. Bu durumda, böylesine kritik ve rekabetin çok fazla olduğu bir sınav uygulaması ciddi tartışmaları beraberinde getirecektir. Bu nedenle, 2013 yılının koşullarında, çoktan seçmeli sınav uygulamasının sürdürülmesi uygundur. Diğer yöntemler ileriki yıllarda, koşulların değiştiği ortamlarda tekrar tartışmaya açılabilir.

Bununla birlikte, gerek uzmanlık, gerekse yandal uzmanlığı sınavlarında ölçme değerlendirme açısından bilgi, tutum ve davranışların ölçümüne yönelik soruların hazırlanma gerekliliği de ortadadır.

Bilginin değerlendirilmesinde kavrama düzeyinin üzerine çıkılacak nitelikte soruların hazırlanması, beceri değerlendirmelerinin de surece eklenmesi gerekmektedir. Beceri değerlendirmesine ilişkin soruların seçmede belirleyici olmayabilir, ancak bu tür soruların da varlığı mezuniyet öncesi ve sonrası bütünlük değerlendirildiğinde önemli katkılara yer vereceği açıktır.

Bu bilgilere ek olarak, sınavlarda çok çeşitli soru teknikleri kullanılabileceğini, bunların her birinin avantaj ve dezavantajları bulunduğunu da eklemekte yarar bulunmaktadır.

  1. TUS, DUS ve YDUS için soru hazırlamada kullanılan kaynak kitapların ÖSYM Internet sayfasından yayınlanarak sınav sonrası itirazların sadece bu kaynaklardan alıntılarla yapılabileceğinin ilan edilmesine ilişkingörüş

Şeffaf bir yaklaşım gereği, ÖSYM tarafından yapılan sınavlarda soruların hazırlandığı kaynak kitapların Internet sitesinden ilan edilmesi uygun bir yaklaşımdır. İtiraz aşaması için ise aşağıda bazı görüşlere yer verilmiştir:

  • Uzmanlık sınavı sorularının ulusal Çekirdek Eğitim Programı ile uyumlu olması gerekmektedir.
  • Uzmanlık sınav sorularının güncel bilimsel bilgiye dayanması esastır. Bu bilimsel bilgi zaman içinde değişebildiği gibi, değişen bilginin kaynak kitaplara girmesi de zaman alabilmektedir. Bu nedenle ÖSYM Internet sitesinde yayınlanan ve mutlak doğru sayılan kaynakların dışındaki itirazları kabul etmemek, bilime sınır getirmek anlamına gelebilir.Bununla birlikte, şeffaf bir yaklaşım gereği, soruların hazırlandığı kaynak kitapların Internet sitesinden ilan edilmesi uygun bir yaklaşımdır.
  • Sınav sorularına itirazlar olduğunda, bazı güncel olmayan bilgilere dayanan soruların iptal riski olabilir. Ancak bu, soruların hazırlanış sürecindeki titiz uygulamalarla en aza indirilebilecek bir risktir. Ayrıca, bu risk nedeniyle sadece belli kaynaklarda sınırlı bilgileri ölçmeye dayanan bir sınav yapmak, aklı ve bilimi sınırlamak anlamına geleceğinden sakıncalı olabilir. Bu nedenle itirazın yapılabileceği kaynakların ÖSYM Internet sayfasından yayınlanan kitaplarla sınırlandırılması uygun olmayabilir.


[1]Turan S, Özvarış ŞB. İntörnlerin pratisyen hekimlik tercihleri ve halk sağlığı stajında öğrenmeye güdülenme stratejileri. Hacettepe Tıp Dergisi 2010; 41:240-247. http://www.tip.hacettepe.edu.tr/actamedica/2010/sayi_4/baslik5.pdf. Erişim:14.7.2013.

[2]Canbaz S, Sünter AT, Aker S, Pekşen Y. Tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin kaygı düzeyi ve etkileyen Faktörler. Genel Tıp Derg 2007;17(1):15-19. http://gene