15 sağlık meslek örgütü KHB'ye karşı ortak deklarasyon yayımladı

 

altSağlık alanında görev yapan 15 emek-meslek örgütü ve sendika, 2 Kasım 2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 663 Sayılı KHK'nin içinde yürürlüğe girdikten sonra, bir yıllık geçiş süreci 2 Kasım 2012 tarihinde sona eren ve resmen uygulamaya geçen "Kamu Hastane Birlikleri"ne karşı ortak bir deklarasyon yayımladı. Ortak deklarasyon, bugün (06.11.2012) TTB'de düzenlenen bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyuruldu. 

Basın toplantısına TTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhan, SES Başkanı Dr. Çetin Erdolu, Türk Hemşireler Derneği Başkanı Prof. Dr. Saadet Ülker, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Başkanı Murat Altuğgil, Sağlık Hizmetleri Sınıfı Çalışanları Derneği Başkanı Hüseyin Ayhan, Ankara Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Özden Şener ve SES Ankara Şube Başkanı İbrahim Kara katıldılar. Basın açıklamasını SES Başkanı Dr. Çetin Erdolu okudu.

TTB Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhan toplantıda yaptığı konuşmada, "Kamu Hastane Birlikleri"nin devlet hastanesi sisteminin tasfiyesi anlamına geldiğini söyledi. İlgili yönetmeliklerde "devlet hastanesi" kavramının yerine "sağlık tesisi" ifadesinin geçtiğine dikkat çeken İlhan, sağlık alanının artık kamu tarafından finanse edilen bir sistem olmayacağını kaydetti. İlhan, bunun vatandaşlar için daha çok cepten ödeme ve daha sınırlı sağlık hizmeti, sağlık çalışanları için ise daha çok güvencesizlik anlamına geldiğini söyledi. Bayazıt İlhan, Sağlık Bakanlığı ile bazı üniversiteler arasında imzalanan "ortak kullanım" protokolü nedeniyle sadece devlet hastanelerinin değil, pek çok ilde üniversite hastanelerinin de bu uygulama kapsamı içine gireceğinin de altını çizdi. Sağlık alanındaki emek ve meslek örgütlerinin KHB'ye karşı ortak mücadele başlattıklarını belirten İlhan, programın ayrıntılı eylem ve etkinliklerinin de önümüzdeki günlerde duyurulacağını bildirdi.

Ankara'da yapılan basın toplantısı ile eş zamanlı olarak illerde de tabip odaları ve sağlık örgütlerinin öncülüğünde basın açıklamaları gerçekleştirildi. 

06.11.2012

Basın Açıklaması

CEO’larınıza “Hoşgeldiniz” Demiyoruz

İŞİMİZE, İŞ GÜVENCEMİZE, HASTANELERİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ

BÜTÜN HALKIMIZI DEVLET HASTANELERİNİN TİCARETHANEYE DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE KARŞI MÜCADELEYE ÇAĞIRIYORUZ

02 Kasım 2011 günkü Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sağlık Bakanlığı Teşkilat Yapısını Düzenleyen 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK)” ile Sağlık Bakanlığı icracı olmaktan çıkarılıp, düzenleyici ve denetleyici bakanlık haline getirilirken; Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın yasal alt yapısı da tamamlanmıştır. Şimdi sıra uygulamanın düzenlemesinin yapılmasına, istihdam edilecek kadroların atanmasına ve uygulamanın başlatılmasına gelmiştir ve hızla da gereken yerine getirilmektedir.

Hükümet, Sağlık Bakanlığı’nın yapısını tamamen değiştiren, devlet hastanelerini ticarethane haline getiren, ticarileştiren Kamu Hastane Birlikleri düzenlemesini de içeren bu KHK’yı, TBMM açık olmasına, KHK çıkarma yetkisinin nerede, nasıl ve ne zaman kullanılabileceği Anayasa’da açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, yasama organını devre dışı bırakarak, bir gece yarısı operasyonu ile ve yangından mal kaçırırcasına çıkarmıştır.

Şimdi de, 663 Sayılı KHK ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açılmış ve sürmekte iken, Hastane Birlikleri’nin illerdeki CEO’su anlamına gelen “Genel Sekreter” ve 10.300 sözleşmeli yönetici kadroların atamalarını yapıp uygulamayı başlatarak yargıyı devre dışı bırakmaya çalışmaktadır.

Yakın zamanda Danıştay, Başbakan’ın sıkça övündüğü “Sağlık Kampüsleri” anlamına gelen Kamu Özel Ortaklığı ihalelerinden üçünün (Ankara Etlik ve Bilkent, Elazığ)  yürütmesini, “kamu yararına olmadığı” gerekçesiyle iptal etmiştir. Ancak demokrasi’nin “ileri”sini ağzından düşürmeyen Hükümet, bu yargı kararına rağmen Etlik Kampüsü için Etlik İhtisas Eğitim Araştırma Hastanesi’ni boşaltmış, çalışanlarını Ankara’nın çeşitli hastanelerine adeta çil yavrusu gibi dağıtmıştır.

Yasama organını hiçe sayan, yargıyı devre dışına iten bu uygulamalar bir yana, Kamu Hastane Birlikleri uygulamasının başlatılması amacıyla atanan nitelikleri başlı başına tartışılır CEO’lar (Birlik Genel Sekreterleri) ve sözleşmeli yöneticiler incelendiğinde birçoğunun iktidar partisi ile adaylık, yöneticilik gibi siyasi bağlarının, neredeyse tümünün belli bir sendikanın üye ve/veya yöneticileri olduğu görülmektedir.

Kamu yararına olmadığı, sağlık hizmeti için prim, her kademede katkı-katılım payı ve ilave ücret ödeme zorunluluğu getirdiği için sağlığı hak olmaktan çıkardığı, kamu sağlık kuruluşlarını ticarileştirdiği gün gibi açık olan Kamu Hastane Birlikleri uygulaması yalnız özelleştirme değil aynı zamanda partizanca kadrolaşma anlamına da gelmektedir.

Kamu Hastane Birlikleri uygulaması, hastanelerin tamamen “işletme” olarak yönetileceği, çalışanların ise güvencelerine bakılmaksızın, çalıştıkları birliğin verimliliği-kârlılığı üzerinden birliğe bağlı hastaneler arasında dolaşması, gerektiğinde birliğin dışına çıkarılması, sürgünü anlamına gelmektedir.

Kamu Hastane Birlikleri, A B C D E diye sınıflandırılmış hastanelerin, tıpkı özel hastanelerde olduğu gibi, katkı, katılım payı ve ilave ücretlerinin farkı nedeniyle, herkesin parasına uygun olan hastaneye başvurması demektir.

Kamu Hastane Birlikleri, birlik içindeki hastanelerin, hatta içindeki birimlerin performansı üzerinden işletme hakkının devredilmesi, kiralanması ya da pervasızca taşeronlaştırılması demektir. Sözleşmeli yöneticinin “CEO”nun buna yetkili olması demektir.

Artık;

·         Hastaneler işletme,

·         Hastalar müşteri,

·         Çalışanlar sözleşmeli dönemi başlamıştır.

Anayasa Mahkemesi’ne, bu şekilde yargıyı saf dışı bırakan tarzda uygulamaya karşı, kamu yararına olmayan, herkesin parası kadar sağlık hizmeti anlamına gelen bu uygulamaya “DUR” demesi için çağrıda bulunuyoruz.

Bir çağrımız da Meclis’teki vekillere. Yasama organı olarak sizleri devre dışı bırakan, yargı süreci devam etmesine rağmen uygulamanın bu şekilde başlatılmasına karşı bizlerle birlikte olmak ve halkın sağlık hakkını savunmak için yaptığımız bir çağrı bu.

Bizler, sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri olarak;

Devlet hastanelerini ticarethaneye dönüştüren bu düzenleme iptal edilene dek Türkiye’nin bütün illerinin, ilçelerinin tüm hastanelerinde, sokaklarında, meydanlarında mücadele etmeye kararlıyız.

Bu mücadelede toplumun her kesimini bizlerle birlikte olmaya çağırıyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ (TTB)
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI (SES)
DEVRİMCİ SAĞLIK İŞ SENDİKASI (DEV-SAĞLIK İŞ)
TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ (TDB)
EBELER DERNEĞİ
SAĞLIK HİZMETLERİ SINIFI ÇALIŞANLARI DERNEĞİ
SAĞLIK MEMURLARI DERNEĞİ (SMD)
SAĞLIK TEKNİSYEN VE TEKNİKERLERİ DERNEĞİ
SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET ÇALIŞANLARININ SÖZÜ SENDİKASI (SÖZ SEN)
SOSYAL HİZMET UZMANLARI DERNEĞİ (SHUDER)
TÜM RADYOLOJİ TEKNİSYENLERİ VE TEKNİKERLERİ DERNEĞİ (TÜMRAD-DER)
TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİ (THD)
TÜRK PSİKOLOGLAR DERNEĞİ (TPD)
TÜRK MEDİKAL RADYOTEKNOLOJİ DERNEĞİ (TMRT-DER)
TÜRKİYE DİYETİSYENLER DERNEĞİ (TDD)

 

Fotoğraflar için tıklayınız...