Uludere daha fazla beklemeden adaletin yerini bulmasını istiyor

 

altTTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu, TTB Merkez Konsey Üyeleri Dr. Halis Yerlikaya ve Dr. Zülfikar Cebe ile Diyarbakır, Batman, Siirt, Mardin, Şırnak Tabip Odaları yöneticisi hekimlerin yer aldığı bir heyet, 28 Mayıs 2012 Pazartesi günü Uludere’nin Roboski köyünü ziyaret etti. Ziyaret, 28 Aralık 2011’de hemen tamamı genç ve çocuklardan oluşan 34 köylünün öldürülmelerinin 150. gününde gerçekleştirildi.

Heyeti, yakınlarını kaybeden aileler ve köylüler mezarlık girişinde karşıladılar. Heyet, mezarlıkta, yakınlarını kaybeden ailelere üzüntülerini ve acılarını paylaştıklarını dile getirdi. Yakınlarını kaybeden anne, baba ve kardeşler de duygu ve düşüncelerini yaptıkları konuşmalarla paylaştılar. Ziyaretin İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in ve ardından Başbakan’ın yaptığı açıklamalar sonrasına denk gelmesi nedeniyle, aileler bu açıklamalarla ilgili görüşlerini özel olarak ifade ettiler. Bugüne kadar geçen 150 gün boyunca acılarına hürmet eden hiçbir adım atılmadığını belirten aileler, faillerin hala ortaya çıkartılmadığını, “hata oldu”, “yüksek tazminat verdik” gibi söylemlerin ise kendilerini daha da fazla üzdüğünü, kendilerinin talebinin adaletin yerini bulması ve barış olduğunu söylediler.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Eriş Bilaloğlu da, “Sizlerin çocukları bizim de çocuklarımızıdır. Bu ülkenin doğusunda-batısında, kuzeyinde-güneyinde ölen, öldürülen çocuklar hepimizin çocuklarıdır” diye başladığı konuşmasında burada yaşananın kör gözlerin bile göreceği, sağır kulakların bile duyacağı bir olay olduğunu vurguladı. Merkez Konseyi Başkanı, bu olayın sorumlularının bulunması talebinin bir öç duygusu olmadığını, aksine böyle olayların bir daha yaşanmaması ve acının biraz olsun hafifletilmesine katkı sağlayacağını, daha da önemlisi Türkiye’nin ihtiyacı olan barışa, dostluğa, kardeşliğe, eşit, adil bir ortamda yaşama talebine katkı sunacağını söyledi. Bilaloğlu, “Biz doktoruz, biliriz çaresiz dertler vardır; sadece ağrıyı biraz dindirebiliriz. Ama bazı dertler vardır ki çaresi mümkündür. Savaşın da bir çaresi vardır. Çaresi barışçıl demokratik bir ortamda konuşmak, muhataplarla değerlendirmektir. Biz hekim olarak, bu ülkede yaşayan bir insan olarak bu olayın farklı yönlere çekilmeksizin, farklı konulara malzeme edilmeksizin, anaların, babaların kardeşlerin acılarını yeniden deşmeden, hürmet ederek sorumluların bulunması gerektiğini, unutturulmaması gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.

TTB Başkanı’nın yanı sıra Merkez Konseyi üyesi Dr. Halis Yerlikaya da Kürtçe yaptığı kısa konuşmada duygu ve düşüncelerini dile getirdi. Yerlikaya, “Biz hekimler olarak yaşamı savunuyoruz. Savaşlar hayatları yok ediyor. Hekim örgütü olarak, bölge tabip odaları olarak bu savaşın sonlanmasında biz de üzerimize düşeni yapmaya hazırız” diye konuştu.

Bilaloğlu’na ters lale hediye edildi

Oğlunu yitirenlerden bir anne, TTB Başkanı Bilaloğlu’na sadece kendi yörelerinde, dağlarda yetişen bir ters lale vererek, “Ters laleler, buraya has, çok nadide bulunan çiçeklerdir. Bizim evlatlarımız da bizim için nadide idi. Onların anısına, adaletin ters olmaması dileğiyle, adaletin yerini bulmasında katkınız için ben de size ters lale hediye ediyorum. Bunu Ankara’ya götürün” diye konuştu. Ters lale halk arasında baharın müjdecisi olarak bilindiği gibi, “ağlayan lale” olarak da adlandırılıyor.

“Başbakan Kürtleri niye istemiyor?”

30 Mayıs 2012 tarihinde TTB’de düzenlenen sezaryen ve kürtajla ilgili basın toplantısında Uludere’deki gözlemlerini aktaran Dr. Eriş Bilaloğlu, Uludere’deki köylülerin, öldürülenlerin yakınlarının İçişleri Bakanı ve Başbakan’ın son günlerde yaptıkları açıklamalardan çok etkilendiklerini, acılarına hürmet edilmediğini, yaralarının bir kez daha kanatıldığını gördüğünü söyledi. Köylülerin “Başbakan ‘Uludere cinayettir’ dedi. Neden hala bu cinayetin sorumlusu ortaya çıkarılmadı? Başbakan ‘Uludere kürtajdır’ dedi. Ne demek istedi? Kürtaj istenmeyene yapılır. Başbakan bizi, Kürtleri neden istemiyor? Biz burada doğduk, burada yaşıyoruz. Hep birlikte yaşamak istiyoruz. Ne demek istedi Başbakan?” diye sorduklarını, bu kurulan ilişkiyi, ne yapılmak istendiğini ısrarla sorduklarını ve çok örselendiklerini fark ettiğini belirtti.

TTB Başkanı toplantıda, Türk-Kürt, Alevi-Sünni hiçbir ayrım olmaksızın birbirimizi bütün farklılıklarımızla tanıyarak eşit, adil, barış içerisinde, demokratik bir ortamda, dostça yaşamak istediğimizi, hiç kimsenin bunu engelleyemeyeceğini söyledi.

alt