Özelde çalışan hekimler 'ücret gaspına son' dedi

isto_ozelİstanbul Tabip Odası ve İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu'nun organizasyonunda İstanbullu hekimler, 25 Aralık 2010 Cumartesi günü hekimlere uygulanan 'Nitelikli Ücret Gaspına Son' demek için Taksim Alman Hastanesi önünde bir araya geldi.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyeleri'nin de bulunduğu eylemde hekimler, özel hastane patronlarınca hekim emeğinin değersizleştirilmesine, ücretlerinin gasp edilmesine, hastalara 'müşteri' gözüyle bakılmasına son verilmesini istediler.

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Çerkezoğlu yaptığı konuşmada, 'Bir ülkede hekim ücretleri verilmiyorsa, kimsenin hak ettiği ücret garanti altında değildir' dedi. Çerkezoğlu'nun yaptığı konuşmanın ardından,  grup Taksim Meydanı'na yürüdü. Basın açıklaması, Taksim anıtı önünde İstanbul Tabip Odası adına İstanbul Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu Koordinatörü Dr. Pelin Taşkıran tarafından okundu.

Basın açıklamasında, yapılan tüm uyarılara rağmen özel sağlık alanında hekim emeği sömürüsünün devam ettiği ve sistematik ücret gaspının sürdüğü belirtildi. Hekimler üstünde yaratılan sömürü sisteminin son bulması için İstanbul Tabip Odası tarafından başlatılan eylemlilik sürecinin, ücret ve özlük hakları gaspına devam eden tüm özel sağlık kuruluşlarında devam edeceğine dikkat çekildi.

25.12.2010

Basın Açıklaması

'PATRONLARIN ELİNİ, HEKİMİN EMEĞİNDEN ÇEKMESİNİ İSTİYORUZ.'

Siyasi iktidarın 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' ile Türkiye'de sağlık hizmetinin sektör haline gelmesine bağlı olarak gelişen özel hastaneler ve patronları hekim emeğine göz dikti.

Özel sağlık sektörü halkın sağlığı üzerinden para kazanmanın yanı sıra hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının ücretlerini gasp ederek kendisine sermaye, rant oluşturmakta ve her geçen gün ülkenin pek çok yerinde yeni bir hastane açarak 'hastane zincirleri'kurmakta, tekelleşmektedir.

Kriz, maliyet ve yatırım sorunları gibi gerçeğe dayalı olmayan gerekçelerle hekimlerin ücretlerini azaltan özel sağlık sektöründeki bazı hastane sahipleri yıllarca hekimlerin hak ettikleri ücretleri geç ödediler, ödemediler, gasp ettiler.

Bunu bilerek isteyerek, planlayarak yaptılar.

Yöntem açık ve basittir. İlk bir kaç ay ödenen ücret daha sonra basit gerekçelerle ödenmemekte, daha sonra da ödemeler 4- 8(hatta 10) aylık sürelere kadar uzatılmaktadır. Bu süreçte hekimin kendiliğinden, haklarını almadan işten ayrılması istenmektedir.

Hekime yönelik bu emek sömürü yönteminin uygulanmasında temel iki neden vardır.

Birincisi ve en temel olanı, emek üzerinden sermaye oluşturmak ve bunu finansal açıdan değerlendirmektir. Diğeri ise, çalışanların ekonomik dirençlerini kırarak bağımlı hale getirmek ve çalışanlar üzerinde güç oluşturmaktır.

Sistem bu ilkel sömürü yöntemini hekimlerin yanı sıra diğer sağlık çalışanlarına da uygulamaktadır.

Sömürünün kabul edilmediği, rıza gösterilmediği durumlarda çalışan;

  •         Kötü davranış,
  •         Soyutlanma,
  •         Hak ettiklerini tamamen kaybetme tehdidi,
  •         İşsiz bırakılma,
  •         Diğer sağlık çalışma birimlerinde iş bulmasına engel olma (kara liste)

gibi dolaylı biçimlerde tehdit unsurları ile karşı karşıya kalabilmektedir.

Emek sömürüsünde uygulanan bu yöntem, sağlık sistemindeki gelişmelere ve uygulandığı sağlık çalışanları sayısına bağlı olarak basit bir yöntem olmaktan çıkarak 'nitelikli sömürü' yani 'nitelikli suç' haline gelmiştir.

Çünkü bu yöntem sistematik olarak uygulanmaktadır.

Ayrıca bu sömürü yöntemini uygulayan sağlık kurumlarının hastalarına yaklaşımı da sorgulanmalıdır. Sağlık hizmeti ekip hizmetidir. Bilimsel bir takip ve süreklilik gerektirir.Hastalardan milyonlarca TL kazanan ve SGK'dan ödemelerini düzenli alan bu hastanelerde hakkayıpları nedeniyle sürekli değişen kadrolar ile nitelikli sağlık takibi ve hizmeti yapılması mümkün değildir.İçinde huzurlu hekim olmayan binalar ancak göz boyayan otelcilik hizmeti vermektedir. Hekim ve sağlık çalışanlarının mağduriyeti aynı zamanda hasta ve hasta yakınlarının mağduriyeti olarak da görülmelidir.

Bu sömürü yöntemini tüm detaylarıyla 05 Ekim 2010 tarihinde İstanbul Tabip Odası olarak 'Sistematik Ücret Gaspı' raporu ile basına ve kamuoyuna duyurmuş, konunun takipçisi olacağımızı, buna karşı mücadele edeceğimizi belirtmiş ve durumu yazılı olarak ilgili kamu kurumlarına bildirmiştik.

Odamıza yansıyan şikayetler ve açılan davalardan halen sistematik ücret gaspının sürdürülmekte olduğu, yapılan uyarıların taraflarca tam olarak anlaşılmadığı (!) görülmüş olup meslek örgütümüzün konuyu bir kez daha duyurma zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

Bu gün burada nitelikli-sistematik ücret gaspını uygulayan Universal Hastaneler Grubu, Hospitalium Hastaneler Grubu, Gelişim Hastanesi ve Medical Park Grubu hastanelerini son kez uyarıyor, diğer özel kurumlara bu yanlış uygulamayı örnek almamalarını tavsiye ediyorve bundan sonraki süreçte biz hekimler ve İstanbul Tabip Odası olarak buna izin vermeyeceğimizi yineliyoruz.

Bilgilerinize sunarız.

İSTANBUL TABİP ODASI