Hanta Virus Enfeksiyonu

altHantaviruslar, doğada çok sayıda tipi bulunan ve bunlardan bir kısmı insanlarda hastalık yapabilen viruslardır. Tıpkı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi Bunyaviridae ailesinde yer alan Hantavirus, bu ailenin diğer tüm üyelerinden farklı olarak insana bulaşmak için bir vektöre (kene, sivrisinek vb) ihtiyaç duymaz. Bu virusların coğrafik dağılımları iklim, fauna gibi faktörlerden çok etkilenir ve çoğunlukla oldukça sınırlı bölgelerde görülürler. Örneğin bir Hantavirus olan Puumala virusu, İskandinavya, Baltık cumhuriyetleri ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülürken, Sin Nombre virusu Amerika kıtasında sınırlıdır. Ülkemizde daha önce görülmezken son haftalarda Zonguldak, Bartın bölgesinden bildirilen Hantavirus ise ilk defa Kore’de 1978 yılında izole edilmiştir. Tüm Avrasya’da değişik bölgelerde bulunabilen bir virustur.

Hantavirus’un doğadaki kaynağı fare ve benzeri küçük kemirgenlerdir. Kemirgenler virusu kanlarından temizleseler de haftalar, aylar boyu idrar ve salyalarıyla virusu etrafa saçarlar. Bu hayvanların idrar ve salyası (olasılıkla gaitası) ile dış ortama atılan virus, gıdalara bulaşarak ağız yoluyla veya çevreden toz halinde havaya saçılıp bu tozların solunum yoluyla vücuda alınmasıyla insana bulaşmaktadır. Daha nadir görülen bir diğer bulaş yolu da enfekte hayvan tarafından ısırılmadır. Hastalığın insandan insana direkt yolla bulaştığı gösterilememiştir. Bu nedenle hastaların karantinaya alınması gibi önlemlere gerek yoktur. Ancak Hantavirus ile enfekte bir hastanın kan, idrar gibi çıkartılarının doğrudan mukozalara teması ile hastalık bulaşabilir. Bu nedenle bu hastalara bakım veren sağlık personelinin standart korunma önlemelerine uyması önerilmektedir.

İnsana bulaşan Hantavirus iki farklı klinik hastalık yapabilmektedir. Bunlardan birincisi; böbrek yetmezliği ile giden kanamalı ateş tablosu (HFRS), diğeri ise daha ağır seyirli olan ve akciğer ödemi ile karakterli Hantavirus Akciğer Sendromu (HAS) dur.

Böbrek Yetmezliği ile Giden Kanamalı Ateş tablosu (HFRS): Bu hastalık ateş, trombosit sayısında azalma ve akut böbrek yetmezliği ile karakterlidir. Kuluçka süresi ortalama 2 haftadır ancak 5-42 gün arasında değişebilir. Hastalarda ateşe ek olarak baş ağrısı, bel ağrısı, karın ağrısı ve sıklıkla bulanık görme yakınmaları vardır. Trombositopeniye bağlı olarak cilt içine kanamalar ve/veya iç organ kanamaları görülür. Pek çok hastada şok tablosu gelişir. Hastalığın bu dönemi 4-7 gün kadar sürer ve şok dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemi atlatan hastalarda 3-10 gün süren, idrar çıkışının azalması hatta durması ile kendini gösteren böbrek yetmezliği dönemi başlar. Bu dönemde sıvı ve elektrolit dengesinde bozukluklar izlenir. HFRS, %5 ölümle sonlanır. Ölümlerin 1/3’ü şok evresinde, 2/3’ü ise böbrek yetmezliği evresinde gerçekleşir.

Hantavirus Akciğer Sendromu (HAS): Bu hastalık ani başlayan ateş ve kas ağrıları ile HFRS’ye benzer. Ancak 1-10 gün (ortalama 4-5 gün) sonra akciğerle ilgili yakınmalar (nefes darlığı ve öksürük) başlar. Akciğer yakınmalarının nedeni damar geçirgenliğindeki artışa bağlı olarak gelişen akciğer ödemi (akciğerlerde sıvı toplanması)dir. Akciğer ödemi yavaş gelişimli ve hafif seyirli olabileceği gibi saatler içerisinde ilerleyerek akciğer yetmezliğine neden olacak şekilde ağır da olabilir. Bu hastalıkta böbrek yetmezliği görülmemektedir.

Hastalığın tanısında ELISA gibi serolojik testlerle antikor aranması veya polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) kullanılır.

Virusa karşı geliştirilmiş bir aşı veya serum olmadığından bu hastalıktan korunmada en etkili yöntem kemirgenlerle mücadele ve kemirgenlerin yoğun olduğu bölgelerden uzak durmaktır. Kemiricinin ısırması veya tırmalaması yoluyla hastalık bulaşabildiği için, kemiriciler kesinlikle canlı olarak yakalanmaya çalışılmamalıdır. Ölü bir kemiriciye çıplak elle temas edilmemeli mutlaka eldiven giyilmeli veya maşa gibi bir araç kullanılmalıdır. Ölmüş kemiriciler ortalıkta bırakılmamalı, derince açılmış bir çukura gömülmelidir. Bu işlemlerden sonra eller mutlaka su ve sabunla yıkanmalıdır.        Yiyecek ve içecekler mutlaka kemiricinin girmesini engelleyecek kapalı dolaplarda saklanmalıdır. Yiyecek - içecek kaplarının ağzı açık bırakılmamalıdır. Kemiricinin idrar ve dışkısı ile kirlenmiş olduğu tespit edilen yüzeyler % 10’luk çamaşır suyu kullanılarak silinmelidir. İdrar veya dışkıyla kirlenmiş riskli alanların temizliği süpürge, elektrik süpürgesi gibi toz kaldıran temizlik yöntemleriyle yapılmamalıdır. Temizlik işleminden sonra ve riskli yerlere temas sonrasında eller su ve sabunla yıkanmalıdır.

Hastalığın tedavisi, mutlaka gelişmiş olanakları olan bir hastanede yapılmalıdır. Bugün için Hantavirus’e etkili olan ribavirin isimli bir ilaç bulunmaktadır. Ancak hastanın tedaviye vereceği cevap, bu konuyla ilgili büyük bilimsel çalışmalar henüz olmadığından baştan öngörülemez.