Çanakkale Kara Savaşlarının 100. Yılında Hekimler Barış İçin Bir Araya Geldiler

Çanakkale Kara Savaşlarının 100. yılında Avustralya Tabipler Birliği, Yeni Zelanda Tabipler Birliği ve Türk Tabipleri Birliği Başkanları ile hekimler barış için bir araya geldiler.

25 Nisan 2015 Çanakkale Kara Savaşlarının 100. Yılı dolayısıyla, Çanakkale Tabip Odası'nın ev sahipliginde düzenlenen organizasyonda, ilk olarak Ağadere Mecruhin Hastanesi'ne çelenk bırakıldı. Savaş sırasında yaşanılanlar ve verilen sağlık hizmetleri hakkında bilgiler verildi.

Daha sonra ANZAC askerlerine savaş sırasında sağlık hizmeti veren 7th Field Ambulance Cemetery'ye gidilerek savaşta ölen ANZAK askerleri anısına Avusturalya ve Yeni Zelanda Tabipler Birliği ile birlikte Türk Tabipleri Birliği ve Çanakkale Tabip Odası tarafından "barış mümkün" yazılı çelenkler bırakılarak her üç ülke tabibler birliği başkanları ve Çanakkale Tabip Odası başkanları "hekimler savaşa karşı barışı savunuyor" başlıklı basın açıklaması Türkçe ve yapıldı.

Savaşta yitirilen tüm insanlar için saygı duruşunda bulunulduktan sonra Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi el Konferans Salonu'nda "Hekimler Barış İçin Bir Arada" paneli gerçekleştirildi.

Panelde Avustralya Tabipler Birliği Başkanı Dr. Brian Owler, Yeni Zelanda Tabipler Birliği Başkanı Mark Peterson, Türk Tabipler Birliği Başkanı Bayazıt İlhan ve Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Mithat Atabay birer konuşma yaptılar.

Tüm gün boyunca süren etkinliğe ev sahibi Çanakkale Tabip Odası'nın yanı sıra Ankara, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Isparta-Burdur, İstanbul, Kocaeli, Manisa, Sinop Tabip Odalarından temsilciler katıldı.

Fotoğraflar için...

25.04.2015

BASIN AÇIKLAMASI

SAVAŞ İNSANLIĞIN, DOĞANIN ve YAŞAMIN DÜŞMANIDIR !

Bugün, bu topraklarda Avustralya, Yeni Zelanda ve Türkiye’den hekimler olarak bir arada olmamızın nedeni 100 yıl önce yaşanmış olan Çanakkale Savaşlarının acı hatıralarıdır. Tam 100 yıl önce bugünlerde, dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi, farklı inançları olan, farklı dilleri konuşan ve farklı etnik kökene sahip birbirini hiç tanımayan yüz binlerce genç insan;

zaten bu kadar az misafir kaldığımız,

bu ölümlü, bu yaşanası

bu her dalı yemiş dolu dünyadan ayrıldılar…*

Ne yazık ki öldüler, öldürdüler, yaralandılar, başkalarının yaralanmasına neden oldular.

Çanakkale Savaşları, bir yanda on yıllar boyunca savaşmak zorunda kalmış, yoksulluktan bitap düşmüş bir halkın yaşadıkları topraklar için canları dahil tüm varlıklarını feda etmelerinin, öte yanda çok uzaklardan gelen yüz binlerce insanın hiç bilmedikleri topraklara onlarla savaşmak için gelmelerinin tarihi olarak anlatılır.

Bu anlatı dedelerimizin birbirlerini öldürdüklerini ve sakat bıraktıklarını ve biz hekimlerin de çaresizlik içinde yaşatmak için çaba içinde olduğu “çıplak” gerçekliği değiştirmiyor. Hekimlerin işte şu tepede ya da şu bayırda bir çadırda olduklarını biliyoruz. Onların, o yaralıdan öbürüne parçalanmış organlara tanıklık ederek çare olmak için koşturduklarını da biliyoruz.

Ne için? Evet, her birimiz altına sayısız gerekçeler yazabiliriz. Ama bu gerekçelerin hiç birisi burada genç insanların birbirini kıyasıya öldürdükleri, yaraladıkları gerçeğini değiştiremez.

Savaş, sadece savaşan askerleri değil; anneleri, babaları, kardeşleri, sevgilileri, nişanlıları, eşleri ve çocukları da öldürür. Siz 20 yaşındaki evladını bir savaşta kaybeden annenin hayatını bir daha yaşayabileceğini mi sanıyorsunuz? Ya da uzun ve mutlu bir yaşamı hayal eden genç bir kızın, sevgilisinin yok olduğu bir savaştan sonra o hayali bir daha kurabileceğini mi sanıyorsunuz? Ya çocuklar; kaybedilen bir babanın yerini hangi inanç ve ideoloji doldurabilir?

Yüzyıl önce bu topraklarda yaşanan ve halen çok ağır olan bu trajedi çok ağırdı! Bu trajedinin acısını bizler burada savaşan halkların çocukları olarak; ancak dostça, kardeşçe ve barış içinde paylaşarak hafifletebiliyoruz.

İnsanlık tarihinin sayısız savaşa ve bu savaşlarda hekimlerin insanları yaşatmak için fedakarca çaba harcadığına tanık olduğunu biliyoruz.

Birinci Dünya Savaşından 100 yıl sonra Gelibolu’dan, burada savaşmış ulusların hekimleri olarak tüm dünyaya sesleniyoruz. Biz hekimler herhangi bir ulus, dil, din, kast ya da gruptan yana/taraf değil, hekimlikten ve yaşamdan yanayız/tarafız. İnsan eliyle yaratılan ve yaşama kasteden, bizi çaresiz bırakan savaşlarla yüz yüze kalmak istemiyoruz. 

Savaş en büyük halk sağlığı sorunudur, insanlığın, doğanın, yaşamın en büyük düşmanıdır. Savaştan ancak belli çıkar grupları kazançlı çıkar.

Tarihin gördüğü en büyük savaşların topraklarından sesleniyoruz. Bir yanda 3000 yıldan daha uzun süre önce meydana gelmiş olan Truva savaşı, şu karşı kıyılarda. Ve bu kıyıda Gelibolu savaşlarının acı hatıraları.

En büyük dileğimiz:

Bizden sonra bu topraklarda artık mutlulukla, eşit, özgür, barış içinde yaşayan insanların anıları paylaşılsın.

Avustralya Tabipler Birliği

Yeni Zelanda Tabipler Birliği

Çanakkale Tabip Odası/Türk Tabipleri Birliği

* Mısralar şair Nazım Hikmet’e aittir.