25 Temmuz 2018 tarihinde Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen Torba Yasa’nın hekimleri ilgilendiren hükümleri şöyledir:

1-Emekli Sandığından emekli olan meslektaşlarımız, herhangi bir yerde çalışmazlarsa, 01.01.2019 tarihinden itibaren uzmanlar yaklaşık 2000 lira, uzman olmayanlar ise 1500 lira ilave ödeme alacaklar; herhangi bir yerde ücretli olarak çalışmaya başlarlarsa bu ödeme kesilecektir. Muayenehanede kendi nam ve hesabına çalışmada ise herhangi bir kesinti olmayacaktır. Bu ilave ödeme, SSK ve Bağkur’dan emekli olan meslektaşlarımıza yapılmayacak ne yazık ki. Ayrıca, 2008 yılından sonra ilk defa memuriyete başlamış olan meslektaşlarımız emekli olduğunda da bu ödemeden yararlanamayacaklar."

2-Sağlık Bakanlığı’nda ve üniversitede görevli meslektaşlarımızdan, Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen özellikli tıbbi hizmetleri yapanlara, sadece bu hizmetler için ek ödeme tavanı bir kat yerine beş kat artırılarak uygulanabilecek. Hekimin çalışmasında özellikli tıbbi hizmetlerin yeri ve sağlık kurumunun döner sermayesinde biriken para ile bundan dağıtılabilecek kısım gibi değişkenler sebebiyle hekimin aylık gelirinde olası artışa ilişkin bir şey söylemek mümkün değildir.

Diğer yandan yabancı hastalara hizmet sunulması için oluşturulan birimlerde bu hizmetlerin sunulması halinde hastadan alınan ücretin yarısına kadarı hekime verilebilecek. Hekimin vatandaşımız hastalara sunduğu sağlık hizmetleri ile bu birimlerde sunulan hizmetlerin dengelenmesi halinde döner sermayeden yapılacak ek ödemenin tavanı ortadan kalkabilecektir. Muhtemeldir ki gazetelere servis edilen haberdeki spekülatif gelir rakamının kaynağı da burasıdır.

Ancak, hiçbir tavan olmasa dahi, bir hekimin iddia edilen gelirleri elde edebilecek şekilde çalışması mümkün olmadığı gibi insan sağlığının söz konusu olduğu dikkate alındığında doğru da değildir.

Diğer yandan, Yasa ile hekimleri kamu sağlık hizmetinde değil de sağlık turizminde görev almaya yönlendiren ek ödeme teşvikleri verilmektedir. Bu durum, vatandaşların nitelikli sağlık hizmetine ulaşmasını güçleştirebilecek niteliktedir.

3-Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten sonraki çalışmalarda geçerli olmak üzere, kamudaki hekimler ile özelde ücretli çalışan hekimlere yılda 60 gün fiili hizmet süresi zammı verilecek. Yapılan işin yıpratıcı olması dikkate alınarak tanımlanan bu ek sürenin aynı işi yapan Bağkur’lulara verilmemesi çelişki oluşturmaktadır. Diğer yandan, pek çok başka meslek için yılda 90 gün fiili hizmet süresi zammı verilmekte iken hekimlere 60 gün verilmiş olması adaletsizdir.

4-Sağlık Bakanlığı, sağlık turizmi alanında faaliyet gösterecek bir anonim şirket kuruyor. Bakanlığın belirleyeceği yönetim kurulu için de çalıştırılacaklar için de hiçbir ölçütün belirlenmediği bu şirket bir yandan düzenleyici, bir yandan denetleyici bir yandan da doğrudan hizmet veren konumunda bulunabilecek görevlerle donatılmaktadır. Hem kamusal yetki kullanan hem de özel şirketlerle rekabet edecek olan bu şirket yetki çatışmalarının odağında yer alabilecektir.

Ayrıca, kamu sağlık hizmetleriyle ilgili sorunlar dağ gibi yığılmışken yurtdışından hasta bulmak için on milyon lira sermayeli kamu şirketi kurmak Anayasa’nın 65. maddesinde belirtilen, Devlet’in görevlerinin amaçlarına uygun öncelikleri gözetmesi gerektiğine ilişkin kurala da aykırıdır.

Bütün bu düzenlemeler, sağlık hizmetlerinde görev yapanlar arasında yapılan ayrımlarla ekip ruhunu bozması, hekimleri sınırsız biçimde fazla çalışmaya yönlendirmesi ve hastaların nitelikli sağlık hizmetine ulaşmasını zorlaştırması bakımından eksik ve yanlıştır. Doğru yasama, kuraldan etkileneceklerin görüşlerinin etkin biçimde alınmasıyla mümkündür.

Türk Tabipleri Birliği olarak, bu alandaki birikimimizle çalışanların ve halkın yararına kuralların belirlenmesi için katkıda bulunmaya hazır olduğumuzu bir kez daha belirtiriz.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi