Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, 10 Aralık 2018 günü, Mardin’de bir aile sağlığı merkezinde görev yapan iki hekimin bir hasta yakını tarafından darp edilmesi olayıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, TTB’nin uzun süredir, sağlık çalışanlarının mesleklerini hasta yararına ve özerk biçimde uygulamalarını engelleyen, diğer hastaların sağlık hizmeti alma haklarını ihlal eden, kamu sağlığını bozan şiddetin önüne geçecek bir tedbir olarak ceza yasasına ek madde talep ettiği hatırlatılarak, Mardin’de yaşananlar bunun gereğini ve ertelenemez olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur” denildi.

Açıklamanın tam metni aşağıdadır:

 

CAYDIRICI YASAL DÜZENLEMELER YAPILMIYOR VE SAĞLIKTA ŞİDDETİN TIRMANMASINA GÖZ YUMULUYOR

10 Aralık günü, bu kez Mardin’de, aile sağlığı merkezinde, bir hasta yakınının oğlu için antibiyotik reçetesi yazdırma ısrarı, iki hekimin daha darp edilmesine yol açmıştır. Darp olayı üzerine beyaz kod verilmiş, ancak meslektaşımız gelen ambulansa ulaşmaya çalışırken de hasta yakınlarının şiddeti devam etmiştir.

Ne yazık ki şiddet bununla da son bulmamıştır. Yaralı hekimin ambulansa binmesine engel olmaya çalışan bir hasta yakını ertesi gün meslektaşımızın iki yeğenini de ateşli silahla yaralamıştır.

Türkiye’de sağlık alanında her gün yaşanan onlarca şiddet olgusuna rağmen, şiddetin nedenleri ve sonuçlarına dair yüzlerce sayfa rapor ve açıklamaya rağmen, engellenmesine yönelik önerilere rağmen çözüme yönelik etkili düzenlemeler yapılmamaktadır. Yöneticilerin sağlıkta şiddeti ciddiye almamaları güvenlik güçleri ve yargının da bu tür olgularda yeterince özenli olmamalarına sebep olmaktadır. Nitekim yaşanan son olayda; bir meslektaşımız darp edilmiş diğer meslektaşımızın burun kemiği, göz çevresindeki kemik ve parmağı kırılmış; üstelik ambulansa bindirilirken de saldırı sürdürülmüş olmasına karşın faillere yönelik etkili bir soruşturma yapılmamıştır.

TBMM raporu da dâhil birçok çalışma “şiddetin kabul edilemez olduğunun” açık biçimde gösterilmesi ve bu yönde kararlı, caydırıcı adımların atılmasının önemini vurgulamaktadır. Ne yazık ki Türkiye’de hiçbir düzeyde yetkili, sağlık alanında şiddetin önlenmesine yönelik kararlılık göstermemektedir. Mardin’de yaşanan şiddet olayında, meslektaşlarımızın ifadelerinde adı ve eşkâli belirtilmiş olmasına rağmen olaya karışan hasta yakını gözaltın alınmamış, bu kişi son derece rahat bir şekilde, ertesi gün de hekimin yakınlarını silahla yaralamıştır. Olayın yetkililer tarafından son derece özensiz ve beklenen kararlılıktan uzak olarak takip edildiği açıktır.

Hekimler, sağlıkta şiddeti doğuran yanlış politikalardan bir an önce vazgeçilmesini isterken bir yandan da caydırıcı ceza düzenlemelerinin ve bunların etkili biçimde uygulanmasının bir an önce yaşama geçirilmesinibeklemektedir. Ancak “sağlıkta şiddeti önlemeye yönelik hazırlandığı” iddiası ile sunulan ve 5 Aralıkta yürürlüğe giren 7151 sayılı torba yasa, uyduruk sebeplerle hekimleri mesleklerinden uzaklaştırırken şiddetle ilgili etkili bir düzenleme içermemektedir. 

Türk Tabipler Birliği, sağlık çalışanlarının mesleklerini hasta yararına ve özerk biçimde uygulamalarını engelleyen, diğer hastaların sağlık hizmeti alma haklarını ihlal eden, kamu sağlığını bozan şiddetin önüne geçecek bir tedbir olarak, ceza yasasına ek madde talep etmektedir. Mardin’de yaşananlar bunun gereğini ve ertelenemez olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur.

Caydırıcılığı yüksek yasal düzenlemelerin yapılmaması, kararlılık ve titizlikle şiddet olaylarının üzerine gidilmemesi şiddetin tırmanmasına göz yummaktır.

Türk Tabipler Birliği
Merkez Konseyi