İstanbul Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesinde 2018 yılında çoğunluğu Suriye uyruklu 15 yaş altı 34 çocuğun hamile olduğu halde sağlık görevlilerince adli makamlara bildirilmediği iddiasıyla soruşturulmaktaydı. 29.05.2019 tarihinde soruşturmanın tamamlandığına ilişkin haberler basına yansıdı. Buna göre, 10 doktor hakkında, birden fazla vakayı bildirmedikleri gerekçesiyle "zincirleme olarak kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçundan 6 aydan 3 yıl 6'şar aya kadar hapis istenirken, 8 doktor hakkında da birer vakayı bildirmediklerinden "kamu görevlisinin suçu bildirmemesi" suçundan 6 aydan 2'şer yıla kadar hapis cezası talep edildi.

Evrensel hukuk kurallarına göre 18 yaş altındaki tüm bireyler çocuk olarak tanımlanmaktadır. Çocuğun sağlığını, fiziksel ve ruhsal gelişimini olumsuz yönde etkileyen her tür cinsel davranış ve eylemler istismar olarak kabul edilir. Bir çocuğun gebe kalmış olması cinsel istismardır. Cinsel istismar da en ağır suçlardan biridir.

Çocuğun cinsel yönden istismarı Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yasaklanmış ve ceza gerektiren bir suç olarak tanımlanmıştır (Madde 103-104). Sağlık çalışanları bu suçu kolluk kuvvetleri ve savcılıklara bildirmekle yükümlü tutulmuştur. Ancak, Sağlık Bakanlığı’nca sağlık kurumlarına gönderilen, Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından Türk Ceza Kanunu kuralları yorumlanarak sağlık kuruluşlarına aktarılan genelgelerde 16-18 yaş arasındaki çocukların gebeliklerinin bildirilmesinin zorunlu olmadığı yorumunun yapıldığı bilinmektedir. Ayrıca geçmişte, bu bildirimi yapan sağlık çalışanlarının sürgün edilerek cezalandırılmasına ilişkin örnekler bulunması, bu konuda hekimler ve sağlık çalışanları üzerinde baskı oluşturmaktadır.

Çocuğun cinsel istismarı ve bu istismar sonucunda gebe bırakılması bir suç olmanın yanı sıra, çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığı açısından büyük riskler de içermektedir. Çocukların muayenelerinde istismar olasılığı her zaman göz önünde bulundurulmalı, istismarın tıbbi değerlendirmesinin çok disiplinli bir yaklaşım gerektirdiği unutulmadan konsültasyonlar ihmal edilmemelidir.

Çocuk sağlığı ve güvenliği için, çocukların üstün yararı ilkesini devlet politikası üreten ve yürüten tüm yetkililere hatırlatıyoruz. Çocuklara sosyal ve yasal destek sistemleri derhal işletilmeli, çocuk istismarını çok disiplinli değerlendirecek birimler her hastanede oluşturulmalı, tüm çocukların eğitim sistemine ulaşımı sağlanarak ergenlerin cinsel eğitimi zorunlu ders haline getirilmeli, imam nikâhı çocuklar için yasaklanmalı, gebe çocuk ve çocuk anneler için sağlık sistemi her yerde erişilebilir hale getirilmelidir. Çocuk Koruma Kanunu uyarınca istismara uğrayan çocuğun ivedilikle koruma altına alınması sağlanmalıdır.

TTB olarak; çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için, başta Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olmak üzere tüm yetkilileri ve sorumluları “önce zarar verme” prensibinden hareketle “çocuğun her koşulda üstün yararı”  korunarak çocuk istismarı kimden gelirse gelsin asla müsamaha  gösterilmeden görev ve yükümlülüklerini yerine getirmeye davet ediyoruz.

Başta meslektaşlarımız olmak üzere tüm sağlık çalışanlarına da çocuk istismarı konusunda duyarlı olmaları gerektiğini ve 18 yaş altındakilerin çocuk kabul edildiğini bir kez daha hatırlatmayı görev biliyoruz. Kamu otoritesini konuyla ilgili hekim tutumunu etkilemeye yönelik düzenlemelerden uzak durmaya çağırıyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ

TTB KADIN HEKİMLİK VE KADIN SAĞLIĞI KOLU