Sağlık Bakanlığı Sağlıkta Şiddete Karşı Eylem Planı kapsamında bir kitapçık yayımladı. Sağlıklı iletişim için öneriler bulunan kitapçıkta sağlık personeline hastaya karşı yaklaşımında öfke yönetimi başlığında “Mümkünse espri yapın. Mümkünse farklı bir bakış açısı getirerek çözüme odaklanın”  ifadeleri yer aldı.

 

Sağlıkta şiddeti çözdük, çözüyoruz kitapçığı çıktı!

Gülümsettiniz bizi Sayın Bakan;

Sağlık hizmeti sunumunda maruz kaldığımız şiddetin boyutları her geçen gün dramatik bir noktaya taşınıyor; sözlü hakaretten yumruğa, parke taşından klinik kundaklamaya, ölümlere varan dehşet dolu süreç.  

Türk Tabipleri Birliği olarak; sağlıkta şiddetin nedenleri, çözümleri üzerine defalarca sözlü, yazılı bildirimlerde bulunduk. TBMM’de bulunan bütün partiler ile görüştük, yasa talep ettik. Ancak hükümetin sağlık alanındaki temsilcisi olan sizinle tüm çabamıza rağmen görüşemedik! Tabip Odalarımızla, sağlık camiasıyla beyaz nöbetlerde size seslendik.      

“Çözüm torba yasa ile geliyor” dediniz. Pandora’nın kutusunu hatırlatan torbadan çözüm çıkmadığı gibi; hekimlerin ve sağlık çalışanlarının beklentilerini ve umutlarını tüketen girişimler ortalığa saçıldı. Yazışmalarda tükenen sözcüklerimiz sokaklarda çoğaldı, çoğaldı… 

Bir kez daha “çözdük, çözüyoruz, hazırlıyoruz” dediniz. Sağlık camiası heyecanla bekledi. Sağlık Bakanlığı’nın sağlıkta şiddete karşı eylem planı kapsamında “kitapçık” çıktı: şiddete maruz kalınması durumunda “alternatif çıkış yolları kullanılmasından derin nefes alınmasına,  mümkünse espri yapılmasından  göz kontağı kurularak kişilere ismiyle hitap edilmesine kadar” birçok öneri var kitapçıkta. Bunların yararlı olacağı konusunda hemfikiriz de. Ama sorun bu kitapçığa yansıyan tablodan çok daha büyük Sayın Bakan. Bu kitapçıkla hekimleri gülümsettiniz! Hayal kırıklığıyla gülümsettiniz.

Bunca şiddetin, ölümlerin nedeni iletişim hatası ile açıklanamaz. Haksızlık etmeyelim, yoğun temasların olduğu mesleğimizde iletişim çok önemli. Ancak onlarca yıldır çalıştığımız bu meslekte neden son 10-15 yılda şiddetin  bu denli arttığını ve artmaya devam ettiğini açıklamaya yetmez.       

Kitapçıkta iletişim dışında son derece sığ ve titrek bir şekilde köşeye sıkıştırılmış “sağlık çalışanlarının sağlığı, iş güvenliği, hasta sorumlulukları ve şiddet durumunda işten çekilme hakkı” elbette hakkını vereceğimiz ifadeler.       

Sayın Bakan, en basit haliyle çözüm; sorunun nedenleri üzerinden planlanır. Çok hasta, çok para, müşteri memnuniyeti bakışıyla yürütülen sağlık hizmetleri; kaçınılmaz olarak gerilim ve şiddet üretir. Ve sizin sessizliğiniz; yöneticilerin, kanun koyucuların sessizliği kötülüğe, şiddete cesaret katar.         

Unutmuş olamazsınız! Merkezi Hasta Randevu Sistemi (MRHS) ile 10 dakikada hatta 7 dakikada bir hasta verildiğini. Bir hastanın öyküsünü almak, muayene etmek, tahlil istemek ve sonucunu yorumlamak, tanı koyup reçete yazmak ve tüm bunları kayıt etmek için 7-10 dakikaların yetmediğini ve yetmeyeceğini, hem hastayı hem hekimi mutsuz ettiğini unutmuş olmalısınız.

Unutmuş olmalısınız! Ülke nüfusunun 2 katının acillere yığıldığını, polikliniklerde Avrupalı meslektaşlarımızın 2-3 katı fazla hasta baktığımızı, nöbetlerimizi, sağlık hizmetinin kesintisiz 24 saat sürdüğünü.

Unutmuş olmalısınız! Yetkili ağızlardan hekimleri itibarsızlaştıran bir dil kullanıldığında, pervasız isteklerin çoğalacağını.

Unutmuş olmalısınız! Şiddete maruz kalıp yaralandığımızda, öldürüldüğümüzde bile yanımızda  durmaktan imtina eden sessizliğinizin sağlıkta şiddete ne kadar cesaret verdiğini.

Bizler unutmadık gülmeyi Sayın Bakan. Özledik hatta çok özledik gülmeyi.         

           Bir nefes alıp “sonraki hasta” demeyi…

           Hastanın gözüne bakarak konuşmayı, güven vermeyi…

           Dışarıda gördüğümüzde  “nasılsın “ diye selamlaşmayı…

           İnsani koşullarda çalışmayı çok özledik.

Türk Tabipleri Birliği olarak, hastalarla temas kurmanın hekim hasta ilişkisinde önemli bir yer tutacağı, sağlıkta şiddetin azalması için bir adım olacağı konusunda sizinle aynı fikirdeyiz Sayın Bakan.

Ama sizin de Sağlık Bakanı olarak sağlıkta yaşanan ölümcül şiddetin mağduru olan hekimlerle en azından “göz teması kurmanızın”,  talep ve önerilerini dinlemenizin hekimlerin ve sağlık çalışanlarının yaşadıkları sorunları anlama ve çözme konusunda önemli bir adım olacağını düşünüyoruz.

Gülümseyeceğimiz bir ortamda hekimlik yapmak için çözüm bekliyoruz!

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi