Medyaya yansıyan haberlere göre, cezaevinde bulunan ve yargılanmakta olan Ömer Faruk Kavurmacı’nın, özel bir hastaneden alınan rapora bağlı olarak, mahkeme kararıyla hastalığı ve cezaevi ortamının sağlığı ve yaşamı ile ilgili olarak yaratacağı riskleri, tehlikeleri dikkate alarak tahliye edildiğini öğrenmiş bulunmaktayız. Bu noktada, hekimlerin hastalarının sağlığını dikkate alarak tıbbi standartlarda ve nesnel değerlendirmelerle karar verme sorumluluğu olduğunu vurgulamak isteriz.

Türk Tabipleri Birliği’ne, tutuklu ya da hükümlü mahpuslardan, sağlık durumunu anlatan ve sağlık hakkına ulaşma sorunlarını dile getiren çok sayıda başvuru olmaktadır. İnsan Hakları Derneği tarafından verilen bilgiye göre, derneğin hasta mahpus başvuru listesinde, 303’ü ağır hasta olan 905 hasta bulunmaktadır. Listede yer alan çok sayıda hastada, Ömer Faruk Kavurmacı’da olduğu iddia edilen sinir sistemi hastalıklarının yanı sıra, daha ağır hastalıklar da bulunmakta ve bu hastalar cezaevi koşullarında yeterli düzeyde tedavi olanağına sahip olamamaktadır.

Bu başvurularda;

1. Kişilerin hastalıkları nedeniyle cezaevinde yaşamlarının zorlaştığı ve arkadaşlarının desteğiyle cezaevindeki yaşamlarını idame ettirebildikleri,

2. Cezaevinde olmanın hastalığın tedavi ve takibini engellediği,

3. Hastalığın yarattığı ya da yaratacağı acil müdahaleye cezaevinde olmaktan dolayı erişimin kısıtlı olması nedeniyle hastalığın ağırlaştığı, gelişen acil durum nedeniyle ölümlerin gerçekleştiği ve bu risklerin hala devam ettiği,

4. Ağır hastalığı bulunanların bu hastalıkları nedeniyle hayatlarını kaybettiği belirtilmektedir.

Cezaevlerinin aşırı doluluğu, OHAL gerekçe gösterilerek mahpusların infaz sisteminin kendilerine tanıdığı hakları kullanmalarının engellenmesi, mahpuslarda hastalıklara yol açmasının yanı sıra var olan hastalıkları ağırlaştırma potansiyeli taşımaktadır.

Hasta mahpuslara Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinden verilen Sağlık Kurulu raporları, yargılanma durumuna ya da alınan cezaya bakılmadan, cezaevi ortamının hastalığın tedavisi ve kişinin sağlığı açısından yarattığı riskler dikkate alınarak değerlendirilmelidir. Bu değerlendirme sonucunda, yeterli düzeyde bir tedaviyi cezaevi koşullarında sürdürmenin mümkün olmadığı ya da cezaevinde kalmanın sağlık açısından yaşamsal risk oluşturduğunun saptandığı durumlarda, tutuklu ya da hükümlülerin tedavilerine dışarıda devam edebilmeleri için ilgili mahkemelerce tahliye edilmelerini bekliyoruz. 

Türk Tabipleri Birliği
Merkez Konseyi