Diyarbakır’da OHAL döneminde 307 sağlıkçı ve 130 hekim ihraç edildi. Kamu çalışanı olarak Diyarbakır Tabip Odası Başkanlığını üstlenen hekimlerden bir kişi hariç tümü ihraç edilenler arasında bulunuyor. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, bu durumu “Diyarbakır’da oda başkanlığı yapmanın ihraç nedenleri arasında yer alıp almadığı sorusunu akla getirmektedir ve üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır” şeklinde eleştirdi.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve Diyarbakır Tabip Odası, 8 Mayıs 2017 tarihinde düzenlenen basın toplantısıyla kamudan ihraçlara tepki gösterdi. Diyarbakır Tabip Odası Dr. Füsun Sayek toplantı salonunda gerçekleştirilen basın toplantısına, TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel ve TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp’in yanı sıra İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şubesi Başkanı Raci Bilici, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Ahmet Özmen, DİSK-KESK-TMMOB temsilcileri,  Diyarbakır Tabip Odası’nın kamudan ihraç edilen eski başkanları, ihraç edilen hekimler ve Diyarbakır Tabip Odası’nın yöneticileri ve üyeleri katıldılar.

Açış konuşmalarını ardından söz alan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, 15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından TTB olarak askeri ve sivil darbelere karşı olduklarını ilk günden açık bir dille ifade ettiklerini ve darbe girişiminde bulunanları lanetlediklerini hatırlattı. Darbe girişiminin hemen ardından, hükümetin darbeye karşı mücadelede demokrasi yöntemlerini değil Olağanüstü Hali (OHAL) tercih ettiğini ve ülkenin Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yönetildiği bir döneme girildiğini belirten Tükel, darbecilere karşı mücadele olarak başlatıldığı bildirilen sürecin de, giderek KHK’ler aracılığıyla muhalif kişilerin kamusal alandan tasfiyesine dönüştüğünü kaydetti.

2 bin 775 hekim ihraç edildi

Tükel, OHAL döneminde, Sağlık Bakanlığı’ndan 5.625, üniversitelerden 5.295 olmak üzere toplam 106.117 kişinin kamudan ihraç edildiğini, ihraç edilen hekim sayısının ise; Sağlık Bakanlığı’ndan 1.576, Tıp Fakültelerinden 1.199 olmak üzere toplam 2.775 olduğunu bildirdi.  

Bu süreçte TTB’de yöneticilik yapmış, çeşitli birimlerinde görev almış pek çok ismin ihraç edildiğini belirten Tükel, bu isimler arasında TTB Yüksek Onur Kurulunun şimdiki iki üyesinin, TTB Denetleme Kurulunun şimdiki bir üyesinin, TTB ve İstanbul Tabip Odası eski Başkanı ve TTB eski II. Başkanı ve Genel Sekreterinin, TTB eski Merkez Konseyi’nin iki eski üyesinin, TTB eski Yüksek Onur Kurulu ve Etik Kurul’un birer üyesinin de yer aldığını bildirdi.  

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı olmak ihraç nedeni mi?

Diyarbakır’da kamu çalışanı olup da Diyarbakır Tabip Odası Başkanlığını yapmış ya da yapmakta olan hekimlerin biri dışındakilerin ihraç edildiğine dikkat çeken Tükel, “Bu durum, Diyarbakır’da oda başkanlığı yapmanın ihraç nedenleri arasında yer alıp almadığı sorusunu akla getirmektedir ve üzerinde önemle durulması gereken bir noktadır” diye konuştu.  

Tükel, hekimlerin, akademisyenlerin haksız ve hukuksuz bir biçimde görevlerinden ihraç edilmelerinin ne OHAL ne de darbe girişimi ile ilişkilendirilebileceğini belirtirken, “Üyelerimiz ve yöneticilerimiz olan hekimler Türkiye’de iyi hekimlik değerlerini savundukları, akademik özgürlük, emek, barış ve demokrasi mücadelesi verdikleri için hedef seçilmişlerdir” dedi.

Sağlık hizmetleri zarar gördü

Tükel, TTB ve tabip odaları yönetici ve üyelerinin kamu görevinden ihraç edilmeleri, üniversitelerdeki kadrolarından koparılmaları, ülkemizde sağlık hizmetlerine ve yükseköğretim sistemine zarar verdiğini, çok sayıda hekimin ihraç edilmesinin halkın sağlık hizmetlerine erişimini aksatarak halkın sağlık hakkının engellenmesine neden olduğunu söyledi. Tükel, yine bu ihraçların, hastalarının ve öğrencilerin ülkemizin değeri olan bilim insanlarından faydalanmasını, iyi ve donanımlı hekim yetişmesini engellediğini kaydetti. 

Hukuki kanıtlar olmadan suçlanıyorlar

Kamu görevinden hukuki deliller olmadan kimse çıkartılamayacağının altını çizen Prof. Dr. Tükel, şöyle konuştu:

“Bir ceza, ancak soruşturma sonucunda suçluluğu kanıtlanan kişilere verilebilir. Kamudan ihraç edilenlerin büyük çoğunluğunun darbe ile bağlantısını ortaya koyacak hukuki kanıtlar ve bir soruşturma yapıldığının belgeleri bulunmamaktadır. Buna karşın, bu kişiler delil olmadan suçlu ilan edilmişlerdir. Oysa ki, etkili soruşturmalarla suçları kanıtlanmadığı sürece herkesin masum olduğu ilkesi temel alınmalıdır. Hangi siyasal düşünceden ya da görüşten olursa olsun kamuda yürütülen darbe soruşturmaları hukuk kuralları içinde titizlikle yapılmalı; darbe girişimi ile bağlantısı saptanmayan, haksız ve hukuksuz biçimde ihraç edilen tüm kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir.”

Tükel, “TTB olarak üyelerimizin ve arkadaşlarımızın görevlerine geri dönmesi için bütün hukuksal ve örgütsel olanaklarımızı seferber edeceğimizi, onlarla olan dayanışmamızı büyüteceğimizi buradan bir kez daha ilan ediyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.

Tükel'in konuşmasının ardından, Diyarbakır Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mehmet Şerif Demir basın açıklamasını okudu. Demir'in ardından, Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Ahmet Özmen OHAL yönetimi ve KHK'lerle ilgili hükümetin programına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Diyarbakır Tabip Odası’nın açıklaması için tıklayınız.