Ülkemizde çeşitli sorunlar ve hak ihlallerinin gündeme geldiği cezaevlerinde, Olağanüstü Hal uygulamalarıyla birlikte koşullar daha da ağırlaşmıştır.  Bu dönemde, adil yargılanma hakkı başta olmak üzere, insan hakları alanındaki ihlaller ve buna bağlı olarak cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısında ciddi artışlar gözlenmiştir. Yine bu dönemde, bu gelişmelerin bir yansıması olarak, Türk Tabipleri Birliği’ne ve odalarımıza cezaevlerinden insan hakları, mahpus hakları ve sağlık ihlalleri ile ilgili başvurularda artış görülmüştür. Söz konusu başvurularda, cezaevi yönetimine iletilen sorunların çözülmediği, çözülmesi yönünde gerekli çabaların gösterilmediği ileri sürülmektedir. 

Açlık grevleri, cezaevlerinde sorunların ağırlaştığının bir göstergesi olarak görülebilir. Cezaevlerindeki sorunların çözümü için atılacak adımlar, cezaevlerindeki koşulların iyileştirilmesi, açlık grevlerinin sonlandırılmasına da önemli katkı sağlayacaktır.

Türk Tabipleri Birliği olarak, insanın en yüce değer olduğunu, insan yaşamının korunması ve yaşamın sağlıklı sürdürülmesinin ve insanların kendileri ile ilgili kararları almasının en önemli mesleki sorumluluklarımızdan olduğunu kabul ediyoruz. Bu konuda oluşturduğumuz evrensel mesleki etik ilkelerimiz, Dünya Tabipleri Birliğ Malta ve Tokyo Bildirgeleri bize yol göstermektedir.

Dünya Tabipler Birliği - Tokyo Bildirgesi 1975–2006

Madde 6. Bir mahpusun beslenmeyi reddetmesi durumunda, eğer hekim, beslenmeyi gönüllü olarak reddetmenin yol açacağı sonuçlar üzerinde kişinin tam ve doğru bir yargıya varabilecek durumda olduğu kanaatine sahipse, bu kişiyi başka yoldan beslemeyecektir. Mahpusun böyle bir yargıya varma yeterliliğiyle ilgili karar, en azından başka bir bağımsız hekimce onaylanmalıdır. Beslenmeyi reddetmenin yol açacağı sonuçlar hekim tarafından anlatılmalıdır.

Dünya Tabipler Birliği - Malta Bildirgesi 1991–2006

Madde 18. Kişiyle görüşme hiçbir şekilde mümkün olmamışsa ve önceden verilen hiçbir talimat yoksa hekimler kişinin çıkarlarına en uygun olanın ne olduğu yönündeki yargılarına uygun olarak hareket etmelidirler. Bu, fiziksel sağlığının yanı sıra açlık grevcisinin önceden ifade ettiği isteklerini, kişisel ve kültürel değerlerini dikkate alınması anlamına gelir. Açlık grevcilerinin önceki isteklerinin ne olduğuna dair hiçbir kanıt yoksa hekimler, üçüncü tarafların müdahalesi olmaksızın, besleyip beslememeye karar vermelidir.

Hekimlik ilkelerimiz ve mesleki yaklaşımımız gereği, açlık grevlerini hiçbir koşulda önermiyoruz. Ancak, açlık grevlerine girenlerin açlık grevlerini sonlandırıp sonlandırmama hakkının kendilerinde olduğunu, hiç kimsenin zorla tedavi edilemeyeceğini, kişi hakları, hasta hakları ve etik ilkelerimiz uyarınca kabul ediyoruz. Bu nedenle, cezaevinde çalışan hekimler ve açlık grevi ile ilgilenmek üzere görevlendirilmiş hekimlerin açlık grevi yapanlara zorla müdahale etmeleri, etik olarak doğru değildir ve bu tür müdahale hiçbir merci tarafından yapılmamalı ya da yapılması istenmemelidir.

Açlık grevinde olanların yaşamlarının korunması için tıbbi olarak yapılacak olanlar şu şekilde özetlenebilir:

·         Açlık grevi yapanların günlük olarak minimum 5 büyük bardağı su, 2 çay kaşığı tuz, 5 yemek kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı karbonat ve 500 mg B1 vitamini alması sağlanmalıdır.

·         B1 vitamininin temin edilmesi  ve açlık grevi yapanlara ulaştırılması sağlanmalıdır.

·         Açlık grevi sırasında, açlık grevi yapanların başka koşullardan kaynaklanan sağlık riskleri ortadan kaldırılmalıdır. Kullanılan malzemelerin temizliği ve sağlığa uygunluğu sağlanmalıdır. Bu kişilerin ılık ve nemli bir ortamda, fazla fiziksel aktiviteye maruz bırakılmaksızın bulunmaları sağlanmalıdır.

·         Açlık grevindekilerin var olan hastalıkları nedeniyle kullandıkları ilaçlara nasıl devam edecekleri konusunda bilgi verilmelidir.

·         Açlık grevi yapanlara yardımcı olan, bakımlarını sağlayanlara gerekli bilgi ve olanaklar sağlanmalıdır. Bu nedenle tarafımızdan hazırlanmış “Açlık Grevi Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Konular” adlı bilgi notu, bu kişilere ve açlık grevi yapanlara iletilmelidir.

·         Kişiler, açlık grevine başladıkları andan itibaren, müdahalesini kabul ettikleri hekim gözetiminde tutulmalı ve kendi sağlık durumları hakkında her gün hekimleri tarafından bilgilendirilmelidirler.

·         Açlık grevinin kişinin kendi iradesiyle sonlandırıldığı, tedavi ve beslenmeye geçiş aşamasında, TTB’nin daha önceki açlık grevlerine katılmış olanların beslenmeye geçiş, eksikleri yerine koyma ve ortaya çıkan hastalık ve rahatsızlıkların tedavileri üzerine yapılmış olan araştırmalara bağlı olarak hazırladığı “Açlık Grevi Yapmış Hastada Tedavi Bakım Protokolü” uygulanmalıdır.

·         Hastaneye sevkler ve tedavi; kusma ve bası yarasına yol açabileceğinden kelepçeli yapılmamalıdır.

·         Açlık grevi bittikten sonra yerine koyma ve beslenmeye geçiş aşamasında, ihtiyaç duyulabilecek hekim ve sağlık çalışanı daha önceden belirlenmeli, bu kişilere tedavi ile ilgili gerekli bilgiler verilmelidir.

·         TTB ve tabip odaları ve insan hakları örgütlerinin oluşturduğu Bağımsız Tıbbi İzlem Heyetlerinin cezaevi ziyaretleri ve denetimleri, tedavilerin yapılması ve komplikasyonların azaltılması açısından önemlidir. Bu heyetlerin cezaevlerine girmesi için gerekli kolaylıklar sağlanmalıdır.

 

Açlık Grevi Yapmış Hastada Tedavi Yaklaşım Protokolü
 

Açlık Grevi Sırasında Dikkat Edilmesi Gereken Konular