Türk Tabipleri Birliği'nin göçmenler ve mülteciler ile ilgili önergesi, Dünya Tabipler Birliği Genel Kurul Tutum Belgesi olarak kabul edildi.

26-27 Şubat 2016 tarihlerinde Dünya Tabipler Birliği (DTB), Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İstanbul Tabip Odası’nın ev sahipliğinde yapılan Savaş, Göç ve Sağlık Sempozyumu’nun sonuç bildirgesinden yararlanılarak hazırlanan ve TTB tarafından DTB’ye karar önerisi olarak sunulan bir metin, 28-30 Nisan 2016 tarihlerinde Buenos Aires’te yapılan DBT 203. Konsey Toplantısı’nda Tutum Belgesi  olarak onanmıştı. Aynı metin DTB’nin 19-22 EKim 2016 tarihlerinde Tayvan'ın Taipei kentinde düzenlenen 67. Genel Kurulu'nda "Göçmenler ve Mülteciler İle İlgili Tutum Belgesi" olarak kabul edildi.

 

Dünya Tabipler Birliği Göçmenler ve Mülteciler İle İlgili Tutum Belgesi

Dünya Tabipler Birliği 67. Genel Kurulu’nda kabul edilmiştir

Taipei, Ekim 2016

Giriş

Halen, mülteci ve/ya da sığınmacı konumunda çok sayıda insan vardır; bunlardan kimileri savaşın ya da başka çatışmaların sürdüğü bölgelerden kaçarken diğerleri zihinsel ve fiziksel sağlık açısından büyük zararları olabilecek ağır yoksulluktan, şiddetten, diğer adaletsizlik ve istismar durumlarından kurtulma amacındadır.

Uluslararası toplum ise, bu durumdaki insanların sağlık alanındaki ihtiyaçları dahil olmak üzere mülteci krizine gerekli hazırlıklar olmadan yakalanmıştır.

DTB, insanlar göreli barış ve güvenlik ortamlarında, kendilerini ve ailelerini geçindirme, ekonomik alanda iyileşme dahil çeşitli alanlarda fırsatlar görüp kendi ülkelerinde kalma kararını veremedikleri sürece kitlesel göçlerin süreceği görüşündedir. Uluslararası toplumun, en yoksul ekonomilere sahip ülkelerde başka sorunlarla birlikte yaşayanlar dahil tüm nüfus kesimlerinin durumlarını iyileştirmenin yollarını arama sorumluluğu vardır. Sürdürülebilir kalkınma tüm nüfus kesimlerine daha güvenli ortamlarda yaşama imkânları ve ekonomik seçenekler sunacaktır.

DTB savaşın, iç gerilim, huzursuzluk ve şiddet dahil silahlı çatışmaların insanları kaçınılmaz olarak bulundukları yerleri terk etmeye zorlayacağını görmektedir. Çatışmalar ne kadar şiddetlenirse bu yöreleri terk etmek isteyen insan oranı da o kadar artacaktır. Uluslararası toplumun, özellikle siyasal liderlerin, barış ve ihtilafların çözümüne yönelik çalışmaları destekleme sorumlulukları vardır. 

DTB, insanlık dışı, durdurulması gereken bir olgu olarak zorla göç ettirme uygulamalarını görmekte, bunları kınamaktadır. Bu tür durumların Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne sevkinin düşünülmesi gerekir.

İlkeler

DTB, ilk kez 1998 yılında Ottawa, Kanada’da benimsenen Mültecilere Yönelik Sağlık Hizmetleri Açıklaması’nı bu vesileyle bir kez daha dile getirir: 

  • Hekimlerin, hastanın sivil ya da siyasal statüsü ne olursa olsun bu kişiye gerekli hizmeti sunma görevleri vardır ve hükümetlerin hastaların bu haklarını ihlal etmemesi, hekimlerin tedaviyi salt klinik ihtiyaçlar temelinde yürütme yükümlülüklerine müdahaleden kaçınması gerekir.
  • Hekimler, iltica talebinde bulunanlar, iltica talepleri reddedilenler, belgesi bulunmayan göçmenler ya da kendi ülkelerinde yerlerinden olmuş kişiler dahil mültecilerle ilgili cezalandırıcı ya da yargısal işlemlerde yer almaya; örneğin bir ülkeden sınır dışı etme ya da yer değiştirme gibi işlemleri kolaylaştırma adına yatıştırıcı verme gibi tıbben gerekçesi olmayan teşhis veya tedavi işlemlerine zorlanamazlar.
  • Hekimlere, mültecilerin fiziksel ve psikolojik durumlarını değerlendirmeye yönelik yeterli zaman ve kaynaklar sağlanmalıdır.
  • Ulusal Tabip Birlikleri ve hekimler, salt klinik ihtiyaçlar temelinde olmak üzere herkesin sağlık hizmeti alma hakkını aktif olarak destekleyip geliştirmeli, bu temel hakka aykırı yasal düzenlemelere ve uygulamalara karşı çıkmalıdır.

DTB hükümetlere ve yerel yetkililere, hukuksal statüleri ne olursa olsun herkese sağlık hizmetlerine, güvenli ve yeterli yaşam koşullarına erişim sağlamaları çağrısında bulunmaktadır.