Türk Tabipleri Birliği ve Ankara Tabip Odası, 15 Temmuz sonrasında esen tutuklama, gözaltı ve işten atma rüzgarının TTB ve tabip odalarına da yönelen bir baskı biçimine dönüşmesine tepki göstermek amacıyla, 25 Ekim 2016 tarihinde ortak bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB Genel Sekreteri Dr. Sezai Berber, ATO Başkanı Prof. Dr. Vedat Bulut, ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Önal ve Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Benan Koyuncu katıldılar.

Toplantının açılışında konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, 15 Temmuz sonrasında yaşanan tutuklama, gözaltı ve işten atma rüzgarının muhalif kesimlere yönelen bir baskı biçimine dönüştüğünü belirterek, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez ile Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Benan Koyuncu'nun bu süreçten etkilendiklerini kaydetti. 

ATO Başkanı Dr. Vedat Bulut, "Bu baskı ortamı bizi yıldıramaz, hiç bir zaman yıldırmadı" derken, ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Önal da, 15 Temmuz'un ardından yaşama geçirilen OHAL ortamının muhaliflerin sesini kısmak için bir fırsata dönüştürüldüğünü belirtti. Önal, "Benan'ın göreve iadesini istiyoruz" diye konuştu. 

TTB ve ATO yöneticilerinin hazır bulunduğu basın toplantısında, ortak açıklamayı Prof. Dr. Raşit Tükel okudu.  

 

 

25.10.2016

BASINA VE KAMUOYUNA

15 Temmuz sonrasında esen tutuklama, gözaltı ve işten atma rüzgarı, çok kısa bir sürede demokrat ve muhalif kesime doğru esmeye başlamıştır. Bu dönemde 66 bin kişi görevinden alınırken 35 bin kişi tutuklanmıştır. Daha yaşanılası bir dünya için barış isteyen akademisyenler, emeğin hakları için sendikal faaliyetlerde bulunan öğretmenler derken, sıra demokratik kitle örgütlerinin yöneticilerine gelmiştir.

Şu anda, Ankara Tabip Odası (ATO) ve İstanbul Tabip Odası (İTO) yönetimleri bu hukuksuzluk ile karşı karşıyadır. İTO Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, “Barış” temalı konuşması nedeni ile suçlanırken ATO yönetim kurulu üyesi Asistan Dr. Benan Koyuncu 30 Eylül günü Acil Asistanı olarak görev yaptığı Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevi başındayken açığa alındığını öğrenmiştir. Kendisine tebliğ edilen yazıda, “Kanun Hükmünde Karranamenin 6. Maddesi gereğince terör örgütleri ile bağlantı”sı olduğu şüphesiyle ile açığa alındığı bildirilmiştir. Daha öncesinde, herhangi bir soruşturma geçirmeyen hekim arkadaşımızın yaşadığı bu süreç, başta Birliğimiz olmak üzere tabip odalarımızda kaygı ile karşılanmıştır.

Kişilerin, insanca yaşanacak bir dünya temennisiyle konuşma yapmak, sosyal medya paylaşımında bulunmak, basın açıklamasına katılmak gibi demokratik haklarını kullandıkları etkinlikler nedeniyle cezalandırılmadığı gün artık hemen hemen yok gibidir. Her gün yeni bir hak ihlali ile uyandığımız bu günlerde, barış, demokrasi, eşitlik taleplerinin cezalandırılmak istenmesiyle aslında tüm topluma korku yayılmaya çalışılmaktadır.

Çocuk istismarının, kadına yönelik şiddetin, işçi cinayetlerinin arttığı; hapishanelerin dolup taştığı, doğanın talan edildiği, ekonomik krizin bir kez daha emekçilere ödetildiği, çatışmaların arttığı, savaş ile karşı karşıya kalındığı bu günlerde konuşmayalım, yazmayalım, karşı çıkmayalım istiyorlar. Yaşadıkları yönetememe krizini muhalif kesime yapılan baskılarla dindirmeye çalışıyorlar. Ama dün olduğu gibi bugünde geri adım atmayarak tüm baskıları boşa çıkaracağız.

Binlerce hekimin oyu ile seçilen Dr. Selçuk Erez ve Dr. Benan Koyuncu üzerinden tüm hekimlere mesaj verilmeye çalışılmakladır. Hekimler her dönem toplumun sorunlarına yabancı kalmamış; o sorunları sahiplenmişlerdir. Hastaların sadece ilaçlarla değil, barışın, demokrasinin ve eşitliğin olduğu bir ülkede, ancak koruyucu sağlık hizmetleri ile sağlıklı olabileceğini biliyoruz. Fikirlerin özgür olmadığı, hukukun devre dışı bırakıldığı, kişilerin OHAL koşullarında iş ve eğitim haklarından mahrum bırakıldığı bir ortamda sağlıklı bir toplumdan bahsedemeyiz.

Bizler, Türk Tabipler Birliği ve Ankara Tabip Odası olarak, her dönem olduğu gibi bu dönemde de baskılara karşı mücadele edeceğiz. Dr. Benan Koyuncu’nun bir an önce eğitimine kaldığı yerden devam etmesini talep ediyoruz. Bu talebimiz gerçekleşene kadar mücadelemize devam edeceğiz. Sadece yöneticilerimiz değil tüm meslektaşlarımız üzerinde OHAL ile derinleşen bu baskı ortamının bir an önce kalkması gerektiğini buradan bir kez daha dile getiriyoruz.

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
ANKARA TABİP ODASI