“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladıkları için haklarında soruşturma açılan akademisyenlere destek vermek üzere 10 Şubat 2016 Çarşamba günü İstanbul'da bir basın açıklaması gerçekleştirildi. TTB-İstanbul Tabip Odası, SES Aksaray Şubesi ve Eğitim-Sen İstanbul 6 Nolu Şube tarafından düzenlenen basın açıklaması için 12.30’da İstanbul Üniversitesi Beyazıt Merkez bina içinde toplanıldı ve ana kapıya dek bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yürüyüşte “Baskılar, Soruşturmalar Bizleri Yıldıramayacak! Barış Diyen Bu Ülkenin Onurlu Aydınlarının Yanındayız!” pankartı açıldı. İstanbul Üniversitesi öğrencileri de “Barış İsteyen Akademisyenlerin Yanındayız” pankartıyla kortej oluşturarak basın açıklamasına destek verdiler.

Basın açıklamasına TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel, İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez, Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. Ümit Şen ve Dr. Ozan Toraman da katıldılar.

Burada konuşan SES Aksaray Şube Başkanı Erol Aydın, "Akademisyenlerin yanındayız, soruşturmalar son bulsun diyoruz" dedi. 

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez; "Ülkenin vatandaşı istediği konuda fikrini açıkça söyleyebilmelidir, anayasa böyle diyor. Mevcut idare, anayasanın, aklın ve mantığın ilkelerini ayaklar altına alarak hiçbir sözlükte olmayan tanımlamalar uyduruyor. Çok sayıda güzide öğretim üyesi Türkiye’nin çok ciddi bir meselesine dikkat çektiler. Hemen bir tarif üretildi; bu eylem terörizme destek eylemi sınıfına konuldu. Dünyanın hiçbir sözlüğünde bu eyleme bu karşılığı bulamazsınız. Halbuki bu hocalarımıza teşekkür etmek lazımdı. İş burada bitmedi. Üniversite rektörleri bu girdaba kapıldılar ve soruşturmalar açtılar. Bu rektörler üniversiteli olmanın, üniversite etiğinin, üniversite olgunluğunun sınavında sınıfta kaldı. Üzülerek söyleyeyim, haber vereyim hepsine; bu sınavın bütünlemesi yoktur, hayatları boyunca bu damga üzerlerinde kalır" dedi.

TTB İkinci Başkanı Prof. Dr. Raşit Tükel de; “Bizler yaşam için, ölüme, öldürmeye karşı olduğumuz için, yaşam hakkı ihlallerine karşı, hukuk ile yasalar ile güvence altına alınmış her türlü hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesine karşı bu bildiriye imza attık. Barışı savunduk, savunmaya devam edeceğiz. Çatışmaların sona ermesini talep ettik, bu talebimizde ısrarcıyız. Buna karşı baskılarla, gözaltılarla, savcılık soruşturmalarıyla, üniversitedeki soruşturmalarla karşı karşıya kaldık. Vakıf üniversitelerinde işlerine son verilen arkadaşlarımız oldu. Ne için? Barış istediğimiz için. Üniversiteyi üniversite yapan akademik özgürlük ortamıdır. Bir akademisyenin eleştirel yaklaşma hakkı vardır. İfade özgürlüğü vardır, bu olmazsa olmaz. Üniversiteler özgür, özerk olmalıdır. Birilerinin talimatı ile soruşturma açılmaz, Üniversiteler kendilerini katılımcı bir şekilde özgürlüklerin olduğu bir ortamda yönetmeliler. Bizler açılan bu soruşturmalara karşı çıkıyoruz ve üniversite mücadelemizin barış için devam edeceğini bir kez daha buradan duyuruyoruz" diye konuştu. 

Ortak basın açıklamasını Zeynep Kıvılcım okudu.

Açıklamanın okunmasının ardından akademisyenler idareye dilekçelerini vermek için üniversiteye girdiler. Hocalarına destek vermek üzere orada bulunan İstanbul Üniversitesi öğrencilerinin okula girişi ise Özel Güvenlik ve polis tarafından engellendi. Bazı akademisyenler de üniversite binasına alınmazken 4 öğrenci gözaltına alındı.