D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2009/6398
Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen :
Vekili : Av.
Davalılar : 1- Sağlık Bakanlığı
2- Yükseköğretim Kurulu Başkalığı - Bilkent/ANKARA
Vekili : Av.
Davanın Özeti : İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü mezunu olan davacının, 11-12 Nisan 2009 tarihlerinde yapılan 2009 İlkbahar Dönemi Tıpta Uzmanlık Sınavı sonuçları uyarınca yerleştirildiği İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim Araştırma Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Bölümüne atanmak üzere yaptığı başvurunun reddine ilişkin 25.6.2009 gün ve 7695 sayılı Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü işlemi ile bu işleme temel olan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Genel Kurulu'nun 6.11.2008 gün ve 21 sayılı kararının; Tıpta Uzmanlık Tüzüğünün atıf yaptığı Tababet Uzmanlık Tüzüğü uyarınca Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü mezunlarının 1989 yılından bu yana tıpta uzmanlık eğitimi aldıkları, 2.4.1990 tarihli Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı ile Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü mezunlarının biyolog unvanı aldıkları ve biyologlara tanınan tıpta uzmanlık eğitimi imkanından Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü mezunlarının da faydalanması gerektiği, bugüne kadar sürdürülen uygulama ile istikrarlı bir durumun oluştuğu, bu istikrarlı durumun değiştirilmesini gerektirecek bir bilimsel ve hukuki gerekçenin bulunmadığı ve bu nedenle işlemlerin üst hukuk normlarına aykırı olduğu ileri sürülerek iptali ve yürütmenin durdurulması istemidir.
Savunmaların Özeti : Tıp alanı dışında yer alan meslek mensuplarının tıpta uzmanlık eğitimi almasını sağlayan Tıpta Uzmanlık Tüzüğünün atıfta bulunduğu Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 6. maddesinde Tıbbi Biyolojik Bilimler bölümünün yer almadığı ve bu nedenle dava konusu işlemlerin üst hukuk normlarına uygun olarak tesis edildiği belirtilerek, yürütmenin durdurulması isteminin ve davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi ... Düşüncesi : İdarenin düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu alanlarda, bu alanları tüzük yönetmelik gibi idari metinlerle objektif bir şekilde düzenlemesi ve sürekli uygulamalar ile hukuki istikrarı tesis ederek buna uyması şeklinde tanımlanan ve anayasal eşitlik ilkesinin görünümlerinden biri olan düzenli idare ilkesi uyarınca; idarenin düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda, aynı ve benzer durumda olan kişi ve olaylar için eşit uygulamayı sağlamak adına objektif düzenlemeler yapması ve istikrarlı uygulamalarda bulunması gerektiğinden; idarenin yetki sahibi olduğu alanlarda yapacağı düzenlemelerde, haklı bir neden olmadan yerleşik, istikrar kazanmış uygulamalarından ayrılması sahip olduğu serbestiyi düzenli idare ilkesine ve bu ilkenin bağlı olduğu eşitlik ilkesine aykırı kullanması anlamına gelecektir.
Bu kapsamda, 1989 - 2008 yılları arasında tıpta uzmanlık sınavlarına giren, uzmanlık eğitimi alan ve tıp alanına ilişkin olarak lisans döneminde yoğun bir eğitim gören tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunlarının tıpta uzmanlık eğitimi alabilmesi konusunda, 2.4.1990 günlü Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı ile hukuki bir zemine oturan idari istikrar kazanmış uygulamayı ortadan kaldırması için idareyi değişiklik yapmaya sevkedecek hukuki bir neden bulunmadğı açık olup, tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunlarının salt Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 6. maddesinde yer almaması nedeniyle tıpta uzmanlık eğitiminin dışında bırakılması hukuken yeterli bir gerekçe değildir. Kaldı ki, tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunları, Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı ile 2547 sayılı Yasanın 43/b maddesi uyarınca mezuniyet sonrası sahip olnunan haklar açısından biyologlar ile eşdeğer konuma sahiptir. Bir başka ifadeyle; tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunları dolaylı da olsa Tıpta Uzmanlık Tüzüğünün atıf yaptığı Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 6. maddesi kapsamına girmiştir.
Bu nedenlerle, 6.11.2008 gün ve 21 sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Genel Kurulu kararın kararının tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunu olanların tıpta uzmanlık eğitimi almasını engelleyen kısmında ve bu karar temel alınarak davacının uzmanlık eğitimine başlamak için yaptığı başvuruyu reddeden Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğünün 25.6.2009 gün ve 7695 sayılı işleminde hukuka uyarlık bulunmadığı ve yürütmenin durdurulması kararı verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı ... Düşüncesi : Yürütmenin durdurulmasına karar verilebilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından, istemin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci ve Onikinci Dairelerince 2575 sayılı Yasaya 3619 sayılı Yasayla eklenen Ek 1 maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda işin gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 27. maddesinin 2. fıkrasında, idari işlemin uygulanması halinde giderilmesi güç veya olanaksız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verileceği kuralı yer almıştır
Uyuşmazlık; İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü mezunu olan davacının, 11-12 Nisan 2009 tarihlerinde yapılan 2009 İlkbahar Dönemi Tıpta Uzmanlık Sınavı sonuçları uyarınca yerleştirildiği İstanbul Haydarpaşa Numune Eğitim Araştırma Hastanesi Tıbbi Mikrobiyoloji Bölümüne atanmak üzere yaptığı başvurunun reddine ilişkin 25.6.2009 gün ve 7695 sayılı Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğü işlemi ile bu işleme temel olan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Genel Kurulu'nun 6.11.2008 gün ve 21 sayılı kararının iptali isteminden doğmuştur.
Davacının uzmanlık eğitimine başlamak (atanmak) istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin bireysel işlemle birlikte iptali istenen ve Tıbbi Biyolojik Bilimler ile Kimya Mühendisliği programlarından mezun olanların tıpta uzmanlık sınavına girme haklarının olmadığını belirten 6.11.2008 günlü Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Genel Kurulu kararına ilişkin inceleme; davacının tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunu olması nedeniyle, yalnızca tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunu olanların tıpta uzmanlık eğitimi almasını engelleyen kısmına hasren yapılmılştır.
14.4.1928 gün ve 938 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Yasanın, 04/04/2007 gün ve 26483 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürülüğe giren 5614 sayılı Yasanın 4.maddesi ile değiştirilen 9. maddesi hükmüyle Sağlık Bakanlığının sürekli kurulu niteliğinde Tıpta Uzmanlık Kurulu ihdas edilmiştir. Maddenin son fıkrasında;"Kurulun çalışma usûl ve esasları ile ilgili diğer hususlarla ihtisas belgelerinin alınması ve uzmanlık eğitimi ile ilgili diğer usûl ve esaslar Sağlık Bakanlığınca hazırlanıp Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak yönetmelikle düzenlenir.Bu yönetmelik yürürlüğe konuluncaya kadar, mevcut düzenlemelerin uygulanmasına devam edilir" hükmü yer almaktadır.
1219 sayılı Yasanın, 5614 sayılı Yasa yayımlanmadan önce yürülükte bulunan ve 1219 sayılı Yasanın ihdas edildiği tarihten anılan değişiklik yürürlüğe girene kadar değiştirilmemiş olan 9. maddesinde; "İhtısas vesikalarının sureti ahzi ve bu hususta mer'i olması lazım gelen kavait işbu kanunun tarihi meriyetinden sonra Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletince tanzim edilecek bir nizamname ile tayin olunur" hükmü yer almakta ve bu hüküm uyarınca tıpta uzmanlık eğitimine ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan tüzükler ile belirlenmekteydi.
Günümüze kadar anılan madde hükmüne dayanılarak; 1929 yılında Tababet ve İhtisas Vesikaları Hakkında Nizamname, 1947 yılında Tababet Uzmanlık Belgeleri Tüzüğü,1956 yılında Tababet İhtisas Nizamnamesi, 1961 yılında Tababet İhtisas Tüzüğü,1962 yılında Tababet Uzmanlık Tüzüğü,1973 yılında Tababet Uzmanlık Tüzüğü, 2002 yılında ise Tıpta Uzmanlık Tüzüğü yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve anılan idari düzenlemeler tıpta uzmanlık eğitimine ilişkin usul ve esasları, uygulamayı belirlemiştir. Son olarak 18.7.2009 gününde Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği 1219 sayılı Yasanın 5614 sayılı Yasa ile değişik 9. maddesi uyarınca yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve tıpta uzmanlık eğitimine ilişkin usul ve esasları belirlemiştir.
Dava konusu edilen; 6.11.2008 günlü Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının düzenleyici işlemi ile Sağlık Bakanlığının 25.6.2008 günlü bireysel işlemi tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan ve dolayısıyla bu uyuşmazlığa uygulanacak olan tıpta uzmanlık eğitimine ilişkin idari düzenleme; 19.6.2002 gün ve 24790 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tıpta Uzmanlık Tüzüğü ve atıf yaptığı diğer düzenlemelerdir.
Tıp alanı dışında yer alan meslek mensuplarına ilk olarak 20.1.1956 günlü Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tababet İhtisas Nizamnamesi ile tıpta uzmanlık eğitimi imkanı tanınmıştır. Bu Nizamnamenin 3.maddesi ile tıp alanı dışında bulunan kimyager, veteriner, eczacı gibi meslek gruplarına kendi alanlarında uzmanlık eğitimi imkanı verilirken, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunlarına da bakteriyoloji ve parazitoloji alanında ihtisas imkanı sağlanmıştır.
Buna paralel olarak 1973 yılında yayımlanan Tababet Uzmanlık Tüzüğünün "asistan olma şartları" başlıklı 6. maddesinin (b) bendi ile veteriner, eczacı ve kimyagerlerin yanında Fen Fakültesi Biyoloji bölümü mezunlarına da, mikrobiyoloji, biyokimya, klinik mikrobiyoloji, klinik biyokimya, tıbbi histoloji ve embriyoloji, fizyoloji alanlarıyla sınırlı olmak üzere tıpta uzmanlık eğitimi imkanı tanınmıştır. 1973 tarihli Tüzük uzun süre uygulandıktan sonra Tıpta Uzmanlık Tüzüğü 19.6.2002 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiş ancak bu tüzüğün asistan olma şartlarını belirleyen 14. maddesinde, tıp alanı dışında yer alan meslek mensuplarının tıpta uzmanlık eğitimi alabilmesine ilişkin bir hükme yer verilmemiştir.
2002 yılında yayımlanan tüzüğün tasarısına ilişkin olarak Danıştay 1. Dairesinin 12.4.2002 gün ve E:2002/10;K:2002/54 sayılı kararında; 992 sayılı Yasa ve 1973 tarihli Tababet Uzmanlık Tüzüğü ile veteriner,eczacı,kimyager ve biyologlara tıpta uzmanlık eğitimi alabilmeleri konusunda olanak sağlandığı, tasarı da ise bu konuda bir düzenlemeye yer verilmeyerek uzmanlık eğitimi imkanının anılan meslek mensuplarının elinden alındığı, ancak 992 sayılı Yasanın 2. maddesinin (a) bendi hükmünde yer alan düzenleme nedeniyle tüzük metnine anılan meslek mensupları için kendi alanlarında yeni düzenleme yapılana kadar tıpta uzmanlık eğitimi almalarını sağlayacak şekilde 5. madde hükmü eklendiği belirtilmiştir. Bu doğrultuda Tıpta Uzmanlık Tüzüğünün Geçici 5.maddesinde; "11/4/1928 günlü ve 992 sayılı Kanun ile 5/4/1973 tarih ve 7/6229 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 6 ncı maddesi hükümlerine göre uzman olma hakkı tanınanlar için kendi alanlarına ilişkin düzenleme yapılıncaya kadar bu Tüzük hükümleri uygulanır" hükmüne yer verilmiştir.
Bir başka ifadeyle 992 sayılı Yasa ve Tababet Uzmanlık Tüzüğü ile uzun süre yürürlükte olan uygulamaya gönderme yapılarak eczacı, kimyager, veteriner ve biyoloji bölümü mezunlarının tıpta uzmanlık eğitimi alabilme imkanı, 19.6.2002 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tıpta Uzmanlık Tüzüğünde de korunmuştur.
Tıp alanı dışında yer alan meslek mensuplarının tıpta uzmanlık eğitimi alabilmesine dair hükümler, yukarıda açıklandığı gibi 1956 yılından bugüne kadar idari düzenlemeler için de yer almıştır. 1219 sayılı Yasada Tıp alanı dışında yer alan meslek mensuplarının tıpta uzmanlık eğitimi alabilmesine ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte, 992 sayılı Seriri Taharriyat ve Tahlilat Yapılan ve Masli Teamüller Aranılan Umuma Mahsus Bakteriyoloji ve Kimya Laboratuvarları Yasasında; bu konuya ilişkin olarak dolaylı da olsa hüküm bulunmaktadır. Şöyle ki; 992 sayılı Yasanın laboratuvar açacak kişilerden istenecek belgeleri belirleyen 2.maddesinin (a) bendinde; "Nüfus tezkeresi, diploma, tababet ve şuabatı sanatlarının tarzı icrasına dair kanun ile nizamnamesinde münderiç ihtisas vesikaları hakkındaki hükümlere muvafık olarak alınmış vesikalar veya suretleri" ifadesine yer verilmek suretiyle tabipler dışında, bakteriyoloji ve kimya laboratuvarı açacak kişilerin, 1219 sayılı Yasa uyarınca belirlenen tıpta uzmanlık eğitimini alması öngörülmektedir.
Ülkemizde Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü ilk olarak 1984-1985 eğitim öğretim yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi bünyesinde kurulmuştur. Dava dilekçesine ek olarak sunulan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı üzere bölümün kuruluş amacı;tıp fakültesi mezunlarının çeşitli nedenlerle pek ilgi göstermediği temel tıp alanlarında geniş teorik bilgiye sahip ve uygulamaya yatkın araştırmacı niteliğinde kaliteli eleman yetiştirmek olarak belirlenmiştir. Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümünün 4 yıllık lisans eğitimi sürecinde; Tıbbi Biyoloji, Anatomi, Histoloji-Embriyoloji, Tıbbi Genetik, Fizyoloji, Mikrobiyoloji, İmmünoloji, Endokrinoloji gibi tıp alanına ilişkin derslere birden fazla dönemi kapsayacak şekilde yer verildiği ve bazı derslerin tıp fakültesi ile ortak olarak okutulduğu görülmektedir.
Ayrıca Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Yürütme Kurulu'nun 2.4.1990 günlü kararı ile; Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümünden mezun olanlara, Tıbbi Biyolog unvanı verilmesi ve bu bölüm mezunlarının Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri Sınıfına alınmaları ve biyologlara tanınan haklardan yararlanmaları 2547 sayılı Yükseköğretim Yasasının 43/b maddesi uyarınca uygun görülmüştür. Bir başka ifadeyle, aynı bilim alanında lisans eğitimi veren kurumlar arasında lisans eğitiminden sonra kazanılan hak ve elde edilen unvanlar açısından eşdeğer sayılma hususunu düzenleyen 2547 sayılı Yasanın 43/b madesi uyarınca; Tıbbi Biyolojik Bölümler mezunlarına, öğrencilerine biyolog olmak üzere eğitim veren Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü mezunlarına sağlanan hakların sağlandığı anlaşılmaktadır. Bu konuya ilişkin olarak; davalı idarelerin savunmasında 2.4.1990 sayılı kararın geri alındığı ya da kaldırıldığı yolunda bir iddiada da bulunulmamış ve bu duruma ilişkin bilgi ya da belge sunulmamıştır.
Dava dosyası içinde yer alan ve davalı idareler tarafından sunulmuş bulunan bilgi belgeler uyarınca; Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü mezunlarının 1989 yılından 2008 yılına kadar tıpta uzmanlık sınavlarına ilgili sınav kılavuzlarında yer alan hükümler uyarınca girdikleri, uzmanlık eğitimini tamamlayarak mezun oldukları ve ilgili uzman unvanlarını aldıkları anlaşılmaktadır. Bu konuya ilişkin olarak, Sağlık Bakanlığı tarafından Tıbbi Biyolojik Bilimler Bölümü mezunlarının tıpta uzmanlık eğitimi alabilmelerine ilişkin durumun açıklığa kavuşturulması adına Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na hitaben yazılan 15.9.2008 günlü yazının ardından; Tıpta Uzmanlık Tüzüğünün atıfta bulunduğu Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 6. maddesinde tıpta uzmanlık eğitimine devam edebilecek bölümler arasında tıbbi biyolojik bilimler bölümünün yer almaması nedeniyle 6.11.2008 günlü dava konusu işlem tesis edilmiştir.
İdarelerin tesis ettikleri işlemlerin (bireysel-düzenleyici) unsurlarından olan sebep unsuru idareyi işlem yapmaya iten hukuki neden, bir başka ifadeyle;tüm idari işlemlerde olduğu gibi işlemle gerçekleştirilmeye çalışılan kamu yararına dayanan hukuki, somut durumdur. İdari işlemin sebep ögesindeki hukuka aykırılık işlem yargı mercii önüne getirildiğinde resen dikkate alınacaktır.
Anayasamızın 10.maddesinde yer alan eşitlik ilkesinin görünümlerinden biri de düzenli idare ilkesidir. Düzenli idare ilkesi; idarenin düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu alanlarda, bu alanları tüzük yönetmelik gibi idari metinlerle objektif bir şekilde düzenlemesi ve sürekli uygulamalar ile hukuki istikrarı tesis ederek buna uymasıdır. Dolayısıyla, idarenin düzenleme yetkisine sahip olduğu alanlarda, aynı ve benzer durumda olan kişi ve olaylar için eşit uygulamayı sağlamak adına objektif düzenlemeler yapması ve istikrarlı uygulamalarda bulunması gerekmektedir. Bu bağlamda; idarenin yetki sahibi olduğu alanlarda yapacağı düzenlemelerde, haklı bir neden olmadan yerleşik, istikrar kazanmış uygulamalarından ayrılması sahip olduğu serbestiyi düzenli idare ilkesine ve bu ilkenin bağlı olduğu eşitlik ilkesine aykırı kullanması anlamına gelecektir.
Bu bağlamda; 1989 - 2009 yılları arasında tıpta uzmanlık sınavlarına giren, uzmanlık eğitimi alan ve yukarıda belirtildiği gibi tıp alanına ilişkin olarak lisans döneminde yoğun bir eğitim alan tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunlarının tıpta uzmanlık eğitimi alabilmesi konusunda, 2.4.1990 günlü Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı ile hukuki bir zemine oturan idari istikrar kazanmış uygulamayı ortadan kaldırması için idareyi değişiklik yapmaya sevkedecek hukuki bir neden (idari veya yasal düzenlemelerde bir değişiklik) bulunmamaktadır.
Her ne kadar Tıpta Uzmanlık Tüzüğünün tıp alanı dışında yer alan meslek mensuplarının tıpta uzmanlık eğitimi alabilmesi hususuna ilişkin olarak geçici 5. maddesi hükmü ile atıf yaptığı Tababet Uzmanlık Tüzüğünün konuyla ilgili 6. maddesinde tıbbi biyolojik bilimler bölümüne yer verilmemiş ise de; Tababet Uzmanlık Tüzüğünün ihdas edildiği 1973 yılında ülkemizde, akademik olarak 1984 yılında kurulan tıbbi biyolojik bilimler bölümünün bulunmaması ve 2002 yılında yayımlanan Tüzüğün bu konuda yeni bir düzenleme yapmayarak önceki Tüzüğe atıf yapmakla yetinmesi dikkate alındığında; tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunlarının salt Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 6. maddesinde yer almaması nedeniyle tıpta uzmanlık eğitiminin dışında bırakılması hukuken yeterli bir gerekçe değildir. Kaldı ki yukarıda açıklandığı üzere; tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunları, Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı ile 2547 sayılı Yasanın 43/b maddesi uyarınca mezuniyet sonrası sahip olunan haklar açısından biyologlar ile eşdeğer konuma sahiptir. Bir başka ifadeyle; tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunları dolaylı da olsa Tıpta Uzmanlık Tüzüğünün atıf yaptığı Tababet Uzmanlık Tüzüğünün 6. maddesi kapsamına girmiştir.
Ayrıca tıbbi biyolojik bilimler bölümünün tıp fakültesi bünyesinde bulunması, temel tıp alanlarında geniş bilgiye sahip kaliteli eleman yetiştirmek amacıyla kurulması ve temel tıp alanına ilişkin yoğun bir ders programı uygulaması dikkate alındığında, bu bölüm mezunlarının mikrobiyoloji, biyokimya gibi tedavi edici veya hastaya doğrudan müdahale gerektiren niteliği olmayan alanlarla sınırlı olarak tıpta uzmanlık eğitimi alması konusunda idari istikrar kazanmış olan uygulamada değişiklik yapmayı hukuki kılacak bilimsel bir gerekçenin de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre, hukuki bir gerekçe olmadan, 2.4.1990 günlü Yükseköğretim Yürütme Kurulu kararı ile hukuki bir zemine oturmuş olan ve idari istikrar sağlamış olan tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunlarının tıpta uzmanlık eğitimi almasına ilişkin uygulamayı ortadan kaldıran 6.11.2008 gün ve 21 sayılı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Genel Kurulu kararında ve bu karar temel alınarak davacının uzmanlık eğitimine başlamak için yaptığı başvuruyu reddeden Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğünün 25.6.2009 gün ve 7695 sayılı işleminde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, temel idare hukuku prensiplerine ve hukuka açıkça aykırı olan dava konusu işlemlerin, davacının tıpta uzmanlık eğitimine başlamasını engelleyecek olması dikkate alındığında, giderilmesi güç veya olanaksız zararlar doğuracağı da açıktır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından;Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (YÖK) Genel Kurulu'nun 6.11.2008 gün ve 21 sayılı kararının tıbbi biyolojik bilimler bölümü mezunu olanların tıpta uzmanlık eğitimi almasını engelleyen kısmının ve Sağlık Bakanlığı Sağlık Eğitimi Genel Müdürlüğünün 25.6.2009 gün ve 7695 sayılı işleminin yürütülmesinin durdurulmasına 28.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.