İnsanların Yaşamlarını Tehlikeye Atan Göç Politikalarına Son Verilmeli!
Son günlerde Yunanistan sınırında meydana gelen olaylar nedeni ile hem Yunanistan hem Türkiye göç politikaları tekrardan tartışılmaya başlandı. Türkiye’den geçerek Avrupa’a gitmeye çalışan ya da Türkiye’de yaşam kurma şartlarına sahip olmayan göçmenler Edirne’den Yunanistan’a geçmek için çabalarken Yunanistan kolluk kuvvetleri tarafından geri gönderilmişler ve insanlık dışı tutumlara maruz kalmışlardır. Ne yazık ki soğuk hava şartları nedeni ile sayıları 19’a erişen göçmen sınırda donarak ölmüştür.
Göç politikaları insanlara onurlu bir yaşamı sağlamayı öncelik olarak kabul etmediği sürece bu durum ne ilk ne sondur. Türkiye ve Avrupa Birliği arasında 2016 senesinde imzalanan anlaşma sonrasında sınır geçişlerinde azalma görüldü; ancak bu antlaşma, ne göçmenlerin hayat şartlarını ne de karşılaştıkları haksızlıklar durumunda hak taleplerini güvence altına almaktadır. Tam tersi, göçmenlere sınırda insanlık dışı tutumların hepsinin üstünün kapanmasına da neden olmaktadır. Yunanistan’a geçen tüm düzensiz göçmenlerin Türkiye’ye iade edileceği maddesi, Yunanistan kolluk kuvvetleri tarafından göçmenlerin insanlık dışı tutumlarla Türkiye topraklarına geri itilmesine neden olmaktadır. Bu antlaşma ile Türkiye düzensiz göçmenlerin sınırdan geçişini önlemek konusunda sorumlu tutulmuştur; ancak onurlu yaşam şartları sağlanmadığı sürece göçmenler deniz ya da karayolları ile sınırlardan geçmeye devam etmektedir. Sayılardaki büyük düşüş, 2016 senesinden sonra bu antlaşma sonrası sınır kontrollerinin artırılması ile başlamıştır. Ancak 2020 senesinin şubat ayında Türkiye’nin Yunanistan sınırını göçmenlerin geçişi için açacağını açıklaması sonrası binlerce göçmen sınırlara akın etmiştir. Bu süreçte Yunanistan kolluk kuvvetleri tarfından ateş açılması sonrası ağır yaralanan ve ölenler de olmuştur. Ülkelerin tekrardan masaya oturup ortak kararlara varması sonrası; bu konuda kolluk kuvvetlerinin işkence boyutunda tutumları, hiç bir cezaya tabii tutulmadan yok sayılmıştır.
Her sene karşılaştığımız bu durum, son günlerdeki donarak ölmüş olarak bulunan göçmen haberleri ile tekrardan gündeme gelmiştir. Ancak bu durum, Türkiye ve Avrupa Birliği göç politikalarının bir sonucudur. Derhal bu konuda gerekli incelemelerin yapılması, sorumluların bulunması ve cezalandırılması gerekmektedir. Göçmenlerin geldikleri ülkeden, hukuki statülerinden bağımsız insan haklarını temel alan göç politikaları geliştirilmediği sürece bu durumlarla karşılaşmaya devam edeceğiz.
Göçmenler, uluslararası insan hakları sözleşmesine tabidir. Bu kişilerin iş, hayatta kalma ya da farklı sebeplerle kendi ülkelerini terk etmiş olmaları ve savunmasız bir şekilde sınırları aşarak başka ülkelerde hayat kurma çabaları, hayatlarını değersizleştirmez. Ülke yönetcilileri tarafından sınır politikaları, insanların yaşamlarının üstünde görüldüğü sürece; bu durum göçmenlerin hayatlarına mal olmaktadır. Bu şekilde davranan her türlü göç politikasının karşısındayız, çünkü insan hayatı göç politikalarının üstünde bir değere sahiptir. Hem Avrupa Birliği’ni hem Türkiye’yi insan haklarını temel alan göç politikaları konusunda adım atmaya çağırıyoruz!
Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi