TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kol Toplantısı İstanbul’da Yapıldı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kol toplantısı, 23 Eylül 2023 Cumartesi günü İstanbul Tabip Odası ev sahipliğinde yüz yüze yapıldı.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Merkez Konseyi üyesi Dr. Adalet Çıbık’ın da yer aldığı toplantıya Ankara, Aydın, Denizli, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep-Kilis, Hatay, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mersin, Muğla, Samsun ve Şanlıurfa tabip odalarından 43 kadın hekim katıldı.

Toplantı, drama eğitmeni Derya Cumaoğlu’nun katılımıyla “Şiddetsiz İletişimden İlhamla Biz Bize Kadın Çemberi” başlıklı atölye ile başladı.

Toplantının ilk gündeminde TTB Merkez Konseyi, Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu ve il komisyonları tarafından yürütülen çalışmaların aktarımları yapıldı. Aktarımlarda komisyon kurmada yaşanan zorluklar ve illerde kadın örgütleri ile ilişkiler üzerine bilgi alındı. Daha sonra Dr. Mihriban Yıldırım’ın anahtar sunumu eşliğinde deprem bölgesinde yürütülen kadın sağlığı çalışmaları aktarıldı. Depremin üzerinden yaklaşık 8 ay geçmesine karşın sağlık alanında ciddi aksaklıkların halen devam ettiği, dayanışma ağlarının ise neredeyse tümünün deprem bölgesinden çekildiği belirtildi. Oturumda, bundan sonraki süreçte yapılacak çalışmalara ilişkin öneriler alındı ve önerileri değerlendirmek üzere bir alt çalışma grubu kurulması kararlaştırıldı.

Üçüncü gündemde kadınlara yönelik saldırılar ve buna karşı geliştirilen mücadele yöntemleri başlığı altında dünyada ve Türkiye’de kadın siyasal gündemi ile sağlıkta kadın gündemi üzerine tartışmalar yürütüldü. Toplantının son gündeminde ise yürütülen tartışmaların ışığında Kol Örgüt Okulu, kadın hekim buluşmaları, eylem süreci ve kongreler üzerine planlamalar yapıldı.

Kol toplantısının öğle arasında ise üç yıl önce açlık grevlerinde ölümlerin önlenmesi çağrısıyla sağlık, hukuk ve insan hakları örgütlerinin düzenlediği ortak basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle açığa alınan Kol Yürütme Kurulu üyesi ve Adli Tıp Uzmanı Dr. Ayşe Uğurlu için bir basın toplantısı düzenlendi. Kadın hekimler, tüm hekimlere gözdağı vermek amaçlı soruşturma ve cezalandırma yöntemlerinin iyi hekimlik değerlerine sahip çıkmalarına engel olamayacağını belirtti.

Basın toplantısında okunan açıklama şöyle:

İyi Hekimlik Cezalandırılamaz!

Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Yürütme Kurulu Üyemiz, Adli Tıp Uzmanı Dr. Ayşe Uğurlu, Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi iken, sağlık, hukuk ve insan hakları örgütleri ile birlikte yapılan ortak basın açıklamasına katıldığı için ne yazık ki 3 yıl sonra kamu görevinden açığa alınmıştır.

Açlık grevleri; zihinsel yetileri yeterli kişilerin kendi iradeleri ile, daha çok cezaevleri gibi özgürlüğün kısıtlanmış olduğu yerlerde olmak üzere, bir çok alan ve mekanda, yaşadığı hak ihlallerini kamuoyuna duyurmak ve çözüm bulmak amacıyla, ellerindeki tek araç olan bedenleri üzerinden gerçekleştirdikleri bir sivil itaatsizlik eylemi, bir protesto biçimidir. Açlık grevleri ölümle sonuçlanabilir. Ama asıl amaç ölüm değildir. Açlık grevleri bir hak arama biçimidir.

Açlık grevlerinde hekim tutumu Uluslararası Hekim Belgeleri olan Tokyo ve 2017 yılında güncellenen Malta bildirgelerinde de tanımlanmış olup Dünya Hekimler Birliği 1992 yılı Tutum Belgesinde; “Hekimin bir kimseye yaşamını sona erdirmekte bilerek ve kararlı olarak yardım etmesi etik değildir. Ancak hastanın tedaviyi reddetmesi temel bir haktır ve hekimin hastanın arzusuna hürmet etmesi (ölümüne neden olsa bile) etik olmayan bir davranış sayılamaz.” Ayrıca “Açlık grevcisinin bilinci bozulur ya da komaya girerse hekim açlık grevcisinin son kararına saygı göstererek tutum alacaktır.” demektedir. Dolayısı ile açlık grevlerinde hekim tutumu ki buna “zorla müdahale/besleme” de dahildir, çok net bir çerçeve ile çizilmiş durumdadır. Kişinin rızasına aykırı bir şekilde "zorla besleme" etik açıdan da doğru değildir. Bilinci açık olan açlık grevcisi beslenmeyi reddettiğinde bu kişiler hekimler tarafından zorla beslenmeyecektir. Aksini yapmak tıbbi etik ve hasta hakları açısından uygun bir tutum değildir.

Açlık grevi yapan kişiler tarafından veya avukatlarınca “bağımsız hekimlerce” sağlık durumunun takibi, olabilecek olumsuz sonuçlar için bilgi verme, sonlandırma kararı verilirse yapılacak tedavi konusunda destek olma ile ilgili talepler olması halinde destek olunacağına dair ilke ve sorumluluklar uluslararası ve ulusal belgelerde tanımlanmış durumdadır.

Bir hekim örgütü olan TTB ve tabip odaları bu talebe yanıt vermekle yükümlüdür. Cezaevinde ziyaret ederek yapılması gereken sağlık izlemleri ne yazık ki ilgili bakanlıkların izin vermemesi nedeniyle kişilerin avukatları aracılığı yapılmakta ayrıca yapılan basın açıklamaları ile kamuoyunu bilgilendirme yoluna gidilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin de imzası bulunan Uluslararası Sözleşmeleri de referans gösterilerek; avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın yaptıkları ve 233 ve 202 günü geçen açlık grevleri sonucu yaşanabilecek ölümlerinin önlenmesine yönelik, başta yaşam ve sağlık hakkı olmak üzere, temel insan hakları ve tıbbi etik kurallar vurgulanarak ilgili kamu kurumlarına görevleri hatırlatılmakta ve sorumluklarını yerine getirmeleri istenmektedir.

Yapılan basın açıklamasında hekimlik mesleğinin etik ilkelerine dikkat çekilmekte, yaşanabilecek ölümlerin önlenmesine dair çağrıda bulunulmaktadır. 3 yıl önce yapılan bu basın açıklamasında Dr. Ayşe Uğurlu evrensel etik ve mesleki değerlere uygun davranmış olması nedeniyle ne yazık ki cezalandırılmaktadır.

Hekimlerin uluslararası ve ulusal etik ilkelere uygun davranması mesleki yükümlülükleri arasındadır. Böyle davranmak suç olarak değerlendirilemez. Hipokrat yemin etmiş bir hekim için aksini yapmak suç olarak değerlendirilmelidir.

Olayın bir diğer yönü ise yargı baskı aracı olarak kullanılmakta, Dr. Ayşe Uğurlu şahsında evrensel etik ilkelere göre davranan tüm hekimler cezalandırılmaktadır.

Bu hukuk ve etik dışı uygulamaya karşı İnsan Hakları için Hekimler( PHR), Latin Amerika ve Karayipler İşkence Cezasızlık ve Diğer İnsan Hakları İhlallerine Karşı Sağlık Kuruluşları Ağı ve Dünya Tabipleri Birliği de açlık grevlerinde ölümlerin önlenmesi çağrısıyla düzenlenen bir basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle Dr. Ayşe Uğurlu hakkında yürütülen soruşturmayı kınamış ve soruşturmanın derhal geri çekilmesi çağrısı yapmışlardır.

Hekimlik değerlerinin önemsenmesi, bilimin geliştirilmesi beklenirken ülkemizde tersine işleyen hukuk dışı olan bu durum bir an önce sonlandırılmalı ve Dr. Ayşe Uğurlu bir an önce göreve başlatılmalıdır.

Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu