Adalet Bakanlığı’nı Mahpus Nakilleri Konusunda İnsan Haklarını Gözetmeye ve Kendi Genelgelerini Aktif Bir Biçimde Uygulamaya Davet Ediyoruz

Ankara Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 27 Ekim 2022 tarihinden itibaren haksız ve hukuksuz bir biçimde tutuklu bulunan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde 23 Aralık 2022'de görülmesine karar verilen davanın ilk duruşması için Ankara'dan İstanbul'a nakledileceği öğrenilmiştir. Bunun üzerine uzun süre hareketsiz yolculuk kendisi için hayati risk oluşturabileceği çeşitli kronik hastalıkları bulunan Korur Fincancı için nakil işleminin hava yoluyla gerçekleştirilmesi talebi TTB Hukuk Bürosu tarafından Adalet Bakanlığı’na iletilmesine rağmen bu talep yerine getirilmemiş, Korur Fincancı Ankara'dan İstanbul’a küçük bir midibüs ile nakledilmiştir. Midibüse güvenlik görevlileri eşlik etmesine rağmen Korur Fincancı'nın beş buçuk saat süren yolculuğu boyunca; ihtiyaç molaları dahil kelepçeli halde nakil edildiğini ilk duruşmasındaki ifadesinden üzülerek öğrendik. Nakli, havayolu ile gerçekleştirilebilecekken midibüs ile kelepçeli olarak nakledilen kronik hastalıkları bulunan Korur Fincancı'nın ve özgürlüğünden zorla alıkonulan tüm mahpusların sağlık ve yaşam hakkı, her vatandaş gibi Anayasa ile güvence altına alınmıştır.

Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün, Ceza İnfaz Kurumlarında Barındırılanların Uluslararası Standartlarda İnsan Hakları Merkezli Sağlığa Erişimi ve Tedaviler, Tedavi Nedeniyle Nakilleri, Ceza Tehiri İşlemleri konulu 06.01.2020 tarihli genelgesinde; hükümlü ve tutuklular, havalandırma ve ışık durumu yetersiz araçlarla, eziyet verici veya onur kırıcı şekilde nakledilemeyecektir. TTB Merkez Konseyi Başkanımız Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın nakli; sağlığı tehlikeye atılarak, onur kırıcı ve aşağılayıcı bir işkence yöntemi olan kelepçeli olarak gerçekleştirilmiştir. Yaşamını insan hakları mücadelesine adayan, meslek yaşamı boyunca işkenceyle mücadele eden, ulusal ve uluslararası düzeyde yapılan birçok işkenceyi raporlayan sevgili başkanımıza reva görülen insanlık onuruna aykırı bu durumu kınıyoruz.

TTB Merkez Konseyi başkanına gösterilen kötü muamele mahpusların TTB'ye yaptıkları başvurularda da sıkça dile getirilen rutin uygulamalardan biri haline gelmiştir. Adalet Bakanlığı’nı, mahpusların nakillerinin eziyet verici veya onur kırıcı şekilde gerçekleştirilmesi hususunu bu örnek üzerinden ivedilikle araştırmaya, kendi yayımladıkları genelgeyi aktif bir biçimde uygulamaya davet ediyoruz.

Bizler bu ülkenin hekimleri olarak herkes için yaşam ve sağlık hakkı mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz.

Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu