Kuzey ve Doğu Suriye’deki Sağlık Çalışanlarına ve Sivil Halka Yönelik Saldırılara Son Verilmesini Talep Ediyoruz

Çeşitli basın kuruluşlarının geçtiği haberler, Kuzey ve Doğu Suriye’de sağlık çalışanları ve sivil halka yönelik saldırıların endişe verici boyutlara ulaştığını ortaya koymaktadır. Tişrin Barajı’na giden sivil bir konvoyu hedef alan ve Suriye Milli Ordusu tarafından düzenlendiği iddia edilen hava saldırısında bir ambulans şoförü ve dört sivil hayatını kaybetmiş, çok sayıda sivil ve sağlık çalışanı yaralanmıştır. Bazı haber kaynaklarında ise üç sağlık çalışanının yaşamını yitirdiği, üç sağlık çalışanının yaralandığı, beş ambulansın vurulduğu ve ikisinin kullanılamaz hale geldiği belirtilmiştir. 8 Ocak’tan bu yana devam eden saldırılarda toplamda 21 sivilin hayatını kaybettiği, 203 sivilin yaralandığı bilgisi paylaşılmıştır. Ayrıca, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin aktardığı bilgilere göre, Tişrin Barajı yakınlarındaki saldırılarda dördü çocuk, 51 sivil hayatını kaybetmiştir.

Sağlık çalışanları ve tesislerine yönelik bu saldırılar, uluslararası hukukun ve insan haklarının açık bir ihlalidir. Özellikle çatışma bölgelerinde sağlık hizmetlerinin korunması, 1949 Cenevre Sözleşmesi, 1907 La Haye Kuralları ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25. maddesi ile güvence altına alınmıştır. Sağlık tesisleri, çalışanları ve hastalar, hiçbir şekilde hedef alınamaz.

Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un açıklamasına göre; sadece 2023 yılında sağlık hizmetlerine yönelik 1.520 saldırı kaydedilmiş, bu saldırılarda en az 750 hasta ve sağlık çalışanı hayatını kaybetmiş, 1.250 kişi yaralanmıştır. Ghebreyesus, çatışma ortamlarında sağlık hizmetlerine yönelik saldırıların “yeni bir gerçeklik” haline geldiğini belirterek bu durumun kabul edilemez olduğunu vurgulamıştır.

Yakın geçmişte Gazze’deki Vefa Yaşlı Bakım Merkezi ve El-Ehli Baptist Hastanesi’ne yönelik saldırılar gibi örnekler, sağlık çalışanlarına yönelik ihlallerin ciddiyetini gözler önüne sermektedir. Bu tür saldırılar yalnızca insan haklarının değil, temel insani değerlerin de ihlalidir. Bu nedenle, söz konusu ihlallerin bağımsız insan hakları heyetlerince ivedilikle incelenmesi ve sorumluların hesap vermesi sağlanmalıdır.

Türk Tabipleri Birliği'nin de ilgili konu üzerinden birçok açıklaması bulunmaktadır.  Bağımsız insan hakları örgütlerini, Dünya Tabipleri Birliği’ni, Dünya Sağlık Örgütü’nü ve uluslararası kamuoyunu; sivilleri, sağlık çalışanlarını ve sağlık tesislerini hedef alan saldırıları durdurmak ve bu tür ihlallerin önüne geçmek için bir an önce harekete geçmeye davet ediyoruz.

Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu