Temel Hak ve Özgürlükler Kısıtlanamaz

Demokratik toplumların vazgeçilmez unsurlarından biri düşünce ve ifade özgürlüğü olup bu hak anayasa ve uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınmıştır (Anayasa madde 26 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi madde 10). Bu hakkın kullanımında bireylerin hiçbir engelle karşılaşmaması, aksine bu alanda kamu otoritesinin kolaylaştırıcı bir rol oynaması gerekmektedir.

Ancak ne yazık ki uzun bir süredir ülkemizde düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik engeller giderek artmış, yargı araçsallaştırılarak iktidar ile aynı doğrultuda düşünmeyen muhalif kişi ve gruplara yönelik gözaltı ve tutuklamalar artmıştır. İnsan hak ve özgürlüklerine aykırı olan uygulamalar bununla da sınırlı kalmayarak, gözaltına alınan ya da tutuklanan bireylerin mutlak suç olan işkenceye maruz kalmasına kadar varmaktadır.

Yaşananlar özgür, demokratik bir toplumda yaşama hakkının ihlaline yol açmakta, yargıya olan güveni zedelemekte ve temel hak ve özgürlüklerin kullanımını sınırlandırmaktadır.

Kamu otoritesine sesleniyoruz: Şiddet içermeyen, toplumda ayrımcı, ötekileştirici boyutu olmayan, başta düşünce ve ifade özgürlüğü olmak üzere her türlü hakkın kullanımı önündeki engeller kaldırılmalıdır. Tutuklama, gözaltı ve işkence süreçleriyle oluşturulan tüm antidemokratik uygulamalara derhal son verilmelidir.

Türk Tabipleri Birliği İnsan Hakları Kolu