Dr. Ersin Arslan’ı anıyoruz: Bu şiddet sona ERSİN!

Dört yıl önce bir hasta yakınının bıçaklı saldırısı sonucu yaşamını yitiren Dr. Ersin Arslan'ın ölüm yıldönümü dolayısıyla tüm Türkiye'de tabip odalarınca düzenlenen etkinliklerde, sağlık alanında şiddet ve kaos protesto ediliyor. 

 

BASIN AÇIKLAMASI

18 NİSAN 2016

DR. ERSİN ARSLAN'IN ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE

SAĞLIKTA ŞİDDET VE KAOS SÜRÜYOR

Değerli Basın Emekçileri,

Dr. Ersin Arslan’ı yitireli dört yıl oldu.

Yıllar geçiyor, bizler yaş alıyoruz, Bakanlar değişiyor. Ersin yaşlanmıyor.

Ersin artık hep 30 yaşında! Ersin yaşlanmıyor!

Çünkü Dr. Ersin Arslan umutları, gelecek hayalleri olan bir hekim iken, bir hasta yakını tarafından, hastane içinde bıçaklanarak katledildi.

Sağlık örgütlerinin yıllardır haykırdığı şiddeti Sağlık Bakanlığı da nihayet gördü ve 113 şiddet bildirim sistemini kurdu.

Bugün her 24 saatte 31 sağlık çalışanı görevi başında şiddete uğruyor. Bunların üçte biri fiziksel şiddet. Alındığı söylenen “sözde” tedbirlerin işe yaramadığı görülüyor.

TBMM Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu’nun yasa önerisi önceki dönemde de bu dönemde de maalesef hayata geçirilmedi. Bu açık bir görevi ihmaldir.

Sağlık Bakanlığı ve Hükümet için şiddet –performansla birlikte- sağlıkta dönüşüm programının iki temel enstrümanından birisidir.

Yetkililerin “iğne yapmayı bilmezler, doktor efendi, mani mani, muayenehaneden geçmeden hastaya bakmazlardı, tuzu kurular, 150 dolara doktor getiririm ” sözleri, miting meydanlarında kitlelere hekimlere yönelik çektirilen yuhlar,halen kulaklarımızda çınlamaktadır.

Bugün Sayın Cumhurbaşkanı ne diyor: “Doktora şiddet ülkemizin yüz karası. Sağlık personelimizin itibarı doğru yere oturtulmalı.” Evet! Yüz karası! Ve bu ülkeyi yıllardır siz yönetiyorsunuz!

Hastane tuvaletinde katledilen Ersin, SABİM’le taciz ettiğiniz Melike, göz göre göre/göz yumula yumula hastanede öldürülen Kamil Abi, Sevgili Aynur sizin yüz karası politikalarınızın kurbanıdır.

Bugün sağlıkta kaos ortamı vardır.

Hızla bakılmak zorunda olunan hastalar,

Hızla bitirilmek zorunda olunan vizitler,

Hızla bitirilmek zorunda olunan ameliyatlar,

Hızla çekilmek zorunda olunan filmler,

Hızla takılmak zorunda olunan serumlar,

Hızla yapılmak zorunda olunan dolgular…

Yurttaşlar kamuda aldıkları bu hizmet için bir de para ödemektedir.

Özele gidenler ise hiç beklemedikleri faturalarla karşılaşmaktadır.

Kısaca; sağlıkta dönüşüm tramvayı bizi sağlıkta kaos durağına getirmiştir.

Her saat başı en az bir çalışanın saldırıya uğradığı bir sağlık ortamı!

Ne kadar övünseniz azdır!

Tekrarlayalım!

Bugün Türkiye’de sağlıkta kaos vardır!

Böyle sağlık sistemi olmaz.

Bu şartlarda, iyi hekimlik, diş hekimliği, hemşirelik, teknisyenlik yapılmaz!

Nitelikli sağlık hizmeti verilmez!

Sağlık Bakanı’na sesleniyoruz. Yeter! Sizin göreviniz halkın sağlığını korumaktır, sağlık çalışanlarını korumaktır. Sermayeye halkın sağlığından, hastalığından para kazandırmak sizin işiniz değildir. Sağlık çalışanları birer cam tüp değildir. “Düştü, kırıldı” deyip ayağınızın ucuyla bizleri itip geçemezsiniz. Sizi; şiddeti doğuran, emekçileri ve halkı mağdur eden bu sistemi ortadan kaldırmaya, işkolundaki sağlık emek ve meslek örgütleri olarak birlikte çözüm üretmeye çağırıyoruz.

Halkımıza daha iyi bir sağlık hizmeti sunabilmek için; halkımızı verdiğimiz bu mücadelede yanımızda olmaya davet ediyoruz.

Taleplerimizin yerine getirilmesi için, daha etkili eylemlerle ve kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz….

Böyle Sağlık Sistemi Olmaz.

Bu Şiddet Sona ERS!N.

 

TTB (Türk Tabipleri Birliği)

SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası)

DEV SAĞLIK İŞ (Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası)

THD (Türk Hemşireler Derneği)

TÜM RAD DER (Tüm Radyoloji Teknisyenleri/Teknikerleri Derneği)

TMRT DER (Türk Medikal Radyoteknoloji Teknisyenleri Derneği)

SHUD (Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği)