Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesinden Vazgeçilmelidir!

21.11.2017 BASIN AÇIKLAMASI Akkuyu Nükleer Güç Santrali Projesinden Vazgeçilmelidir! Kamuoyuna, Mersin ili sınırları içerisinde yer alan Akkuyu bölgesine nükleer güç santrali (NGS) kurulmasına dönük girişim, çevresel etki değerlendirme (ÇED) raporunun yayımlanması ile son aşamasına gelmişti. Öte yandan Türk Tabipleri Birliği, Türk Mühendisleri Mimar Odaları Birliği ve Türkiye Barolar Birliği ve Ege Çevre ve Kültür Platformu’nun ÇED raporunun iptali için açtığı davada da sona yaklaşılmış bulunuyor. Bilindiği gibi ÇED süreci, çevreye olumsuz etkileri olacağı düşünülen tesislerin gerek olumlu gerekse olumsuz anlamdaki etkilerinin tesis kurulmadan önce belirlenmesi ve olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için yapılacak çalışmaları ve taahhütleri kapsamaktadır. Teknik boyutun ayrıntılandırıldığıAkkuyu NGS ÇED Raporu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na teslim edildiği andan itibaren çok ciddi tartışmalara neden olmuştur. Şöyle ki; - Raporun altında imzası bulanan mühendisler, rapor Çevre ve Şehircilik Bakanlığına sunulduğu dönemde, raporu hazırlayan şirketten ayrılmıştır. Bu nedenle imzalarının tartışmalı olduğu açık olarak bilinmektedir. - Söz konusu projenin bir nükleer tesis olması nedeniyle, sağlık ve çevre etkilerinin özellikli ve yöntemsel olarak kabul edilebilir bilimsellikte tartışılması gerekmektedir. Raporda belirtilen niteliklere haiz bir tartışma yapılmamıştır. - Raporda, özellikle nükleer atıkların geçici depolanması, devreden çıkarılması ve uzak bölgelere taşınması sırasında, insan sağlığı ve çevresel risklerle ilgili alınacak önlemler konusunda yeterli çözüm üretilmemiştir. Tesisin çalışmasının yaratacağı çevresel etkilerin ve atık yönetiminin her aşamasında, sağlığa etkilerinin tarafsız, ayrıntılı, hassas ve tatmin edici bir çerçeve ile değerlendirilmesi gereklidir. AkkuyuNGS’si, sağlık açısından sadece kurulu olduğu bölgede değil, çok geniş bir alanda geri dönüşümü olmayan hastalıklara, kazalara ve ölümlere yol açabilecek yan etkiler oluşturma potansiyeli taşımaktadır. Bu tesisin, geleceğe yönelik bu etkilerini değerlendirmek, öngörmek ve bunların oluşumunu engellemek iddiası ile oluşturulan ÇED Raporu, içerik ve yöntem açısından bu tehditleri ayrıntılı olarak irdeleyip çözüm üretmekten uzaktır. Mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişiler de bu eksiklikleri görmelerine rağmen, adeta göz yummuş, kendileri ile çelişerek ÇED raporunda sorun olmadığını söylemişlerdir. Bilimsel bilgilere aykırı, hatalı ve eksik sonuç yazan bilirkişi değerlendirmesine itirazların görmezden gelinmesi ülkemizi, komşularımızı, gezegenimizi tehdit edecek yıkımlar yaratacak sonuçlara yol açabilir. Sonuç olarak, Akkuyu NGS ÇED Raporu halk sağlığı açısından birçok yönüyle ciddi sorunlar, eksiklikler ve hatalar içeren bir değerlendirme sunmaktadır. En önemli eksiği ise, gerek yakın bölgelerde gerekse hammadde ve nükleer atıkların geçtiği uzak bölgelerde, insan ve çevre sağlığı üzerine yapabileceği olumsuz etkilerin ayrıntılı olarak incelenmemesi ve çözümler üretilmemesidir. Bu nedenle, hata ve eksikliklerle dolu ÇED raporuna Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği olumlu kararın hukuk tarafından onaylanarak AkkuyuNGS’nin faaliyete geçirilmesi halk sağlığı açısından geri dönüşü olmayan felaketlere davetiye çıkarmak anlamına gelecektir. Son kez uyarıyoruz! Sürecin acilen durdurulması ve bilimsel yöntemlerle yeniden gözden geçirilmesi zorunluluktur. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek gibi sağlıklı birçok seçeneği olan ülkemizde, Akkuyu NGS projesi yatırımından vazgeçilmesinin, halk ve çevre sağlığı bakımından en uygun seçenek olacağı açıktır. Bu haliyle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından uygun bulunan Akkuyu NGS Projesi ÇED Raporu’nun, halk sağlığı yönünden kabul edilemez eksik ve yanlışlarla dolu olduğunu ve Danıştay’a açtığımız dava sonucunda iptal edileceğine olan inancımızı Türkiye ve uluslararası kamuoyu ile paylaşırız. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Halk Sağlığı Uzmanları Derneği Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu