İşyeri Hekimliği
Ülkemizde işyeri hekimliği yapılabilmesini sağlayan yasal düzenlemeler 1930 yılında çıkarılan 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha kanununun 180. maddesi , daha sonra 506 sayılı SSK yasasının 114. maddesi ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü’nün 91. maddesinde ifade edilmektedir. Bu düzenlemeler en az 50 çalışanı olan bir işyerinin hekim bulundurma zorunluluğundan söz etmektedir.
Ancak işyeri hekimliğinin, pratik olarak ne ifade ettiği ise 4 Temmuz 1980 yılında çıkarılan “İşyeri Hekimlerinin Çalışma Şartları ile Görev ve Yetkileri” hakkındaki yönetmelikle açıklığa kavuşmuştur. Bu yönetmelik işyeri hekimliği yapılabilmesi için “yetkili bir makam tarafından verilmiş olan sertifika” zorunluluğu getiriyor ve işyeri hekimlerinin atanmasında tabip odalarını yetkili kılıyor. Bu yönetmeliğin çıkarılmasından iki ay sonra gerçekleşen 12 Eylül 1980 müdahalesi sonucunda tabip odaları kapatılıyor ve süreç kesintiye uğruyordu. Yıllar sonra toplanan Türk Tabipleri Birliği 35. Büyük Kongresi, “yetkili makam tarafından verilen sertifika” tanımı ve kendi yasasında tarif edilen mezuniyet sonrası eğitim görevini birleştirerek, eğitim programları başlatma ve sertifikalandırma işlevini üstlenmiştir. Bu çerçevede ilk kurs 1988 yılında İstanbul Tabip Odası tarafından düzenlenmiştir.
Başlangıçta gerek bazı hekimler, gerekse işveren örgütleri bu kursların düzenlenmesine şiddetle karşı çıkmışlar, her türlü hukuk yoluna başvurmuşlar, ancak sonuç elde edememişlerdir.
Önceleri daha çok yarım zamanlı bir hekimlik uğraşısı olarak değerlendirilen işyeri hekimliği, tabip odalarında yeni bir anlayışın hakim olmasıyla birlikte belli bir standarda oturtulmaya çalışılmaktadır. İş ortamının ihtiyaçları ve çalışan sayısına göre belirlenen kriterler dahilinde ihtiyaç duyulan işyeri hekimi istihdamı tabip odaları tarafından kontrol altında tutulmaktadır.