İşyeri Hekimliği Sertifikalarının Kullandırılmaması Hakkında

22.7.2016 tarihli ve 667 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname Türkiye Büyük Millet Meclisinde aynen kabul edilerek 7081 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun 8 Mart 2018 günlü Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Kanunun “Bazı yetkilerin iptali” başlıklı 9. Maddesine göre9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 12.nci maddesinin birinci fıkrasının (l) ve (m) bentleri kapsamında yetkilendirilen kişi, kurum veya kuruluşlardan terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olanların yetkileri Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından oluşturulacak komisyonun teklifi üzerine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının onayı ile iptal edilir”

Bu hükme dayalı olarak yaklaşık altı yıldır işyeri hekimlerinin sertifikaları iptal edilmekte, vize işlemleri yapılmamakta veya çalışma izinleri verilmemektedir. Uygulama Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde kurulan bir komisyon eliyle yürütülmektedir. Yapılan değerlendirmede esas alınan unsurların Kanun hükmü ile kişiler hakkında yürüyen davalar olduğu belirtilmişse de arşiv araştırmasının da ötesine geçilerek güvenlik soruşturması mahiyetinde olduğu görülmektedir.

3146 sayılı Kanunun atıf yapılan düzenlemesi 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılmış, 1 No.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yeniden düzenlenmiştir.

Yine geçen zaman içerisinde Anayasa Mahkemesinin 3.6.2021 tarihinde E.2020/18 numaralı dosyasında, 6755 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler ile Bazı Kurum ve Kuruluşlara Dair Düzenleme Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 37. maddesine eklenen (3) numaralı fıkrada yer alan “…Milli Güvenlik Kurulunca…” ile “…hukuki,…” ve “…mali…” ibarelerinin Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verilmiştir. Karar ile kamu görevinden çıkarılma ve benzeri uygulamalar yönünden Milli Güvenlik Kurulu’nun doğrudan sonuca etkili karar alamayacağı belirlenmiştir.

Yine Anayasa Mahkemesinin 19.2.2020 tarihinde E.2018/91 numaralı dosyasında, 7072 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un kimi hükümlerinin olağanüstü hâl süresince uygulanma özelliğini aşan bir niteliğe sahip olduğundan, bu durumun kurallara olağanüstü hâlin dışına taşan genel düzenleme niteliği verdiği belirlenmiş ve iptal kararı verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin 26.1.2022 günlü Resmi Gazetede yayımlanan 24.6.2021 günlü ve 2018/81E. sayılı kararında da 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının 1. cümlesinde yer alan “…üyeliği, mensubiyeti veya…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Aynı kararda kamu görevinden çıkarma işlemiyle birlikte kişilerin pasaportlarının da iptal edilmesine dair düzenlemenin seyahat özgürlüğünü kısıtlamaya dönük tedbirin Anayasanın 15. Maddesiyle belirlenen ölçütlere uymadığı da gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Kararda meslek icrasının aynı zamanda özel hayatın gizliliği hakkıyla ilişkisi de vurgulanmıştır.

Anayasa Mahkemesinin 30.12.2021 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Ahmet Gödeoğlu (Başvuru Numarası: 2018/28616) kararında, belli bir suçtan verilen mahkumiyet kararının bir mesleğin ömür boyu yapılmasının yasaklanmasının çalışma hakkının engellenmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğine hükmedilmiştir.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı mahkûmiyeti bulunmayan kişilerin toplumda suçlu olarak damgalanmaması ve yararlı bir birey olarak tekrar topluma kazandırılması amacıyla belli koşullara bağlı olarak tanınan bir imkândır (AYM, E.2015/23, K.2915/56, 17/6/2015). Anayasa Mahkemesinin birçok kararında (örneğin bkz. Ali Gürsoy, B. No: 2012/833, 26/3/2013); HAGB'nin -sanığa yüklenen suça ilişkin yargılama sonunda cezaya hükmedilmesi hâlinde- hükmün açıklanmasının belirli koşulların gerçekleşmesine bağlı olarak ertelenmesi anlamına geldiği belirtilmiştir. Anayasa Mahkemesinin 28.1.2022 günlü Resmi Gazetede yayımlanan Ümmügülsüm Salgar Başvuru Numarası: 2016/12847) kararında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının sonuçlarını değerlendirmiştir. Kararda atıf yapılan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 1/2/2012 tarihli ve E.2011/19-639, K.2012/30 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile kurulan hüküm, belli bir süre sanık hakkında hüküm ifade etmemekte, herhangi bir sonuç doğurmamaktadır. Sanık bulunduğu hal üzere bırakılmakta, aynen yargılanan kimsenin durumunda kalmakta ve yapılan yargılama geçici bir süre askıda kalmaktadır. Askı süresi boyunca, yargılanan kimsenin sanık sıfatı devam eder ise de, hiçbir şekilde bu kimse hükümlü sayılamaz."

Sayılan yargı kararlarının birlikte ele alınması sonucunda, idarenin yargı kararlarının sadece hüküm fıkrası ile değil gerekçedeki hukuki değerlendirme ile de bağlı olması gerektiği göz önüne alınarak, olağanüstü dönem için alınan geçici tedbir niteliğindeki kuralların olağan dönemde uygulanması sonucunu doğuran, kamu işverenine bağlı yürütülen bir kamu hizmeti niteliğinde olmayan bir çalışma için güvenlik soruşturması mahiyetinde bir değerlendirmenin yine Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak yapılması nedeniyle çalışma hakkının ve buna bağlı olarak özel hayata saygı hakkının ihlaline neden olan uygulamaya son verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan çerçevede, sertifika onaylarının yapılması, çalışma izinlerinin verilmesi, vize işlemlerinin tamamlanması talebiyle yapılacak başvurulara 30 günlük süre içerisinde olumlu yanıt verilmemesi veya sessiz kalınarak talebin reddedilmesi durumunda veya halihazırda reddedilen başvurular yönünden işlemin iptali talebiyle idari dava açılması, başvuruda işlemin dayanağı olarak gösterilen Kanun hükmünün yukarıda sayılanlar çerçevesinde Anayasaya aykırılığına dair itirazın da yapılması mümkündür. 

TTB İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği Kolu

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi