4. SONUÇ VE ÖNERİLER

 

A. Kirlilik ile İlgili Bulgular

1.   Ölçülen Kirleticiler:  SO2 ve PM10, Dünya Sağlık Örgütü’nün 1999 ölçütlerine göre yüksek düzeylerdedir.  Bu kirleticiler bölgede 1990’nın başlarından bu yana yüksek düzeylerde ortama katılmaktadır ve bu yükseklik bir artış göstermektedir. Kirlilik, Kasım ayında yaşanan inversiyon olayları sırasında en yüksek değerlerine ulaşmıştır.

 

2.   Ölçülmeyen Kirleticiler:  SO2 ve PM10 ile sinerjistik etki gösteren ve ortam yoğunluklarındaki artış bu kirleticilerle paralel olarak yükselmesi beklenen NOx, PM2,5 ve hidrokarbonlar gibi zararlılara yönelik ortam ölçümleri yapılmamaktadır. 

 

B. Sağlık ile İlgili Bulgular

1.   Sağlıkla ilgili güvenilir değerlendirme yapabilmek için gerekli veriler eksiktir.

2.   Başvuru ve Yatan Hasta Sıklıkları[1]: Solunum sistemi hastalıkları nedeniyle Yatağan Devlet Hastanesi’nde yatarak sağaltım gören hasta oranı, aynı hastalık grubu nedeniyle Muğla merkezindeki hastanelerde yatan hastalara oranla 2 kat fazladır.  Bronşit, astma ve amfizem grubu hastalıklar için bu oran 3 kat fazla bulunmuştur.

3.   Santral ve madende çalışan yaklaşık 4,000 işçi ek risklere maruz kalmaktadır.

 

C. Toplumsal Durumla İlgili Gözlemler

1.      Yatağan’da, soruna karşı toplumsal duyarlılık zamanında ve güçlü biçimde ortaya çıkmamıştır.

2.      Tarafların öncelik ve yaklaşımları farklılıklar içermektedir. Bugünkü durumda Yatağan’daki tüm tarafların “ortak sorunu” kirlilikten çok özelleştirme ile gelmesi beklenen işsizliktir.

 

Öneriler

 

A. Kirlilik ile İlgili Öneriler

1.   Sürekli İzlem (monitorizasyon):  Havada baca gazına bağlı emisyonların düzeyinin “anlık -spot- ölçümlerle” değerlendirilmesi kirliliğin izlenmesi için uygun değildir.  Yalnızca SO2 ve PM10 izlemi kirliliğin sağlık etkisinin gözlenmesi için yeterli değildir.  SO2, PM10, PM2,5, NOx ve hidrokarbonlar gibi kirliliğin sağlık etkisini gösterecek “temel” parametrelere yönelik sürekli ortam ölçümlerinin yapılması gereklidir.

 

2.   Atıklar:  Baca gazı arıtma sistemleri (desülfürizasyon birimleri) çalışmaya başladıktan sonra ortaya çıkacak olan katı atıkların çevre ve toplum yönünden zarar oluşturmayacak bir yöntemle “etkisiz” hale getirilmesi / değerlendirilmesi gereklidir.

 

B. Toplum Sağlığı ile İlgili Öneriler

1.   Kayıt Sistemleri:  Yürürlükte olan kayıt sisteminin, hastalık ve ölümlerdeki günlük değişimleri gösterebilecek biçimde yeniden düzenlenmesi gereklidir.  Bunun için, sağlık ocaklarından gelen Form 018’ler ve hastanelerden gelen Form 053A’lara ilişkin bilgilerin günlük olarak toplanması sağlanmalıdır. 

 

2.   Olgu Tanımları ve Eğitim:  Sağlığın sürekli izlenebilmesi (sürveyans) için doğru ve etkin kayıt toplanması zorunludur.  Bunun gerçekleştirilmesi için a) kirlilikle ilişkili hastalıkların “olgu tanımlarının” yapılması gereklidir; b) kirlilikle ilişkili olguların izlem ve kayıtlarını yürütecek olan sağlık personeli için bu konuda bir hizmet içi eğitim programı oluşturulmalıdır.  

 

3.   Ölüm Kayıtları:  Ölümlerin mutlaka hekim tarafından, günlük olarak ve temel ve son nedenlerin değerlendirilerek kaydedilmesi gereklidir. Bunun gerçekleştirilebilmesi için bir hizmet içi eğitim programı planlanmalıdır. 

 

C. Epidemiyolojik Araştırmalar ve İzlem

1.   İleriye Yönelik Çalışmalar:  Kayıt sisteminde gerçekleştirilecek değişikliklerden sonra, günlük hastalık ve ölüm “durumlarının” ortam ölçümleri ile koşut olarak izlenmesi ve değerlendirilmesi gereklidir.

 

2.   Sıklık Çalışmaları[2]:  Yatağan’da kirlilikle ilişkili kronik hastalıkların görülme sıklıkları  belirlenmelidir.

 

D. Eğitim ve Duyarlılaştırma Çalışmaları

Yapılan değerlendirmeler sonunda elde edilecek veriler doğrultusunda toplumsal duyarlılığın artması için eğitim çalışmaları örgütlenmelidir.  Toplumsal duyarlılık çalışmalarını yürütecek olan sağlık personelinin hizmetiçi eğitiminin sağlanması için programlar oluşturulması gereklidir.

 

E. Kurumlararası İlişkiler ve Eşgüdüm

Yatağan’da kirlilik termik santralin kurulduğu günden bu yana vardır.  Bu kirlilik ve “risk” santral var olduğu sürece devam edecektir.  Bu nedenle kirlilik ve ilişkili süreçlerin sürekli izlenmesi zorunludur. Bu noktada toplum katılımı son derece önemli bir araçtır. Bir toplum katılımı modeli olarak, Yatağan’da ilgili kamu ve özel kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinin biraraya gelecekleri bir EŞGÜDÜM ve İZLEM organı oluşturulması önerilmektedir. 

 



[1] Eldeki veriler 1999 yılına aittir.

[2] Yakın erimde Yatağan’da kronik solunum sistemi hastalıklarının prevalansının, uzun erimde de kanser insidansının belirlenmesi ve izlenmesi için hekim örgütünün de taraf olarak yer alacağı bir araştırma projesi   planlanmaktadır.

 

 

 

Başa Dön         Sayfa Başı